'Afetlere Hazırlıklı Olmak' buluşması
İzmir Üniversiteleri Platformu (İÜP) Sosyal Sorumluluk Operasyon Grubu, 30 Ekimde İzmir'de yaşanan ve acı sonuçlara yol açan deprem sonrası 'Afetlere Hazırlıklı Olmak' başlıklı 5 gün süren çevrim içi buluşma organize etti.
27 Aralık 2020 - 15:14 - Güncelleme: 27 Aralık 2020 - 15:15
17 Ağustos depremi sonrası yapılan çalışmalarda bireylerde travma sonrası stres bozukluğun yüzde 23 ile yüzde 43 arası oranlarda tespit edildiğine dikkat çeken Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği İzmir Şubesi Başkan Yardımcısı Mahmut Bektaş, psikolojik ilk yardımda dikkat edilmesi gerekenleri anlattı.
Dönem başkanlığını Yaşar Üniversitesinin üstlendiği İzmir Üniversiteleri Platformu tarafından düzenlenen çevrim içi buluşmada, afetlere karşı hazırlıklı olmaya ve afet sonrası yapılacak yardım çalışmalarında nelere dikkat edilmesi gerektiğine dair eğitimler düzenlendi. Üniversitelerde öğrenim gören öğrencilere yönelik düzenlenen etkinlikte, Türkiye'nin dört bir yanından 800'ü aşkın katılım sağlandı.
Yetişkinlerde afet sonrası; şok, öfke, çaresizlik, hissizlik ya da aşırı korku hali, suçluluk, utanç gibi duygusal tepkiler görülebileceğini belirten Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği İzmir Şubesi Başkan Yardımcısı Mahmut Bektaş, bu kişilere uygulanacak psikolojik ilk yardımda dikkat edilmesi gerekenleri anlattı.
Bektaş, "Psikolojik ilk yardım, deprem gibi travmatik ve zorlayıcı bir yaşam olayının ardından toplum sakinlerine temel psikolojik destek sağlayarak ailelerine, komşularına, arkadaşlarına ve kendilerine bakmalarına yardımcı olacak bir dizi temel yardımdan oluşur. Burada temel güven duygusunun yeniden tesisi, sakinleştirmek, öz yeterlilik ve toplumsal yeterlilik duygusunu teşvik etmek ve umut aşılamak çok önemlidir; ancak teselli etmeye çalışırken özellikle de çocuklara yönelik boş sözler verilerek bu kişilerin dikkatini dağıtmak yapılan en büyük hatalar arasında yer alıyor. Depremzedelere yönelik 'siz mağdursunuz, güçsüzsünüz, hiçbir şeyi yapamazsınız, biz sizin için her şeyi sağlarız' duruşu yanlış. Bir kişi sürekli yardım almaya ve mağdur olmaya devam ederse toparlanma becerisi de o kadar düşer. Dolayısıyla bir an önce bu kişileri hayata dahil etmek ve onların sorumluluk üstlenmelerini sağlamak gerekir. Biz, genellikle en çok yardım isteyene, en çok sesi çıkana ilgi gösteriyoruz. Oysaki içine kapanmış olanlara özel olarak ilgi göstermemiz gerekiyor" dedi.
"Krizi değil, riski yönetmeliyiz, öncesinde hazırlık yapmalıyız"
AKUT Seminer Birimi Sorumlusu Harun Öngören de, 'Bireysel ve kurumsal olarak depreme hazır olmak' başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. "Krizi değil, riski yönetmeliyiz, öncesinde hazırlık yapmalıyız" diyen Öngören, afetlere hazırlık için hem iş yerimizde hem de evimizde afet planı yapmamız gerektiğini söyledi. Öngören, "Bir diziyi, bir maçı izlemek için saatlerimizi ayırdığımızı düşünürsek bir yarım saat bu planı yapmaya ayırmak zor almayacaktır. Aile bireyleri olarak olası bir durumda neler yapmamız gerektiği, ilaçlarımız, rahatsızlıklarımız, kan gruplarımız, adresler, buluşma noktası, toplanma noktası neresi olacak, çocukları okuldan alacak kişi, şehir dışında bir irtibat kişisi ve telefonu gibi hususların yer aldığı bir plan yapın ve 6 ayda değişimlere göre bunu yenileyin. Bir deprem anında meydana gelebilecek cam kırıkları gibi tehlikelere karşı mutlaka yatağınızın başucunda bir terlik, bir litre kadar su, düdük içinde el feneri, düdük bulunan ilkyardım çantası olmalı. Hiçbir şey alamıyorsak bile bu tedbirler hem evden çıkarken yaralanmamızı engeller hem de hayati önem taşıyan ilk malzeme bütünüdür" bilgisini verdi.
