Başkan Soyer: İzmir sahipsiz değil

İZMİR'in Aliağa ilçesinde sökümü yapılması planlanan Brezilya donanmasına ait 'Nae Sao Paulo' uçak gemisinde yüksek miktarda asbest bulunduğu iddiasına ilişkin yapılan basın açıklamasına katılan Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, bir vatandaş olarak kişisel dava sürecini başlatacağını söyledi. Soyer, "Tüm İzmirlileri bu dava sürecine katılmaya davet ediyorum. İzmirlilerin içi rahat olsun, İzmir sahipsiz değil" dedi.

Aliağa'da sökümü planlanan Brezilya donanmasına ait Nae Sao Paulo isimli uçak gemisinin yüksek miktarda asbest taşıdığı iddiası üzerine başlayan tartışmaların ardından TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, İzmir Barosu ve İzmir Tabip Odası, ortak basın açıklaması yaptı. İzmir Mimarlık Merkezi'ndeki açıklamaya İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel, Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Serhat Tanyeri, TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Sözcüsü Aykut Aydemir, İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak ile çeşitli oda ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.

Toplantının açılışında konuşan TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Sözcüsü Aykut Aydemir, hurda gemi söküm işlemlerinin, çevre ve insan sağlığı açısından kirletici unsurlar taşıdığını ifade ederek bunun çevresel riski yüksek faaliyetler olduğunu anlattı. Genellikle 20 yaş ve üzeri gemilerin yapımında izolasyon maddesi olarak kullanılan asbestin sökülmesi, geçici ve nihai depolanmasının önemli ölçüde çevre kirliliği oluşturma riski bulundurduğuna dikkat çeken Aydemir, Çevresel riski yüksek olan ve gerçekleştirilmesi halinde gerekli özel önlemlerin alınması ve uygulanması maliyetleri de yüksek olan gemi söküm sektörü Avrupa ülkelerinde tercih edilmemektedir. Çin endüstriyel gemi sökümünden 2018'de çekilmiştir. Türkiye'nin lider olarak yer aldığı gemi söküm sektörünün yapıldığı diğer ülkelerin Pakistan, Hindistan ve Bangladeş gibi ülkeler olması bu liderliği sorgulatmaktadır dedi.

Yapılan açıklamalarda 600 ton yerine 9,6 ton asbest olduğunun ifade edildiğini belirten Aydemir, Asbest varlığı ve bertaraf yöntemleri maliyetiyle birlikte rakamın değeri tehlikenin büyüklüğünü değiştirmemektedir. 9,6 ton değerinin nasıl neye göre belirlendiği de tartışmalıdır. Gemide sadece asbest tehlikesi bulunmamaktadır. Bakan tarafından yapılan açıklamalarda 'gemi geldiğinde gazeteci ve ilgilileri gezdiririz' ile konunun ciddiyetinden uzak, diğer tehlikeli ve zararlı atıkları göz önünde tutmayan, analiz bilgi ve belgelere dayanmayan tutum ve davranışlar da sürecin titizlikle yönetimi noktasında kuşkuları büyütmektedir diye konuştu.

'ŞAHİBELİ VE KAFA KARIŞTIRAN BİR DURUM'

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, konunun 2 ayrı açıdan önem taşıdığına dikkat çekerek geminin kendisiyle birlikte Aliağa söküm tesislerinin ayrı boyutları olduğunu dile getirdi. Aliağa'da 40 yıldır devam eden gemi söküm işlemleri olduğunu hatırlatan Başkan Soyer, Gemiyle ilgili bakanlığın yaptığı açıklamalar hiç güven vermiyor. Gemiyi gezdiririz, diyorlar. Bu geminin tehlikeli atık envanterini çıkartan firma girilemeyen yerler olduğunu söylüyor. Biz gezip neyi göreceğiz? Geminin Hindistan tarafından kabul edilmemiş olması onur kırıcı bir durum. Yani Hindistan'ın geri gönderdiği gemiyi biz neden alıyoruz. Son derece şaibeli ve kafa karıştıran bir durum. Aliağa'daki 22 işletmenin 8'i Avrupa Birliği normlarına uygun iken üçte ikisinin neye göre işlem yaptığı belirsiz. Bu firmalara ÇED'den muafiyet tanınmış. Bir mandıra açarken ÇED olumlu rapor almak zorundasınız. Binlerce tonluk gemileri sökülen bir yerde yayılan emisyon, ortaya çıkan kirlilik bunların hiçbirinin ÇED mevzuatına tabi olmadığını görüyoruz. Biz her iki başlıkta da mücadeleyi sürdüreceğiz ifadesini kulandı.

Aliağa ile ilgili yeni düzenlemelerin yapılabileceğini de belirten Başkan Soyer, şöyle devam etti:

Seferihisar'da orkinos çiftlikleriyle mücadele ederken bana sorarlardı, 'Ne yapıyorsun' diye. Ben de 'Çevreyi Bakanlıktan korumaya çalışıyorum' derdim. Çevreyi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan korumak çok üzücü bir tablo. Sağduyuya davet ediyoruz yetkilileri. Basirete davet ediyoruz. Herkesi bizimle beraber aynı kaygıyı taşımaya davet ediyoruz. Kimsenin şaibeyle kuşkuyla baş başa bırakılmayacağı süreç izlensin istiyoruz. Ben ayrıca şahsen de bir vatandaş olarak kişisel dava sürecini başlatmayı düşünüyorum. Tüm İzmirlilere bu dava sürecine katılmaya davet ediyorum. İzmirlilerin içi rahat olsun, İzmir sahipsiz değil. İzmir'i zehirlerden, onur kırıcı davranışlardan, atıklardan çöplük olmaktan korumak için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Bu süreci durdurun bu gemi çıkmasın. Onların inisiyatif kullanıp, kullanmayacağını göreceğiz. Biz İzmir'e sahip çıkmaya devam edeceğiz.

Başkan Soyer, kentsel dönüşüm kapsamında İzmir'de devam eden yıkım çalışmalarıyla ilgili de bundan sonra çok daha titiz davranacaklarını dile getirerek, tüm dernekleri ve vatandaşları bu mücadeleyi büyütmeye davet etti.

KARARLI MÜCADELE ÇAĞRISI

İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak da konuşmasında Türkiye'de atık politikasının yeniden gözden geçirilmesi ve yasal düzenlemelerin yeniden uygulamaya konulması gerektiğini söyleyerek, Bu gemi sadece bir gemi değil belki çevre politikalarının yeniden gözden geçirilmesi için bir vesile olacak dedi.

İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel ise sürece ilişkin kaygıları dile getirerek şu ifadeleri kullandı:

Aslında bu alanda çalışan ülkelere baktığınızda bile Türkiye'nin içinde bulunduğu riski görmek mümkün. Çok az sayıda ülkede bu söküm işlemlerinin yapıldığını görüyoruz. Pakistan, Hindistan gibi. Baro başkanı olarak dava yolunu önermem gerekiyor. Elbette bu yolları tüketeceğiz ama galiba bu kez bize başka bir şey düşüyor. Başka bir sivil inisiyatife ihtiyaç var. Çünkü görüyoruz ki limana yanaşan ve orada bir kez demir atan gemi sökülüyor. Sökülmesin istiyorsak bu kez daha kararlı bir mücadeleye ihtiyaç var. (DHA)