AK Parti İzmir İl Danışma Meclisi gerçekleşti

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, AK Parti İzmir İl Danışma Meclisi toplantısına katıldı. Bakan Işıkhan, belediyelerin SGK borçlarına vurgu yaparak, "Şimdi diyorlar ya AK Parti'den borçlu belediyeler devraldık diye. Sizlere sormak isterim; peki, bu 885 kat artan borcu, AK Parti'den mi devraldılar? İzmir CHP'ye AK Parti'den mi geçti?" dedi.

AK Parti İzmir İl Danışma Meclisi toplantısı, Narlıdere ilçesinde bulunan bir otelde gerçekleşti. Toplantıya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Aksakallar Heyeti Başkanı Binali Yıldırım, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, AK Parti önceki dönem Gençlik ve Spor Bakanı, İzmir Milletvekili Mehmet Muharrem Kasapoğlu ile İzmir milletvekilleri, eski Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, MKYK üyeleri ve çok sayıda partili katıldı.

"GÖNÜL KÖPRÜLERİNİ YENİDEN KURDUK"

Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Bilal Saygılı konuşmasında, "AK Parti ikna edilmişlerin değil, davasına inanmışların kurduğu ve devam ettirdiği muhteşem bir medeniyet nüvesidir. Bu medeniyet yansıması gün gelir Filistin’in sesi olur…  Gün gelir Afrika’da mazlum bir halkın umudu…  Gün gelir başörtüsü zulmüne uğrayan bir genç kızın gözyaşlarını silen merhamet eli… Gün gelir terörün başına inen çelikten bir yumruk… Gün gelir mavi ve gök vatanda egemenlik iradesi… Gün gelir dünya beşten büyüktür diyerek daha adil bir dünyayı inşa eden cesaret örneği olur…. AK Parti; Hakkari’de kardeşlik, Konya’da hoşgörü, Çukurova’da emek, Gaziantep’te ağız tadı…  Hatay’da, Adıyaman’da, Malatya’da umut olur. İzmir’de ise AK Parti; geleneklerine sıkı sıkıya bağlı ama değişerek… İlkelerinden taviz vermeden ama büyüyerek… Değerlerinden bir adım geri atmadan ama her insanı kapsayarak; ayırmadan, ayrıştırmadan yeni bir hikâye yazıyor. Bugün bu salonda bulunan herkes bu hikâyenin birer kahramanıdır aslında. Çünkü biz göreve geldiğimiz ilk günden itibaren özde birlik, özde kardeşlik ve özde samimiyet ilkesini şiar edindik. Kimseyi kırmadık, üzmedik, ötekileştirmedik. Teşkilatımızı ayrı parçalardan oluşan alelade siyasi bir kadro değil; sarsılmaz, aşılmaz ve yıkılamaz bir kalenin yekpare kilit taşları olarak tahayyül ediyoruz. Göreve geldiğimiz günden beri dedikodu ve gıybeti reddettik.  Sağlıklı iletişim ve samimiyeti önceledik. Perde arkası kulisleri değil aynı masa etrafında gerçekleri konuşmayı itibarlı hale getirdik. Kangren olacak sorunları ele alarak problemin değil çözümün bir parçası olmayı gündemimize aldık. 23 yıllık devasa bir siyasi hareketiz arkadaşlar! Evet, İzmir’de de aranmadığını, sorulmadığını söyleyen ve bu yüzden kırgın olduğunu ifade eden kardeşlerimiz vardı. Hepsini tek tek dinledik; gönül köprülerini yeniden kurduk" ifadelerine yer verdi.
 

"İZMİR'İN CHP ZULMÜNE SON VERECEĞİZ"

