BBP Lideri Destici, Muhsin Yazıcıoğlu'nu andı
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, "Merhum Muhsin Başkanımız ve arkadaşlarımızın şehit olduğu sürecin aydınlatılması, olayın bütün yönleriyle araştırılarak şüphelerin giderilmesi ve bu hadisede ihmali, hatası, kastı ve kusuru olanların ortaya çıkarılıp, hukuk önünde yargılanarak hak ettikleri cezayı almaları konusunda kararlı ve aralıksız bir mücadele verdik, vermeye de devam edeceğiz" dedi.
Büyük Birlik Partisi'nin 28. kuruluş yıl dönümü vesilesiyle partinin Ankara'daki genel merkezinde bir program düzenlendi. Programda konuşan Genel Başkan Mustafa Destici, Kurucu Başkan Muhsin Yazıcıoğlu'nu özlemle andıklarını söyledi. Destici "Birlikte olduğumuz her dakikayı hayatımızın gurur sayfalarından saydığımız Kurucu Genel Başkanımız, dava arkadaşımız, ağabeyimiz, şehit liderimiz rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nu huzurunuzda ve sizlerin adına sevgiyle, saygıyla ve özlemle anıyorum. Muhsin Yazıcıoğlu bizim sadece genel başkanımız değildi. O, bizim varlığı, yokluğu, mutluluğu, hüznü, inançlarımızı, ideallerimizi, hayallerimizi, sevgilerimizi paylaştığımız kader arkadaşımızdı, yol arkadaşımızdı. Mücadele arkadaşımızdı. Gururla ve kararlılıkla ifade etmek istiyorum. Tanıdığımız ilk günden şahadetine Muhsin Yazıcıoğlu'nun yanındaydık, bugün de onun ilkelerinin yanındayız. İnandıklarımızın, doğru bildiklerimizin, doğrunun, doğruluğun yanındayız" dedi.
"Adalet ağır ilerler ama daima hedefine varır"
Muhsin Yazıcıoğlu'nun uğradığı suikasta yönelik yürütülen davaları sürekli olarak takip ettiklerini ve bu davaların kapanmasına müsaade etmeyeceklerini söyleyen Destici, "Merhum Muhsin Başkanımız ve arkadaşlarımızın şehit olduğu sürecin aydınlatılması, olayın bütün yönleriyle araştırılarak şüphelerin giderilmesi ve bu hadisede ihmali, hatası, kastı ve kusuru olanların ortaya çıkarılıp, hukuk önünde yargılanarak hak ettikleri cezayı almaları konusunda kararlı ve aralıksız bir mücadele verdik, vermeye de devam edeceğiz. Ayrıca bu süreci kendi çıkarları için istismar eden kişi, topluluk ve kuruluşlarla da mücadele ettik ve edeceğiz. Israrlı takiplerimiz ve görüşmelerimiz neticesinde gerçekleşen Adalet Bakanlığı'nın 'kamu yararına bozma' talebi üzerine takipsizlik kararı kaldırıldı, Yargıtay 5. Dairesi konuyu gündemine aldı. İddianame hazırlandı, akabinde iddianame kabul edildi ve yargılama süreci bu şekilde başlayabildi. Hakeza Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen ana soruşturma dosyasına 2014 ve 2016 yıllarında iki kez verilen takipsizlik kararlarının kaldırılması ve hadisenin başından itibaren bütün şüpheler ortadan giderilecek şekilde araştırılması ve soruşturulması noktasındaki ısrarlı takiplerimiz neticesinde de bunun teminini sağladık. Sabrımız, tereddütlerimizden değil, her şeyin hukuk dairesi içinde, hukuk tarafından ve hukuka uygun yürümesini istediğimizdendir. Şunu hiç kimse unutmasın, adalet ağır ilerler ama daima hedefine varır" ifadelerini kullandı.
Başkanlık sistemi hakkında parti olarak düşüncelerini dile getiren Destici, "Büyük Birlik Partisi, Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi'ni bir parti için, bir şahıs için, bir zümre için desteklemedi. Referandumla halkın önüne getirilen yönetim modeli, büyük ölçüde bizim kurulduğumuzdan itibaren dile getirdiğimiz tekliflerden oluşuyordu. Değişikliğin doğru ve zaruri olduğuna inandık, bunun gereğini yerine getirdik. Büyük Birlik Partisi tam demokratik ve adil bir başkanlık sistemini savunur. Temsilde adaletin de, yönetimde istikrarın da ancak bu şekilde sağlanacağına inanıyoruz" şeklinde konuştu.
"Cumhuriyet Halk Partisi, eğer militan görmek istiyorlarsa Boğaziçi'nde birlikte eylem yaptıkları gruba baksınlar"
Siyasetteki üslup tartışmasına yönelik eleştirilerde bulunan Destici, "Önce ordumuz 'satılmış' kelimesi ile itham edildi. Sonra yüzde 52 oyla halk çoğunluğu ile seçilmiş cumhurbaşkanına 'diktatör' ifadeleri kullanıldı. En son ise valilerimiz ve kaymakamlarımız 'militan' suçlaması ile karşı karşıya kaldı. Bizim valilerimiz ve kaymakamlarımız bir Mehmetçik ve asker gibi görev yapıyorlar. Hele kayyum olarak görev yapanlar adeta kelle koltukta görev yapıyorlar. Onun için bu devletin valisine ve kaymakamına 'militan' suçlaması ya da benzetmesi yapmak bence kabul edilebilir bir şey değildir. Bu dili kullananları özür dilemeye davet ediyorum. Eleştirebilir, eksikleri dile getirebilirsiniz. Cumhuriyet Halk Partisi ve yöneticileri tabanını ayırarak söylüyorum. Eğer militan görmek istiyorlarsa Boğaziçi'nde birlikte eylem yaptıkları gruba baksınlar. Terörist görmek istiyorlarsa hemen Mecliste oturdukları sıralardan sol tarafa dönsünler, orada ittifak ortakları HDP'nin içinde yeteri kadar teröristi de, militanı da, vatan hainini de, vatan düşmanını da göreceklerdir" dedi.