Ata'ya özlem dolu anma
Yaşar Üniversitesi, vefatının 83'üncü yılında Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü özlemle andı. Atatürk'ün sevgi ve saygı uyandırarak Türk milletini her daim bulunduğu dönemin ötesine taşıdığını söyleyen Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemali Dinçer, "Yalnız 10 Kasımlarda değil, her daim, Atatürk'ün mücadele azmi, bizlere yüklediği sorumluluklar ve gösterdiği hedefler tekrar tekrar hatırlanmalıdır" dedi.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü anma töreni, saat 9'u 5 geçe çalan siren sesiyle başladı. Selçuk Yaşar Kampüsü'ndeki Atatürk büstüne çelenk konulduktan sonra saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Törene; Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Ahmet Yiğitbaşı, Rektör Prof. Dr. Cemali Dinçer, akademik ve idari çalışanlarla öğrenciler katıldı. Mustafa Kemal Atatürk'ü anma konuşmalarından sonra tören, zeybek gösterisiyle son buldu.
Türk milletini, her daim bulunduğu dönemin ötesine taşımıştır
Sadece Türkiye'nin değil, tüm dünyanın en seçkin, en saygın liderini özlemle ve saygıyla andığını söyleyen Rektör Prof. Dr. Cemali Dinçer, Bizlere düşen en büyük görevlerden biri Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'i anlamak, tarihsel gelişimimiz içindeki yerini iyi irdelemek, rejim olarak diğerleriyle karşılaştırmasını yapabilmek ve toplumlara sağladığı katkıları fark etmektir. Cumhuriyet, yasama, yürütme ve yargı güçleri arasında kuvvetler ayrılığıdır; laikliktir, demokrasidir, hukukun üstünlüğüdür. Cumhuriyetimizin kazanımları ve O'nun ilke ve inkılâpları ışığında; hoşgörü, uzlaşma, birlik, beraberlik ve barış içinde yaşamak, modern dünya ailesinin en saygın üyeleri arasında olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin varlığı için çok çalışmak, hepimizin temel bir görevidir. Aynı çağda yaşayan, gerek kendi milletleri, gerekse dünya için endişe ve korku kaynağı olan liderler, bugün ya unutulmuş ya da kötü miraslarıyla anılır olmuştur. Atatürk ise, sevgi ve saygı uyandırarak, Türk milletini, her daim bulunduğu dönemin ötesine taşımıştır. 'Muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkmak' hedefi ise çağın akışına yön verme düşüncesinin bir göstergesidir. Ulusumuzun geleceğinin sizlerin elinde olacağını bilen Atatürk, 'Biz her şeyi gençliğe bırakacağız. Geleceğin ümidi, ışıklı çiçekleri onlardır. Bütün ümidim gençliktedir. Gençler, Cumhuriyeti biz kurduk, onu yaşatacak sizlersiniz' demiştir. Öyleyse, sizler Atatürk gibi yüce bir varlığın önderliğinde yetişen ve bugünlere kavuşan mutlu bir ulusun çocuklarısınız. Işığınızı, inancınızı ve gücünüzü Atatürk'ten almaktasınız. Bize bıraktığı ışık sadece yolumuzu değil, içimizi de aydınlatmaktadır. Yalnız 10 Kasımlarda değil, her daim, Atatürk'ün mücadele azmi, bizlere yüklediği sorumluluklar ve gösterdiği hedefler tekrar tekrar hatırlanmalıdır dedi.
Bugünkü endüstriyel kültürümüzün bir kısmını Atatürk'e borçluyuz
Atatürk tarafından şekillendirilen genç Cumhuriyet'in iktisat modeli hakkında konuşan İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Umut Halaç ise, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Onuncu Yıl Nutku'nda; 'Yurdumuzu dünyanın en mamur ve medeni milletler seviyesine çıkaracağız' diyerek ülkemizin çağdaşlaşmaya yönelik hedefini göstermiştir. Onun sisteminde devlet, halkın ekonomik ve toplumsal gelişmesini ve refahını, serbest piyasanın tercihlerine bırakamaz. Devlet, bireysel çıkarların ulusu tehdit etmesine engel olan kurumdur. 1930'lu yıllarla birlikte devletçiliğin resmi iktisat politikası olarak benimsenmesindeki amaç, hızlı kalkınma için devletin ekonomiye müdahalesi idi. Bu dönemde katı devletçilik yaşanmamış ve etki alanı ülke koşulları ile paralellik göstermiştir. Devletçilik daha çok devletin ekonomide, sanayide, işletmecilikte toplum yararına görev üstlenmesi ve ulusal ekonominin temel kaynaklarını sağlaması olmuştur. Devletçi sanayileşme politikası, bu ülkede çağdaş teknolojilerle uğraşmayı becerebilen mühendisler, ustalar, işletmeciler camiasının ortaya çıkmasında ve günümüzün birçok kuruluşu ve KİT'lerin kurulmasında büyük bir rol oynamıştır. Bugünkü refahımız ve endüstriyel kültürümüzün önemli bir kısmını Atatürk ve yönetim kadrolarının 1930'lardaki gerçekçi ve pragmatik arayışları yanında cesur kararlarına da borçluyuz diye konuştu.
Yaşar Üniversitesi Hukuk Bölümü öğrencisi Busecan Göktaş ise, Bu ayrılış biliyoruz ki bedenen. Zira, idealleriyle ve düşünceleriyle 83 yıldır Ulu Önder bizimle olmaya devam ediyor. 10 Kasımlar milletçe tuttuğumuz yasa rağmen, Atatürk'ün fikirlerinin daha iyi anlaşılarak tatbik edileceği günler olmalıdır. Bugün onu her zamankinden daha iyi anlayarak, düşüncelerinden daha iyi istifade ederek, bilim yolunda ülkemiz ve milletimiz için daha iyi ne yapabiliriz onu düşünmeli ve zaman kaybetmeden yola koyulmalıyız şeklinde konuştu.