1100 avukat zarar gördü
İzmir'de yaşanan depremin en çok hasar verdiği meslek gruplarından biri hukukçular. Adliye yakın olduğu için ofisleri ve evleri genelde deprem bölgesi Bayraklı'da olan 1100 avukatın binası hasar gördü. 600 avukatın işyeri ya da evi ağır hasarlı, 500'ü ise içine girilemeyecek durumda.
İşte depremden canlarını kurtaran ancak büyük zarar gören bu avukatlar için İzmir Barosu harekete geçti. Baro, depremde ofisleri hasar gören avukatlar için konteyner ofisler kurmaya başladı. İzmir Adliyesi yanına 12 adet konteyner yerleştirdiklerini belirten İzmir Barosu Başkanı Av. Özkan Yücel, “500’e yakın büro yıkılacak. Depremde bize hasar bildiren meslektaş sayısı 1100’e ulaştı. Büyükşehir Belediyesi de konteyner artırma konusunda destek olacak. Onlardan gelecek konteyner sayısıyla ile birlikte bu sayıyı 25’e çıkaracağız” dedi.
İzmir Barosu Başkanı Av. Yücel, “Depremde ofisi, evi hasar gören 1100 avukat var. 600 arkadaşımızın binası ağır hasarlı ve kullanılamayacak halde. Ya yıkıldı, ya da yıkılmak üzere... İçine giremiyorlar. Dosyaları kurtarmak için uğraşıyorlar. Yaralarımızı dayanışma ile saracak, bu zor süreçten dayanışmayla çıkacağız. Bir kampanya başlattık. Bu kampanyada toplanan paraları hiç kesmeden meslektaşlarımıza ulaştıracağız” diye konuştu.
BİR AVUKATIN ÖYKÜSÜ: DOSYALARIMIZI KURTARDIK
Depremde ofisinin bulunduğu bina ağır hasarlı olan avukatlardan Arif Ali Cangı, sosyal medya hesabından şu paylaşımı yaptı:
30 Ekim Depreminden Geriye Kalanlar;
30 Ekim Samos(Sisam) depreminin İzmir’de yaptığı yıkımdan canımızı kurtardık. Bizim payımıza da çalıştığımız ve yaşadığımız binanın ağır hasar görmesi düştü. Nisan ayından bu yana ilmek ilmek kurduğumuz, yoktan var ettiğimiz, hem evimiz hem ofisimiz olan yaşam alanımızı kaybettik.
Dosyalarımızı kurtarmamız bizim için artçı sarsıntılara dönüştü.
Geçen Cumartesi günü yarım saatlik tutanak imzalatılarak, 10 dakika ile iki ayağımız bir pabuca sokuldu. Bununla da kalınmadı, geç kaldığımız gerekçesiyle ağır hasarlı binanın balkonunda bir süre mahsur bırakıldık. O gerilimli tahliye sırasında arşiv dava dosyalarımızı, henüz saklama süresi geçmemiş muhasebe evrakımızı ve avukatlık stajına başladığım 1992 yılından bu yana dahil olduğum hak savunuculuğu dosyalarını alamadık.
Hafta başından beri, kalan dosyalarımız ve evrakı almak için Valilik, Çevre ve Şehircilik İl Md. ve ilgili diğer kurumlar nezdinde girişimlerde bulunduk, ilgili olan herkesle görüştük, yapabileceğimiz her şeyi yaptık. Bir yandan da kalan çevre ve ekoloji dosyalarının kurtarılması için bu alanda çalışan avukat arkadaşlarımdan ve aktivistlerden yoğun destek aldık. Bir yandan da binanın yıkımına başlanıp başlanmadığını takip ettik.
Sonunda dün akşam dosyaları alabilme umudu doğdu, yoğun telefon trafiği sonrasında, sabah halen durum netleşmemişti. Saat 8’i geçe çuvallarımızla, bezlerimizle binanın önüne geldiğimizde, yıkım için canavar ağızlı devasa araçlar hazır bekliyordu, saat 9’da bizim binadan yıkıma başlayacaklarını söylediler.
Gerilimli ve yoğun görüş alışverişleri ve görüşmeler sonucunda asansörlü vinçle geçen hafta girdiğimiz balkondan yaşam alanımıza yeniden girdik, çok hızla kalan dosyalarımızı aşağıya gönderdik. Hukuk kitapları kaldı ama dert değil, onların yerine yenileri konabilir. Yaklaşık 27-28 yıllık geçimlik ve seçimlik davaların dosyalarını kurtardık ya.
Sadece bizim ve müvekkillerimizin değil, o hak mücadelelerine katılan herkesin, Bergama’nın, Allianoi’nin, Kışladağ’ın, Çaldağı’nın İzmir’in, İliç’in ve çevre mücadelesi süren diğer pek çok yerin hafızasını kurtardık.
Bu süreçte destek veren, kıl payı da olsa bu kurtarma operasyonunda katkısı olan herkese sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
Depremden sonra ilk kez sevindik, mutlu olduk.
Kurtarma operasyonundan sonra 7-8 aydır düzenlediğimiz, çok özel ve güzel şeyler biriktirdiğimiz yaşam alanımızın gözümüzün önünde yıkılmasının yarattığı üzüntüyü de aşacağız elbet. Yaşam devam ediyor ve yapacağımız ve yaşayacağımız daha çok şey var.
Ne kadar çokmuşsunuz; düşünen, arayan, soran, paylaşan, dayanışan herkese sevgilerimizi sunuyoruz.