İzmir’in AK Parti tarihinde gördüğü en kalabalık mitingleri yaptığına dikkat çeken AK Partili Bilal Saygılı, " Çünkü biz hep birlikte inandık! Milletvekillerimizden, İl Başkanından ilçe başkanlarına, kadın-gençlik kolları başkan ve yönetimlerimizden mahalle başkan ve yönetimlerimize kadar teşkilatımızın bütün kılcal damarlarında bu inancın gücünü hissettik. İşte bu güç bizi diri tutuyor. Bu güç bizi iri tutuyor. Bu güç İzmir AK Parti Teşkilatını aşılamaz bir kale gibi ayakta tutuyor. Emin olun kardeşlerim, bu kale gibi duruş çok uzak bir gelecekte asla değil… Çok çok yakın bir zamanda İzmir’i de AK Parti’nin kalesi haline getirecek! Yeter ki bu kardeşliğimize halel getirmeyelim. Yeter ki saflarımızı sıkı tutalım. Yeter ki tüm motivasyonumuzu Cumhurbaşkanımızın sırtında taşıdığı bu kutlu davaya omuz vermek için kullanalım. Biz bir ve beraber oldukça yel kayadan en fazla toz alacaktır. İzmir’in CHP zulmüne son verecek bu muhteşem teşkilata kadrolarımıza güveniyorum, inanıyorum ve her birinizin önümüzdeki süreçte İzmir’de yazacağımız destanın mimarı olacağınızı biliyorum. Şunu asla unutmayın Biz İzmir’iz! Can kardeşi, kan kardeşi, şan kardeşiyiz!" dedi.

 

"UZAKTA OYNASINLAR BİZ İZMİRLE YAKINDAN İLGİLENİYORUZ"

İzmir’in iyi ve kötü gününde, sevincinde, kederinde hep yanında olduklarını dile getiren Saygılı, " Özellikle, karabulut gibi İzmir’in üstüne çökmeye çalışan CHP Belediyeciliği ve politbürosunun habis havasını; AK Parti’nin umut esintileriyle dağıtıyoruz. Onlar uzakta oynasınlar, biz İzmir’le yakından ilgilenmeyi sürdürüyoruz. 14 ve 28 Mayıs Genel Seçimleri ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde İzmir özelinde yakaladığımız başarılar sayesinde teşkilatımızla gurur duyuyoruz. Yerel seçimlerde de Türkiye geneline göre pozisyonumuzu koruduğumuz ve yoğun emek harcadığınız için sizleri ayrıca tebrik ediyoruz. Biz İzmir’de Büyükşehir Belediye Başkan Adayımızla tam bir uyum ve koordinasyon içinde seçim sürecini alnımız ak bir şekilde tamamladık. Büyükşehir Belediye Başkan Adayımızın da ilçe belediye başkan adaylarımızın da arkasında çelikten bir iradeyle durduk. Geçici bir başarıyı zafer sanarak çürük tahtaya çivi çakan kifayetsiz CHP zihniyetine de rahat vermedik, vermeyeceğiz. Uygulamaya koyduğumuz “Gündem İzmir” basın buluşmalarıyla her ay düzenli olarak İzmir’in sorunlarını, beklentilerini ve taleplerini medya yoluyla kamuoyu ile paylaşıyoruz. Asla sinik ve geri bir noktayı kabul etmiyoruz. Savunma pozisyonunu reddediyoruz. Recep Tayyip Erdoğan’ın bize öğrettiği gibi! Daima ileri, daima ileri, daima ileri!" dedi.

"TEL-AVİV AYIBINI İZMİR TARİHİNDEN SİLDİK"

İzBB'nin Tel-Aviv ile olan kardeş şehir protokolünün iptal edildiğini vurgulayan Bilal Saygılı, "Bu anlayışla Tel-Aviv’le İzmir’i kardeş şehir yapmış CHP işgüzarlığını meydana çıkararak bu ayıbı İzmir’in tarihinden sildik. Yürüttüğümüz yerel diplomasi yöntemleri, medya kuruluşlarını doğru bilgilendirmemiz, dijital mecralardaki yoğun çalışmalarımızla hem Tel-Aviv’i kardeş şehir olmaktan çıkardık, hem de Gazze’yi özbeöz kardeş şehrimiz yaptık. Makul muhalefet anlayışımızla İzmir’in hayrına olacak ne varsa motor, şerrine meyledecek her girişime fren olduk, olmaya devam ediyoruz" ifadelerine yer verdi.