"Otomobil alırken bir uzmana soruyorsunuz, ev alırken de danışın"
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cemalettin Dönmez ise 'Binalarda risk ve deprem güvenliği' konusunda bir sunum yaptı. Doç. Dr. Dönmez, son İzmir depreminde zarar gören binalar üzerinden örneklerle gerçekleştirdiği sunumunda, yıkıma sebep olan asıl unsurun zemin yapısından ziyade yapılardaki kusurlar olduğunu gördüklerini söyledi. Dönmez, "Yıkıma sebep olan yapıların problemi. Yer hareketi çok büyük değildi, sorun yapılarda. 1975 deprem şartnamesine göre yapılmış; ama ona da uymadığı görülüyor. Eski de onun için yıkılmış değil, o şartnameye de uymamış. Yumuşak kat yapılıyorsa mühendislik hizmetinin daha kaliteli olması lazım, ama bunu almıyor. Yumuşak zemin deniyor; ama önemli olan o zemine uygun inşaat yapmak. Deprem tasarımı, deprem mühendisliği çok uzmanlık gerektiriyor. Tasarımcı ile müteahhitin ayrılması lazım. Tasarımcının, müteahhidin çalışanı olmaması lazım. Mimarın, mühendisin bir arada çalışarak tasarlaması lazım" diye konuştu.
Dönmez, ev alırken nelere dikkat edilmesi gerektiği yönündeki bir soru üzerine de "Otomobil alırken bir uzmana soruyorsunuz, ev alırken de danışın" yanıtını verdi.
Dokuz Eylül Üniversitesi İzmir Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Doç. Dr. Engin Deniz Eriş de, afetlerde bireysel tutum ve davranışlarla ilgili dikkat edilmesi gerekenleri anlattı. Afet durumlarında telefon, sosyal medya gibi iletişim kanallarını gereksiz meşgul etmemek gerektiğini belirten Eriş, "Afet durumlarında ilgili otoritelerin paylaşımlarını esas almak önemli. Kaynağı belirsiz bilgiyi paylaşmamak gerekir. Kişisel paylaşım yaparken de uygun mecralardan uygun bir dil kullanmak gerekir. Gösteriş ve reklam amaçlı değil, yardım amaçlı paylaşımlarda bulunmak da önemli. Kişilerin özel hayatlarına ve kişilik haklarına saygı göstermek yani izinsiz paylaşımda bulunmamak da bir başka dikkat edilmesi gereken husus" dedi.
İzmir Kavram MYO İlk ve Acil Yardım Programı Öğretim Görevlisi Veysi Kortak da, afet durumlarında ilk yardım, bilinmesi gerekenler ve yapılmaması gerekenleri anlattı.
Dönem başkanlığını Yaşar Üniversitesinin üstlendiği İzmir Üniversiteleri Platformu tarafından düzenlenen çevrim içi buluşmada, afetlere karşı hazırlıklı olmaya ve afet sonrası yapılacak yardım çalışmalarında nelere dikkat edilmesi gerektiğine dair eğitimler düzenlendi. Üniversitelerde öğrenim gören öğrencilere yönelik düzenlenen etkinlikte, Türkiye'nin dört bir yanından 800'ü aşkın katılım sağlandı.
Yetişkinlerde afet sonrası; şok, öfke, çaresizlik, hissizlik ya da aşırı korku hali, suçluluk, utanç gibi duygusal tepkiler görülebileceğini belirten Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği İzmir Şubesi Başkan Yardımcısı Mahmut Bektaş, bu kişilere uygulanacak psikolojik ilk yardımda dikkat edilmesi gerekenleri anlattı.
Bektaş, "Psikolojik ilk yardım, deprem gibi travmatik ve zorlayıcı bir yaşam olayının ardından toplum sakinlerine temel psikolojik destek sağlayarak ailelerine, komşularına, arkadaşlarına ve kendilerine bakmalarına yardımcı olacak bir dizi temel yardımdan oluşur. Burada temel güven duygusunun yeniden tesisi, sakinleştirmek, öz yeterlilik ve toplumsal yeterlilik duygusunu teşvik etmek ve umut aşılamak çok önemlidir; ancak teselli etmeye çalışırken özellikle de çocuklara yönelik boş sözler verilerek bu kişilerin dikkatini dağıtmak yapılan en büyük hatalar arasında yer alıyor. Depremzedelere yönelik 'siz mağdursunuz, güçsüzsünüz, hiçbir şeyi yapamazsınız, biz sizin için her şeyi sağlarız' duruşu yanlış. Bir kişi sürekli yardım almaya ve mağdur olmaya devam ederse toparlanma becerisi de o kadar düşer. Dolayısıyla bir an önce bu kişileri hayata dahil etmek ve onların sorumluluk üstlenmelerini sağlamak gerekir. Biz, genellikle en çok yardım isteyene, en çok sesi çıkana ilgi gösteriyoruz. Oysaki içine kapanmış olanlara özel olarak ilgi göstermemiz gerekiyor" dedi.
