23 yıldır restore edilemedi, talan edildi!
Restorasyon çalışmaları ödeneksizlik nedeniyle duran ve 23 yıldır tamamlanmayan tarihi Forbes Köşkü kaderine terk edildi. Hırsızların yeni adresi olan köşkün çatısındaki kurşun levhalar çalındı ve mermer korkulukların bir kısmı kırılarak paramparça edildi.
Buca’nın en eski levanten yapılarından asırlık Forbes Köşkü, ilgisizlik ve bakımsızlığın son kurbanı oldu.
1900’lü yılların başında Forbes Ailesi tarafından büyük bir korunun içinde yaptırılan köşk, ailenin İzmir’i terk etmesinden sonra Whittal Ailesi’ne geçti. Levanten mimarisinin en seçkin örneklerinden biri olan ve 1950 yılında SSK’nın malı olan köşk, uzun yıllar poliklinik olarak hizmet verdikten sonra kaderine terk edildi. 1995 yılında Kültür Bakanlığı tarafından 49 yıllığına kiralanan köşk, dönemin Devlet Bakanı Işılay Saygın ile Buca Belediye Başkanı Cemil Şeboy’un çabalarıyla restore edilmeye başladı. Fakat köşkte 1999 yılında başlayan çalışmalar bir süre sonra ödeneksizlik nedeniyle durdu ve aradan 23 yıl geçmesine rağmen hala tamamlanmadı.
Kapı ve pencereleri kırık halde bulunan ve çevresinde güvenliği sağlamak için hiçbir önlem alınmayan köşk, hırsızların da yeni adresi oldu. Çatısındaki kurşun levhaları, demir parmaklıkları ve içindeki elektrik kabloları kesilerek çalınan köşkün mermer korkuluklarının bir bölümü de kırılarak paramparça edildi.
BİR UTANÇ VESİKASI
Kentin en önemli tarihi yapılarından birinin bakımsızlık sebebiyle harabeye dönmesinin kabul edilemez olduğunu belirten Buca Kent Konseyi Başkanı Cem Unutmuş, “Buca’nın tarihi açısından çok önemli ve dünyaca tanınan Forbes Ailesi’nin geçmişte oturduğu bir köşk. Neredeyse 23 yıl olmuş restorasyon başlayalı. Köşkün şu an kapıları, pencereleri açık. Camları kırılmış, isteyen içeriye girebiliyor. Ne kadar kötü bir restorasyon işlemi yapıldığı da görülüyor. Taş bir yapının nasıl olur da betonarme bir şekilde aslına uygun olmadan restore edilmeye çalışılır? Buna da hangi kurum onay verip, denetleyip, takip ettiyse bunlar ayrı soru işaretleri. Buca’nın en ünik yapıları arasında bulunuyor. Birçok filmde ve dizide de kesitleri yer alıyor. Köşkün içine girdiğimizde elektrik kablolarının çalındığını, döşemelerin kaldırılmaya çalışıldığını, kurşun kaplı çatının hırsızların hedefi haline geldiğini, demir parmaklıkların da aynı şekilde çalındığını gördük. Son 1-2 yıldır bu tahribat çok hızlandı. Yapının her şeyi paramparça edilmiş şekilde. Üst kata çıkış merdivenleri tahta suntalarla tutturulmuş, kapıların arkasına tahta dayayıp kapatılmaya çalışılıyor. Güvenlik kamerası yok. Etrafını tel örgüyle kapatıp girişin yasak olduğunu bildiren tabelaya rastlayamıyorsunuz. Herkes elini kolunu sallayarak girebiliyor. Bölgeye gelen insanlar otoparkmış gibi araçlarını önüne park ediyor. Bu, Buca’nın tarihi değerlerinin yok olup gitmesi noktasında bir özet gibi. En önemli, en ünik yapının bu hale dönüştürülmesi bir utanç vesikası” dedi.
TARİHİ MİRAS KATLEDİLİYOR
İlçedeki tarihi yapıların son dönemde peş peşe katledildiğini dile getiren Unutmuş, “Mıssir Köşkü’nün de önceden bakanlığa ait olduğunu sonradan ise müftülüğe devredildiğini öğrendik. Kısa bir süre önce oranında bahçe parmaklıklarının çalınmasının ardından 1 ay sonra içinde de yangın çıkarıldı. Bahçe parmaklıkları gündüz saatlerinde araçların yanaştırılarak kesilip götürüldüğünü duyduk. Söz konusu alan Buca Karakolu’na 100-200 metre uzaklıkta. Yani gündüz gözüyle bunlar yapılabiliyor. Bu gibi köşklerin içine girip her şeyini çalıp çırpabiliyorlar. Buca’da son 2 yıldır yangınların, şaibeli yıkımların olduğunu görüyoruz. Burada düğmeye basıldı. Sistematik bir şekilde birçok yapıya zarar veriliyor. Üzülüyoruz. Biz nasıl koruyabiliriz, nereye kadar gücümüz yeter... Eski yapıların envanter kaydının tutulması için bir çalışma başlattık. Bu işin temel altyapısını oluşturmaya çalışıyoruz. Teknik yazılım geliştirildi, projelendirme aşamasındayız. Yapının kaydını girdiğinizde teknik özelliklerini görebileceksiniz. Bu projeye kim katkı koymak isterse iş birliğine açığız. Hep birlikte burada böyle bir koruma kalkanı oluşturmak zorundayız. Bu bizim tarihi görevimiz” ifadelerini kullandı.(İlkses)