 

"CHP'NİN ALGI OYUNLARINA KARŞI DURUYORUZ"

İzmir'in sorunları üzerinden CHP'ye yüklenen Saygılı açıklamasının devamında, "İş bilmez CHP Belediyeciliğinin, yüklenici firmaların ve sorumsuz yetkililerin yüzünden kaçak akıma kapılarak hayatını kaybeden vatandaşlarımızın hukuki süreçlerini yakından takip ediyoruz. İZBAN’daki 90 dakika düğümünün çözümü için yoğun mesai harcadık, ulaşım sıkıntılarını gündemde tutmayı sürdürüyoruz. Körfez’deki çevre felaketini, göreve geldiğimiz ilk günden beri ifade ediyoruz. Bakanlık yatırımlarımızı yok sayan, kendileri yapıyor gibi anlatan CHP’nin algı oyunlarına karşı duruyor, nitelikli muhalefetimizi sürdürüyor ve işin doğrusunu İzmir’e anlatıyoruz. Teşkilatımızla omuz omuza bir arada bu felsefeyle yola revan oluyoruz. İlçelerimizi geziyor, hane ziyaretlerimizi ihmal etmiyoruz. Milletvekillerimizle, teşkilatımızla gönül gönül, kapı kapı, sokak sokak yürümeye devam ediyoruz. İki günü aynı olan ziyandadır düsturuyla; İzmir için bir önceki günden daha fazla çalışıyoruz. Yeni bir heyecanla, tazelenmeye, yenilenmeye, yeniden güçlenmeye vesile olacak ilçe ve il kongre süreçlerinin hazırlıkları için de var gücümüzle çalışmalarımızı sürdürüyoruz" diye konuştu.

 

"İZMİR CHP’YE AK PARTİ’DEN Mİ GEÇTİ?"

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, toplantıda yaptığı konuşmada İzmir’deki körfezdeki balık ölümleri ile ilgili yerel yönetime yönelik eleştirilerde bulundu. Işıkhan, “CHP’li belediyelerin, şehirlerimizi ne hale getirdiği ortada. İşte, körfezin hali ortada. Maalesef büyük bir üzüntüyle ifade ediyorum ki körfeze kokudan yaklaşılmıyor. Körfez ölü balıktan geçilmiyor. Biliyorsunuz geçtiğimiz günlerde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız; balık ölümlerinin sebebinin körfezdeki kirlilikten ve yetersiz oksijenden kaynaklandığını açıkladı. Bütün manzara ortada. Masmavi bir körfez yerine; kahverengi bir körfez ve ölü balıklar. CHP zihniyetinin halk, insan, hizmet, belediyecilik diye bir derdi olmadığına çok kez şahit olmuştuk. Bu durumda da görüyoruz ki; bu zihniyetin, sadece insanların değil hiçbir canlının yaşam alanına saygısı ve tahammülü yok” dedi. Su ürünleri av sezonunun hayırlı geçmesini dileyen Bakan Işıkhan , Ege Denizi’nin en çok balık çeşidini barındıran bölgelerden birisi olduğuna dikkat çekerek “İzmir, bu anlamda büyük bir potansiyele sahip. Ancak CHP zihniyetinin sebep olduğu ihmaller yüzünden gerçek potansiyelini hala ortaya çıkarabilmiş değil. İş bilmezliğin, ilgisizliğin, plansızlığın ve tüm bu ihmaller zincirinin nelere mal olabileceğini hesap etmekten aciz bir yönetim anlayışıyla karşı karşıyayız. Tüm bunların ötesinde; malum belediyeler tarafından halkımıza, şehrimize, ilçelerimize harcanmadığı gün gibi ortada olan kamu bütçelerinin nasıl çarçur edildiği, buna karşılık SGK’ya bu kadar pirim borç yükünün nasıl ortaya çıktığı ise ciddi bir soru işaretidir" dedi.

 