"Krizi değil, riski yönetmeliyiz, öncesinde hazırlık yapmalıyız"
AKUT Seminer Birimi Sorumlusu Harun Öngören de, 'Bireysel ve kurumsal olarak depreme hazır olmak' başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. "Krizi değil, riski yönetmeliyiz, öncesinde hazırlık yapmalıyız" diyen Öngören, afetlere hazırlık için hem iş yerimizde hem de evimizde afet planı yapmamız gerektiğini söyledi. Öngören, "Bir diziyi, bir maçı izlemek için saatlerimizi ayırdığımızı düşünürsek bir yarım saat bu planı yapmaya ayırmak zor almayacaktır. Aile bireyleri olarak olası bir durumda neler yapmamız gerektiği, ilaçlarımız, rahatsızlıklarımız, kan gruplarımız, adresler, buluşma noktası, toplanma noktası neresi olacak, çocukları okuldan alacak kişi, şehir dışında bir irtibat kişisi ve telefonu gibi hususların yer aldığı bir plan yapın ve 6 ayda değişimlere göre bunu yenileyin. Bir deprem anında meydana gelebilecek cam kırıkları gibi tehlikelere karşı mutlaka yatağınızın başucunda bir terlik, bir litre kadar su, düdük içinde el feneri, düdük bulunan ilkyardım çantası olmalı. Hiçbir şey alamıyorsak bile bu tedbirler hem evden çıkarken yaralanmamızı engeller hem de hayati önem taşıyan ilk malzeme bütünüdür" bilgisini verdi.
"Otomobil alırken bir uzmana soruyorsunuz, ev alırken de danışın"
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cemalettin Dönmez ise 'Binalarda risk ve deprem güvenliği' konusunda bir sunum yaptı. Doç. Dr. Dönmez, son İzmir depreminde zarar gören binalar üzerinden örneklerle gerçekleştirdiği sunumunda, yıkıma sebep olan asıl unsurun zemin yapısından ziyade yapılardaki kusurlar olduğunu gördüklerini söyledi. Dönmez, "Yıkıma sebep olan yapıların problemi. Yer hareketi çok büyük değildi, sorun yapılarda. 1975 deprem şartnamesine göre yapılmış; ama ona da uymadığı görülüyor. Eski de onun için yıkılmış değil, o şartnameye de uymamış. Yumuşak kat yapılıyorsa mühendislik hizmetinin daha kaliteli olması lazım, ama bunu almıyor. Yumuşak zemin deniyor; ama önemli olan o zemine uygun inşaat yapmak. Deprem tasarımı, deprem mühendisliği çok uzmanlık gerektiriyor. Tasarımcı ile müteahhitin ayrılması lazım. Tasarımcının, müteahhidin çalışanı olmaması lazım. Mimarın, mühendisin bir arada çalışarak tasarlaması lazım" diye konuştu.
Dönmez, ev alırken nelere dikkat edilmesi gerektiği yönündeki bir soru üzerine de "Otomobil alırken bir uzmana soruyorsunuz, ev alırken de danışın" yanıtını verdi.
Dokuz Eylül Üniversitesi İzmir Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Doç. Dr. Engin Deniz Eriş de, afetlerde bireysel tutum ve davranışlarla ilgili dikkat edilmesi gerekenleri anlattı. Afet durumlarında telefon, sosyal medya gibi iletişim kanallarını gereksiz meşgul etmemek gerektiğini belirten Eriş, "Afet durumlarında ilgili otoritelerin paylaşımlarını esas almak önemli. Kaynağı belirsiz bilgiyi paylaşmamak gerekir. Kişisel paylaşım yaparken de uygun mecralardan uygun bir dil kullanmak gerekir. Gösteriş ve reklam amaçlı değil, yardım amaçlı paylaşımlarda bulunmak da önemli. Kişilerin özel hayatlarına ve kişilik haklarına saygı göstermek yani izinsiz paylaşımda bulunmamak da bir başka dikkat edilmesi gereken husus" dedi.
İzmir Kavram MYO İlk ve Acil Yardım Programı Öğretim Görevlisi Veysi Kortak da, afet durumlarında ilk yardım, bilinmesi gerekenler ve yapılmaması gerekenleri anlattı.
YORUMLAR