2017'de korumaya alınan göl tamamen kurudu
Manisa'da pek çok kuş türüne ev sahipliği yaparken, geçen yıl beşeri ve doğal nedenlerle tamamen kuruyan Marmara Gölü'nün 35 bin dekarlık bölümü, tarıma açıldı.
03 Ekim 2023 - 08:30
Alüvyal set gölüyken Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından 1945 yılında setlerle rezervuar alanına dönüştürülen Saruhanlı, Salihli ve Gölmarmara ilçeleri arasındaki Marmara Gölü, zamanla 320 milyon metreküp su kapasitesine ulaştı.
Dolu olduğu dönemlerde yılda ortalama 150 milyon metreküp suyu Gediz Ovası'na veren gölde su seviyesi, kuraklığın ve kaçak sulamaların etkisiyle her geçen yıl azaldı. Tepeli pelikan, küçük karabatak gibi nesli tehlike altında olan kuş türleri de dahil olmak üzere yaklaşık 20 bin su kuşuna ev sahipliği yapan, çevresindeki mahalle sakinlerince sazan avlanan ve bu özelliğinden dolayı 2017 yılında "Ulusal Öneme Haiz Sulak Alan" ilan edilen göl, geçen yıl tamamen kurudu.
Kuruyan alanların kaçak şekilde tarla olarak kullanılması üzerine, Manisa Valiliği, DSİ Genel Müdürlüğü, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) çalışma başlattı.
Geçen yıl imzalanan işbirliği protokolü sonucunda göl arazisinin 35 bin dekarlık bölümü, organik buğday ve ayçiçeği üretimi için TİGEM'e tahsis edildi. Bölgede Marmara Gölü'nün eski halini hatırlatıcı yalnızca tabelalar ile balıkçı tekneleri kaldı.
Birçok ciddi soruna sebep olacak
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Nüket Tirtom, küresel ısınma ve iklim değişikliği gibi sorunların dışında beşeri nedenlerle gölün kuruduğunu vurguladı.
Beşeri nedenler arasında "yanlış sulama yöntemleri", "tarımsal sulama amaçlı açılan kuyuların sayısının giderek artması", "Gördes Barajı temelli havzalar arası su transferi"nin sayılabileceğini belirten Tirtom, "Bu doğal ve beşeri sebeplerin sonucunda, küçük derelerle ve yer altı sularıyla beslenen gölün kuruması kaçınılmaz oldu" dedi.
Kurumanın başladığı aylar.. (Arşiv fotoğrafı)
Ötrofikasyonun (plankton ve alg varlığının aşırı şekilde çoğalması) da gölün kurumasında bir etken olarak sayılabileceğini kaydeden Tirtom, "Tarımsal gübrelerden bol miktarda azot ve fosfor göle karışmakta, bu azot ve fosfor göl tabanındaki bitkilerin çoğalmasına sebep olmaktadır. Bu da bitkiler çoğaldıkça gölün bataklığa dönüşmesi ve suyunu kaybetmesi anlamına gelir" diye konuştu.
Gölün kurumasının sonuçlarına ilişkin ise Tirtom, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Gölün kuruması, hem biyoçeşitlilği hem de göl kıyısındaki sosyoekonomik hayatı olumsuz etkilemiştir. Kuraklık sonucundaki yer altı su seviyesindeki azalma, ekosistemlerin zarar görmesi, biyoçeşitliliğin azalması ve gıda güvensizliği gibi birçok ciddi soruna sebep olacaktır. Ayrıca toprağın kuruması, tarımsal kuraklığa sebep olacaktır."
Dolu olduğu dönemlerde yılda ortalama 150 milyon metreküp suyu Gediz Ovası'na veren gölde su seviyesi, kuraklığın ve kaçak sulamaların etkisiyle her geçen yıl azaldı. Tepeli pelikan, küçük karabatak gibi nesli tehlike altında olan kuş türleri de dahil olmak üzere yaklaşık 20 bin su kuşuna ev sahipliği yapan, çevresindeki mahalle sakinlerince sazan avlanan ve bu özelliğinden dolayı 2017 yılında "Ulusal Öneme Haiz Sulak Alan" ilan edilen göl, geçen yıl tamamen kurudu.
Kuruyan alanların kaçak şekilde tarla olarak kullanılması üzerine, Manisa Valiliği, DSİ Genel Müdürlüğü, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) çalışma başlattı.
Geçen yıl imzalanan işbirliği protokolü sonucunda göl arazisinin 35 bin dekarlık bölümü, organik buğday ve ayçiçeği üretimi için TİGEM'e tahsis edildi. Bölgede Marmara Gölü'nün eski halini hatırlatıcı yalnızca tabelalar ile balıkçı tekneleri kaldı.
Birçok ciddi soruna sebep olacak
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Nüket Tirtom, küresel ısınma ve iklim değişikliği gibi sorunların dışında beşeri nedenlerle gölün kuruduğunu vurguladı.
Beşeri nedenler arasında "yanlış sulama yöntemleri", "tarımsal sulama amaçlı açılan kuyuların sayısının giderek artması", "Gördes Barajı temelli havzalar arası su transferi"nin sayılabileceğini belirten Tirtom, "Bu doğal ve beşeri sebeplerin sonucunda, küçük derelerle ve yer altı sularıyla beslenen gölün kuruması kaçınılmaz oldu" dedi.
Kurumanın başladığı aylar.. (Arşiv fotoğrafı)
Ötrofikasyonun (plankton ve alg varlığının aşırı şekilde çoğalması) da gölün kurumasında bir etken olarak sayılabileceğini kaydeden Tirtom, "Tarımsal gübrelerden bol miktarda azot ve fosfor göle karışmakta, bu azot ve fosfor göl tabanındaki bitkilerin çoğalmasına sebep olmaktadır. Bu da bitkiler çoğaldıkça gölün bataklığa dönüşmesi ve suyunu kaybetmesi anlamına gelir" diye konuştu.
Gölün kurumasının sonuçlarına ilişkin ise Tirtom, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Gölün kuruması, hem biyoçeşitlilği hem de göl kıyısındaki sosyoekonomik hayatı olumsuz etkilemiştir. Kuraklık sonucundaki yer altı su seviyesindeki azalma, ekosistemlerin zarar görmesi, biyoçeşitliliğin azalması ve gıda güvensizliği gibi birçok ciddi soruna sebep olacaktır. Ayrıca toprağın kuruması, tarımsal kuraklığa sebep olacaktır."
YORUMLAR