SGK'YA EN BORÇLU BELEDİYE

Sosyal güvenlik sisteminin milli güvenlik meselesi olduğuna değinen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, "Seçim öncesi ‘Belediyelerin borçlarının sürdürülebilirliği artık kayboluyor. Belediyeler borçlarını ödesin yoksa biz yasal yollarla tahsil etme yoluna gideceğiz’, demiştim. O günden bu yana borçlarını ödemediler. Ödemedikleri gibi, borçlarını daha da şişirdiler. Belediyelerin 96 milyar liralık SGK borcu, seçimden sonraki 2 ayda 120 milyara yükseldi. Ve bu belediyelerin neredeyse tamamı CHP belediyeleri. Peki ya CHP’nin kalesi denilen İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin SGK borcu ne duruma gelmiş biliyor musunuz? 5 yılda 885 kat artmış. Şimdi diyorlar ya AK Parti’den borçlu belediyeler devraldık diye. Sizlere sormak isterim; peki, bu 885 kat artan borcu, AK Parti’den mi devraldılar? İzmir CHP’ye AK Parti’den mi geçti? Üstelik son birkaç ayda borcu 5,3 milyardan, 7,8 milyara yükselerek SGK’ya en borçlu belediye durumuna geldi. CHP belediyeciliği nasıldır? diye merak ediyorsanız buyurun İzmir’e bakın. İzmir’in CHP’li ilçeleri de büyükşehirin yolundan gidiyor. Borçları hızla artıyor. Buradan onlara da son uyarımı yapmış olayım. Bu borç sarmalından belediyelerin çıkması lazım. İstanbul, Ankara, İzmir gibi; CHP’li belediyelerin çoğu bu durumda. Ve iki ayda 96 milyardan 120 milyara çıkan borç, buna müdahale edilmezse 200 milyara da, 300 milyara da çıkacak. Kimse kusura bakmasın, SGK olarak biz borçlarımızı en kısa sürede yasal yollarla tahsil etme yoluna gideceğiz. Çocuklarımızın, emeklilerimizin geleceğini riske atamayız. SGK olarak aktüeryal dengeyi ve sistemin sürdürülebilirliğini sağlamak zorundayız" açıklamasında bulundu.

İzmir'de sosyal medyada sokak röportajındaki ifadelerinin ardından tutuklanan ve tahliye olduktan sonra 93. İzmir Enternasyonal Fuarı'na CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in konuğu olarak katılan Dilruba Kayserilioğlu ile ilgili de konuşan Bakan Işıkhan, "Sayın Cumhurbaşkanımıza, AK Parti'ye oy vermiş vatandaşlarımıza, bugün burada tekrarlamaktan imtina edeceğim ağır hakaretleri yapan birini, CHP Genel Başkanı İzmir’de bir programda onur konuğu yaptı. Millete hakaret edenler, CHP’nin onur konuğu oluyor. Hep birlikte, karşı olmamız gereken hakaret ve küfür, ana muhalefet partisi ve yöneticileri tarafından meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Buradan hem hakaret ve küfür etmeyi alışkanlık haline getiren terbiye yoksunlarını hem de bunu meşrulaştıran CHP ve yönetimini kınıyorum" dedi.

 

"İZMİR’İN TALİHİNİ DEĞİŞTİRMEK ELİMİZDE"

Bakan Işıkhan İzmir ile ilgili yaptığı açıklamasında, "Ne yazık ki; yaklaşık 25 yıldır İzmir’e bir yatırımın, projenin yapılmadığını da üzülerek izliyorum. Ancak İzmir’in bu talihini de değiştirmek Allah’ın izni ve siz kıymetli dava arkadaşlarımın kararlılığı ile bizlerin elindedir” diye konuştu.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan konuşmasının son kısmında Bakanlık olarak özellikle; istihdamın arttırılması, nitelikli işgücü ve sosyal güvenlik konularına önem verdiklerini söyleyip gerek genelde gerek de şehirler özelinde yeni programları hayata geçirmeye devam edeceklerini açıkladı.


 

"KENTSEL SÖNÜŞÜM İÇİN TOPLANAN MİLYARLAR BUHARLAŞTI"

