Bahçeli: AK Parti'nin HDP'yi ziyareti, CHP'den farklı değil! Doğru adım
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin TBMM'deki grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Bahçeli, "AK Parti heyetinin Meclis'te grubu bulunan siyasi partileri ziyaret etmesi son derece doğal bir adımdır. Bizim gözümüzde HDP neyse CHP de odur ve aynısıdır" ifadelerini kullandı.
İşte Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar...
Değerli arkadaşlarım, muhterem misafirler, sayın basın mensupları, haftalık olağan meclis grup toplantımız nedeniyle yapacağım konuşmama geçmeden evvel hepinizi selamlıyorum. Televizyon ekranlarından, radyo kanallarından toplantımızı takip eden aziz vatandaşlarımıza en kalbi selamlarımı iletiyorum. Doğan her canlının vakti geldiğinde taşıdığı ruh emanetini teslim etmesi mukadderdir, bundan kaçış yok. Büyük halk ozanımızın Aşık Veysel'in vurguladığı gibi 'Can kafeste durmaz uçar, ay dolanır yıllar geçer, dostlar beni hatırlasın' Mühim olan duayla, şükranla hatırlanmaktadır. Selanik'teki ahşap evde doğup cumhuriyetin doğuşunu sağladı. Gün geldi tıpkı kargalar gibi düşmanı da İzmir'e kadar kovaladı. Türk milletinin istikbal ve istiklali onun emsalsiz mücadelesiyle, anıtlaşmış yüksek ülküleriyle pırıl pırıl parladı, milletini yetim bırakmadı. Bütün eğitim süresinde büyük bir kumandan vasfının hamurunu yoğurdu. Atatürk demek üstün nitelikli bir dava adamı demektir. Atatürk demek milli mücadelenin başı, cumhuriyetin başarısı demektir. O bir insandır, kuşkusuz fanidir ve şimdi naciz vücudu vatan toprağına emanettir. Bizzat kendisi demişti ki "Doğuşumdaki tek olağanüstülük Türk olmak, dünyaya gelmektir" Atatürk kurucu bir liderdir, ilk Cumhurbaşkanımızdır.
"ATATÜRK'ÜN EMANETLERİ MHP VE CUMHUR İTTİFAKI'NDADIR"
Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk de tıpkısının aynısıdır. Türk devlet zincirinin halkaları birbiriyle iç içe geçmiştir. Gazi Mustafa Kemal Türkiye Cumhuriyeti'nin ortak kıymetidir. Türk milliyetçiliği, Türkiye'nin bağımsızlığını temin etmekle kalmamıştır. Atatürk liderliğindeki kurucu kahramanlar, sömürgeciliğe karşı Türk milletinin iradesini Türk milliyetçiliğiyle perçinlemişlerdir. 10 Kasım bir matem günü değil, yaşanmış onca hadisenin bir ifade günüdür. 2 gün sonra vefatının 84. yıldönümünü anacağımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk, milletine sevdalı bir devlet adamıdır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün emanetleri MHP ve Cumhur İttifakı'ndadır. Bu milli emanetlere asla leke sürdürülmeyecektir. Aziz Atatürk'ü minnetle yad ediyorum. Biz hepsinden razıyız, ruhları şad, mekanları cennet olsun niyazındayım. Arsız ve ahlaksız bölücüler hesap verecekler, Aziz Atatürk'ün en büyük eserim dediği Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşayacak ve yaşatılacaktır.
Tarihimizin her noktasında derinlere tutulmuş manevi bir hissiyatın berrak izlerini görmek mümkün ve muhtemeldir. İhmal edemeyeceğiz bir gerçek varsa o da şudur; bizim için milli hafızada yer etmiş her toprak vatandır. Artık sızlanmaya gerek yoktur. Türk milleti belini doğrultmuştur. Dünyanın konuştuğu bir Türkiye tablosu karşımızda asılıdır. Mağdurların sesi olan bir Türkiye gerçeği hepimize bir gurur yaşatmaktadır. Ülkemiz uzadıkça uzayan bir köprü, bir kucaklaşma sahası, ümitleri yeşerten bir yardımseverlik şahikası olarak sivrilmiştir. Aktif ve atılgan bir diplomasiye müdahil bir Türkiye'ye ulaşılmıştır. Yegane kuvvet Türk milletidir, Cumhur İttifakı'dır, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'dir. Türkiye siyaset eliyle pergelin sabit ayağını başkent Ankara'ya koyup diğeriyle 360 derecelik bir bakış açısına erişmiştir.
TAHIL SEVKİYATI KRİZİNİN AŞILMASI
Tahıl sevkiyatı durdurulmuştu. Kapanan tahıl koridoru Sayın Cumhurbaşkanımızla Rusya Başkanı Putin'in görüşmesi sonucu tekrar açılmıştır. Hatta Sayın Erdoğan ile Putin arasında varılan mutabakata göre tahılın Afrika ülkelerine ücretsiz nakli kararlaştırılmıştır. Çok şükür açlar doyurulacaktır. 10 milyon tondan fazla tahıl taşınmıştır. Yüzde 13'lük kısmı Afrika ülkelerinin hissesine düşmüştür. Sosyal ve ekonomik alaboralar gittikçe yaygınlaşmaktadır. Türkiye tahılın diğer ülkelere eriştirilmesi konusunda tüm dünyaya insanlık dersi vermektedir. İnsan haklarını sözde değil özde ve samimiyetle savunan ülke Türkiye'dir. Türkiye bu alanda bayrak gibi dalgalanmaktadır. Bu mesele iman meselesidir.