İl Danışma Meclisi toplantısında konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ ise, kentsel dönüşüm vaadiyle İzmirlilerden toplanan milyarlarca liranın, buharlaştırıldığını dile getirdi. Dağ, "Kentsel dönüşümde İzmir modeli, vaadiyle çıkılan yol, hemşehrilerimizin mağduriyetiyle sonuçlanmıştır. İZBETON’da da 2 milyar TL’lik yolsuzluk var. Bu yolsuzluğun içinde Cumhuriyet Halk Partili siyasetçiler, bürokratlar, Kooperatif başkanı olan CHP’nin üst düzey siyasetçisi var. Bunu gündemden düşürerek unutturacağınızı zannediyorsanız, yanılıyorsunuz. İzmirlinin her kuruşunun hesabını sizden soracağız. Bu mesele ne unutacağız ne de unutturacağız. Bir başka mağduriyet de emekçilere yaşatılmaktadır. Belediyeler ya maaş ödeyememekte ya da evine ekmek götürmek isteyen işçileri işinden etmektedir. Memurların maaşlarında kısıtlamalara gidilmektedir. Ulaşımda yaşanan sorunlar bir türlü çözüme kavuşturulamamaktadır. Körfez’deki kötü koku, yıllardır çözülemeyen bir sorundur. Her gelen belediye başkanı körfezde yüzme vaadi vermiş ve neticede hüsrana uğramıştır. Kötü koku, maalesef şehrimizin talihi olmuştur. Biz bu sorunun çözümünü beklerken, şimdi de körfezde canlılar barınamaz hale gelmiştir. Balık ölümleri, İzmir’in beceriksiz yöneticilerinin şehrimizin doğasını da yok ettiğinin somut bir kanıtıdır. Önümüzdeki hafta içi Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız ile birlikte İzmir’de körfez ile ilgili bir toplantı yapacağız. Bilim Kurulu oluşturuldu. Bu konuda hükümet olarak gerekli adımları atacağız inşallah" dedi.


 

"AĞZINDA SALYALAR AKANLARA SAHİP ÇIKMADIK"

 AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı topkantıda yaptığı konuşmasında, "Bu salonda bulunan her teşkilat mensubumuz ile AK Parti’nin gücün, hizmetini ve aşkını temsil ediyoruz. Milletimize olan sorumluluğumuz ve sevdamızın yansıması. Recep Tayip Erdoğan’ın davasına gönül vermiş insanlar olarak milletimiz için çalışmayı derdiyle dertlenmeyi şiar edindik. Milletimizin için çalışıyoruz ve çalışmaya devam edeceğiz. Çocuklarımızın torunlarımızın huzur içinde yaşayacağı Türkiye’yi inşa etmek bizim için sorumluluktur. Bizim siyasetimiz milletin sesine kulak veren onların ihtiyaçlarına cevap vermek için kurulmuştur. Biz başkaları gibi sokakları yakan yıkan, ağızlarında salyalar akanlara sahip çıkanlardan olmadık. Birbirimize olan inancımız ve güvenimizi asla kaybetmedik, kaybetmeyeceğiz. Biz hep bir olacağız hep birlikte Türkiye olacağız" dedi.


 

"DAVAYA DİL UZATANLARIN CANINI ACIR"

 AK Parti İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı ise, "AK Parti bir müzakere ve istişare partisi. Siyasetin taşıyıcı kolonu bu iki sihirli kelime. AK Parti bu iki konuya önem veriyor. Biz bu yüzden yan yanayız. Buradan bir mesaj vermek istiyorum. Türkiye üzerine sözü olan herkesi dinler AK Parti. Herkesi kucaklar. Teröre ve teröriste destek olanları dinlemez, canını acıtır. Bu millete ve davaya dil uzatanları dinlemez, onların canını acıtır. İzmir’den bu mesajı vereceğiz; davamızın yolunda hayırlı uğurlu olsun" diye konuştu.
 

SALONA FIKRA  ANLATTI

 Son Başbakan Binali Yıldırım sözlerine fıkra anlatarak başladı Yıldırım, "Dilimde tüy bitti öğretemedim. Yolların kralı olmaz, yolların kuralı olur. AK Kadınlar sizler bizim baş tacımızsınız, AK Gençler bizim geleceğimizdir. İzmir’imizin çok güzel insanları, belli ki uzun zaman olmuş bir araya gelmeyeli. Birbirimizi çok özlemişiz. Her şey söylendi ve ben son konuşmacı olarak bir şey kalmadı. En iyisi size bir fıkra anlatayım, rahatlayın. Konuşmacılar böyle çağırılıyor, konuşmacı konuşma yapıp gidiyor. Sonraki konuşmacı bakıyor, salon boşalıyor. Sıra son konuşmacıya geliyor, salonda bir kişi var. Tamamen boşalmış. Hamza kardeşim gibi iyi hazırlanmış, konuşmasını yapıyor. Kürsüden iner inmez doğru tek başına oturan beyefendiye sarılıyor. Sağ ol diyor, adam şaşkın. Ne oldu diyor adam. Herkes gitti, bir sen kaldın benim konuşmamı dinledin. Adamcağız ‘teşekkür etmenize gerek yok, sizden sonraki konuşmacı benim’ diyor. Yol arkadaşlarımız öyle değil. İki buçuk saat oldu, herkes yerinde. Bu araya girişler yüzünden ne söyleyeceğimi unutuyorum. Ben konuşayım ondan sonra ne isterseniz yapın" dedi.

 

"CHP'NİN GENETİĞİNİ DEĞİŞTİRMEYELİM"

AK Partili İnan'a tavisyede bulunan Binali Yıldırım, "14 Ağustos’ta sayın Cumhurbaşkanımız genel başkanımızın onurlandırmasıyla Ankara’da gerçekleştirdik. O organizasyonu da İzmir’de Hamza Dağ başarıyla yaptı. Şimdi Eyyüp Kadir İnan çok güzel meydan okudun muhalefete. Güzel şeyler söyledin. İki noktayı aklımda tuttum birisi muhalefetin genetiğini değiştirme. Bu fikri beğenmedim. Genetiği değiştirmek tehlikelidir, Eyyüp. Eldekini de kaybedip başka bir şeye de dönüştüklerini görebiliriz. O nedenle bir genetik değiştirmeye girmeyelim, bırak CHP bildiğimiz CHP olmaya devam etsin" diye konuştu.

 

"YEREL YÖNETİM GAFLET İÇİNDE"

Körfez kokusu üzerinden CHP'ye eleştirilerde bulunan Yıldırım, "Körfez kokuyor oksijen yok, kirlilik almış başını gitmiş. Balıklar bile yaşayamıyor, ölen balıkların dışarıdan geldiğin söyleyecek kadar yerel yönetim gaflet içinde. Bu bizim işimiz değil diyorlar, bunlar hep böyle. Nerede yapılacak bir iş varsa bu bizim işimiz değil derler. İzmirli’ye hiçbir şeyden anlamazlar konumuna getirmenin bugün olmasa da yarın cevabı olacaktır"  ifadelerine yer verdi.

 

"İSTEMEZÜKÇÜLERE KARŞI BÜYÜK ESERLER KAZANDIRDIK"

 İzmir'e yapılan yatırımlardan bahseden Binali Yıldırım, "20 yıla aşkın siyasi hayatımın yarıdan fazlasını bu şehirde sizlerle beraber geçirdim. 2011’den beri İzmir’deyim. İzmir’de çok güzel günlerimiz oldu. Bir yandan vizyonsuz muhalefete karşı İzmir’de ‘İstemezükçülere’ karşı İzmir’in hasret kaldığı büyük eserleri kazandırdık. 35 İzmir 35 Proje’nin hepsine değinecek değilim ancak önemlileri hatırlatacağım. Mesela İZBAN, biz geldiğimizde başlangıçta mezbelelik bir yerdeydi. Daha da uzamaya devam ediyor. İzmir çevre yolu olmasaydı, İzmir’in hali ne olurdu? Altın Yol’dan buraya 3 saatte gelemezdik. Sonra İzmir Şehir Hastanesi, Konak Tüneli… Konak Tüneli, Konak’tan Buca’ya en kestirme yolu sağlıyor. Sabuncubeli Tüneli ile İzmir Manisa birleşti. Kuzey Ege Otoyolu, ileride Çanakkale Köprüsü ve İstanbul otoyolu ile bağlanacak ve Marmara Ege Büyük Çevreyolu tamamlanacak. Diğer bir projemiz İstanbul-İzmir Otoyolu. Bugün ilk defa İzmir’den aday olduğumuzda 7-8 saatte gelirken artı 3 saatte geliyoruz. Dahası var da detaya girmek istemiyorum" ifadelerini kullandı.