Biz kalp gözünden bakıyoruz, Batı kâr gözüyle bakıyor. Bilinmelidir ki mazlumların çığlığını duymayanlar sağır değil sahte ve samimiyetsiz odaklardır. Aynı şeyi petrol zengini bazı İslam ülkelerinin yöneticileri için de söylemek ahlaki tutarlılık gereğidir. Türkiyemizle iftihar ediyoruz. Mensubiyetinden onur duyduğumuz milletimizle övünüyoruz. Fırsat kollayanlarla çetin bir hesaplaşmaya girmekten asla kaçınmayacağımızı açık seçik haykırıyoruz. Zaman Türkiye zamanıdır, zemin Türk vatanıdır. Zafer ise Türk milletinindir. Hep birlikte yapacağız.
ABD'DEKİ ARA SEÇİM
Bugün ABD'de ara seçimler yapılacaktır. 435 sandalyeli Temsilciler Meclisi'nin tamamını oylarıyla belirleyecektir. ABD, sosyal, ekonomik ve siyasi kördüğümün pençesindedir. Siyasetteki sert kutuplaşma ABD'yi kuşatmıştır. Başkan Biden, cumhuriyetçilerin Temsilciler Meclisi'nde çoğunluğu kazanmasıyla kendisi hakkında azil süreci başlatılacağını açıklamıştır. Biz demokratik süreçlerin harfiyen işlemesini temenni ediyoruz. Kaos içindeki bir ABD'nin, dünyanın diğer ülkelerine de tesiri olacağını düşünüyoruz.
Brezilya'da seçimler yapılmış, 11 yıl aradan sonra Lula yeniden başkan seçilmiştir. Ayrıca Kore Yarımadası'nda gerginlik günbegün tırmanmaktadır. Doğu Asya küresel mücadelelerin ağırlık merkezlerinden birisi haline dönüşmüştür. Pakistan Eski Başbakanı'na yapılan suikast girişimi yeni bir çatlak eklemiştir. Bu ülkede derin anlaşmazlıkların kapağı iyice açılmıştır. Avrupa ülkeleri yaklaşan kış aylarından dolayı ısınma nedeniyle panikleyip kıvranmaktadır. Türkiye bu konuda çok rahattır. NATO'nun Madrid Zirvesi'nde imza alınan muhtıra ile İsveç ve Finlandiya'nın terörle aralarına nasıl mesafe koydukları incelenmesi gereken bir konudur. Henüz ikna edici bir sonuç alınmış veya görülmüş değildir. İsveç iş muhalefeti PKK/YPG'nin kontrolündedir.
NATO GENEL SEKRETERİ'NE TEPKİ
Geçtiğimiz hafta Türkiye’yi ziyaret eden NATO Genel Sekreteri de, İsveç ve Finlandiya’nın üçlü muhtıranın gereklerini yerine getirdiğini, artık tam üyelik zamanının geldiğini, üyeliklerinin de ülkemiz tarafından en kısa sürede onaylanmasını beklediğini açıklamıştır. NATO Genel Sekreteri’nin bu dili buyurgan bir dildir ve yaralayıcıdır. NATO Genel Sekreteri’nin TBMM’ne ne yapacağını, nasıl bir karar alacağını dikte etmesi, talimat verir gibi konuşması bize göre edepsizliktir.
Her defasında ifade ettiğimiz gibi, hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir. Türk milleti adına vekâlet görevini üstlenen muhterem milletvekillerinin NATO Genel Sekreteri’nin beyanatıyla hareket etmesi milli iradenin yok sayılmasıdır. Buna da hiç kimsenin hakkı yoktur.
NATO, TBMM’nin üzerindeki bir organ değildir. Biz kararımızı alırken sadece ve sadece Türkiye’mizin çıkarlarına bakarız, Türk milleti ne diyor ona kulak veririz. NATO Genel Sekreteri boyunu aşan sularda kulaç atmaktan vazgeçmeli, TBMM’ne ödev verme densizliğinden derhal geri dönmelidir. Şayet İsveç ve Finlandiya’nın geçen Haziran ayında imzalanmış Madrid Muhtırası kapsamında sahici ve somut adımları varsa, hükümetimiz bunu tespit ve teşhis etmişse o halde mesele yoktur. Bu iki ülkenin NATO üyelikleriyle ilgili onay sürecinin önünde herhangi bir engel de kalmayacaktır. Yok hala kuşkular yakın ve yoğunsa, Türkiye kurnazca oyalanıyorsa, bilinsin ki, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği önünde aşılamayacak bir millet iradesi duracak, bu tarihi irade de asla teslim olmayacaktır. Türk milleti bildiği ayranı, bilmediği yoğurda değişmeyecektir.