 

"AK PARTİ İKİNCİ PARTİ KONUMUNA DÜŞTÜ"

AK Parti'nin yaşadığı düşeşe dikkat çeken Yıldırım, "Siyaset, uzun soluklu bir yolculuk. Maraton koşusudur. Dolayısıyla bu yolculuğu da en iyi bilen, 50 yıla aşan süredir. Bu ülkeye bu millete hizmet ederek bugünlere gelen genel başkanımız, başbakanımız, cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmuştur. Biz de onun arkadaşları olarak partimizin kuruluşundan bugüne kadar birlikteyiz. İzmir’imiz, ülkemiz, milletimiz için hizmet etmeye devam ediyoruz. AK Parti’nin siyasi tarihinde az da olsa inişler var. 2008-2009’daki küresel krizlerden biz de nasibimizi aldık ve oyumuz yüzde 40’lara geriledi. İkinci inişimiz 7 Haziran seçimleridir ama bu sadece 5,5 ay sürdü. Yani inişler olsa da AK Parti’ye ve liderimize güven azalmadı. Son yerel seçimlerinde de partimiz ciddi bir oy düşüşü yaşadı. İlk defa ikinci parti konumuna düştük yerelde. Halbuki biz bir sene önce yüzde 50’nin üzerinde oyla cumhurbaşkanımızı seçmiştik. Bu kadar süre içinde neden bu düşüşün olduğuna ilişkin kafa yorma mecburiyetindeyiz. Hepimizin bu konuda fikri var ve yapılması gerekenleri biliyoruz. İnanıyoruz ki bunları yapmakta asla tereddüt göstermeyeceğiz" ifadelerine yer verdi.

 

"CHP'NİN SAMİMİYETSİZLİĞİNİ ÇOK GEÇMEDEN YİNE GÖRDÜK"

Yerel seçimlerin hafife alınmaması gerektiğine vurgu yapan Yıldırım, "Nüfusun yüzde 76’sının yaşadığı bölgelerde muhalefet partisi iktidar oldu. Ama bunun getirdiği fırsatı görmemiz lazım. Vatandaş CHP’yi biliyor ama görmek istiyor. Zaman çok geçtiği için düzelmiş mi diyerek acaba baksak mı diyerek yerelde destek verdi. Yerelde ortaya koyabilecekleri başarı varsa genelde de iktidarın yolunu vatandaş açar. Vatandaş kimseye kara sevdalı değildir. Vatandaş işini düzgün yapaın, derdiyle dertlenene destek verir. İlk göstergeler ne yazık ki CHP’de değişen bir şey olmadığını gösteriyor. Bir yumuşama başladı ve cumhurbaşkanımız ilk defa CHP Genel Merkezi’ne gitti. Niyet güzel icraat güzel ama klasik CHP samimiyetsizliğini çok geçmeden burada da gördük. Cumhurbaşkanımıza, AK Parti’ye oy verenlere akla gelmedik hakaretleri yapan birisini baş köşeye oturttular. Yanına almak demek CHP’de genel başkan değişse de değişen bir şey olmadığının resmidir" dedi.

 

"LİDER KITLIĞI VAR"

Yıldırım sözlerini, " 12 yıla aşkın bakanlığım, 25 ay başbakanlığım, 8 ay meclis başkanlığım var. 24 ayımda önemli birkaç hususu paylaşmak istiyorum. 22 Mayıs’ta kongremizi yaptık ve cumhurbaşkanımızın görevlendirmesiyle genel başkan oldum ve başbakan oldum. 52 gün fazla değil, 15 Temmuz Darbesi ile yüz yüze geldik. Orada cumhurbaşkanımızla alçaklara geçit vermedik. O gece halkın ve hakkın gücü tankların gücünü yendi. Ve bu millet bize verdiği bayrağın yere düşmemesini sağladı. Biz ayıranlarla kayıranlarla yol yürüyemeyiz. Etnik kimliği ön plana çıkaran milletimizi ayırmaya çalışanlar da bizimle asla birlikte olamaz ve birlikte anılamaz. Biz 85 milyonuz beraberiz, kardeşiz, Türk milletiyiz. Bizi birleştiren bayrağımızdır, toprağımızdır, dinimizdir, dilimizdir ve şanlı geçmişimizdir.Önümüzde seçimsiz bir süre var ancak yarın seçim olacakmış gibi hazır olmaya devam edelim. Etrafımız ateş çemberi. Düzeni, barışı sağlayacak ülke de yok lider kıtlığı var. Akla gelen üç lider sayın deseniz akla gelen ilk isim Recep Tayyip Erdoğan’dır" diyerek sözlerini bitirdi.

Protokol konuşmalarının ardından programın basına kapalı bölümüne geçildi.

ak parti i̇l başkan danışma meclisi i̇zmir