'Çevre Günleri' başladı
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Rektörlüğü tarafından düzenlenen ve 11 Haziran 2021 tarihine kadar devam edecek 'Çevre Günleri' etkinlikleri, DEÜ Sabancı Kültür Sarayı'nda başladı.
İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger'in katılımıyla gerçekleştirilen açılış töreninde konuşan DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, üniversite olarak doğaya reçete olacak teknolojileri geliştirecek bilimsel çalışmaları teşvik ettiklerini belirterek, Çevre stratejimiz kapsamında önümüzdeki dönemde karbon ayak izlerimizi azaltacak ve yenilenebilir kaynaklara yöneleceğiz diye konuştu.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Rektörlüğü tarafından düzenlenen ve 11 Haziran 2021 tarihine kadar devam edecek 'Çevre Günleri' etkinlikleri, DEÜ Sabancı Kültür Sarayı'nda başladı. Açılış töreni ile başlayan; panel ve ödül töreni ile devam eden program, İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, Dışişleri Bakanlığı İzmir Temsilcisi Büyükelçi Naciye Gökçen Kaya, DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ömer Albayrak, İzmir Tarım ve Orman İl Müdürü Mustafa Özen, İzmir Kalkınma Ajansı Yeşil Büyüme Politikaları Birimi Uzman Emine Bilge Eymirli, üniversite mensupları ve 75. Yıl Özel Eğitim Kurumları öğrencilerinin katılımı ile gerçekleştirildi.
Açılışta konuşma yapan ve insanlığın tarih boyunca doğayı alt etmeye çalıştığını belirten Vali Köşger, Endüstri devrimi ile birlikte insan doğayı alt etmiş oldu. Ancak bazı galibiyetler aslında devamında mağlubiyetin habercisi gibidir. İnsan ne zaman ki doğayı alt etti; belki de işte o zaman davayı kaybetti. O günden bugüne bütün faaliyetlerimiz eşyayı tabii formunun dışında suni formlara sokmak üzere geliştirilmeye başlandı. Bu şekilde doğanın da kirlenmesinin önü açılmış oldu. Doğada tamir edilemez tahribatlara yol açıldı. Şimdi şiddetli bir şekilde fark ettik ki aslında kendi habitatımıza zarar verdiğimizi fark etmiş olduk dedi.
Dokuz Eylül Üniversitemiz de bu faaliyeti ile duyarlığını en iyi şekilde gösteriyor
Türkiye'nin gelişmekte olan bir ülke olduğunu hatırlatan Vali Köşger, Her yıl yaklaşık 1 milyon insan işgücü piyasasına katılıyor. Nüfusumuz artmaya devam ediyor. Bu insanların yaşayacağı ve çalışacağı alanları tasarlamak zorundayız. Bunu çevreye en az zararı verecek şekilde yapmayı başarabilmemiz lazım. Geç kalmışlık dezavantaj gibi görünse de bazı durumlarda avantaj da olabilir. Yeni yaşam alanlarını ve çalışma sahalarını, çevreye duyarlı teknolojilerle oluşturarak bu durumu avantaja çevirmeliyiz. Genç nesillere bu bilinci aşılamak açısından üniversitelerimiz bu noktada çok önemli. Dokuz Eylül Üniversitemiz de bu faaliyeti ile duyarlığını en iyi şekilde gösteriyor. Başta Rektörümüz Prof. Dr. Nükhet Hotar olmak üzere emeği geçenlere teşekkür ediyorum diye konuştu.
Sosyal sorumluluk ilkelerimize uygun somut adımlar atmaya özen gösterdik
Düzenledikleri etkinliklerde çevre konusunda farkındalık oluşturmayı; DEÜ'nün ve bilim dünyasının çevre ile ilgili çalışmalarını paylaşmayı hedeflediklerini belirten Rektör Hotar, Ülkemiz, son yıllarda çevre konusunda gerçekten ciddi adımlar attı, yatırımlar yaptı, kapsamlı önlemler aldı. Mevzuatını güçlendirdi ve yeni yaptırım mekanizmaları geliştirdi. Tabi ki bu süreçte bilim dünyamıza da mutat akademik faaliyetlerinin dışında çevre ile ilgili yeni bir misyon yüklendi. Dolayısıyla bizler de bu konuda çalışmaya, farkındalık oluşturmaya ve sosyal sorumluluk ilkelerimize uygun somut adımlar atmaya özen gösterdik. Bugünkü çevre günleri etkinliğini de bu çerçevede planladık ifadelerini kullandı.
Bütün iş ve işlemlerimizde çevre ile uyumlu olmaya özen gösteriyoruz
Konuşmasında üniversite rektörlüğünün çevrenin korunması ve sıfır atık yönetimi konusunda üç yılda önemli adımlar attığını hatırlatan Rektör Hotar, Bunların sonucu olarak şu anda 12 yerleşkemiz, Sıfır Atık Belgesi'ni almaya hak kazandı. Diğer yerleşkelerimiz için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Aynı zamanda kurum içi eğitimler düzenleyerek mensuplarımızı bilgilendiriyor; bütün iş ve işlemlerimizde çevre ile uyumlu olmaya özen gösteriyoruz diye konuştu. Yenilenebilir enerji kaynaklarına da önem verdiklerini ve Tınaztepe Yerleşkesinde solar enerji üretimine yönelik proje üzerinde çalıştıklarını açıklayan Rektör Hotar, güneş enerjisinin depolanması, endüstriyel atık suların arıtılması, kuru atık çamurundan elektrik üretilmesi gibi projeler hakkında da bilgi verdi.
Ülkemizdeki ve dünyadaki doğal hayatın selameti için çalışacağız
Üniversite olarak, doğaya reçete olacak teknolojileri geliştirecek bilimsel çalışmaları teşvik edeceğiz diyen Rektör Hotar, sözlerini şöyle sürdürdü: Yaşanabilir çevrenin korunması ve geliştirilmesine yönelik dönüşümü önce kendi üniversitemizde tamamlayacak, karbon ayak izlerimizi azaltacak ve yenilenebilir kaynaklara yöneleceğiz. Çevre bilinci olan ve doğal hayatın korunmasına duyarlı hemşehrilerimiz ile birlikte; kentimizdeki, ülkemizdeki ve dünyadaki doğal hayatın selameti için çalışacağız.
Atık su arıtma tesisi vurgusu
Açılış konuşmalarının ardından moderatörlüğünü Rektör Hotar'ın üstlendiği 'Havzalarda Noktasal ve Yayılıcı Kirletici Kaynaklar Tespiti ve Uygulama Örnekleri' başlıklı panel gerçekleştirildi. Burada konuşan İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ömer Albayrak, Küçük Menderes Havzası'ndaki denetimlerini sıkı şekilde devam ettirdiklerini belirterek, Küçük Menderes Havzasındaki kirliliğin büyük oranda kirli sulardan oluştuğunu ve acilen atık su arıtma tesislerinin tüm yerleşim yerlerini kapsayacak şekilde tamamlanması gerektiğini söyledi. İzmir Kalkınma Ajansı Yeşil Büyüme Politikaları Birimi Uzmanı Emine Bilge Eymirli ise bölge ve Türkiye için ekonomik açından çok önemli olan havzanın yapılan çalışmalar göre 2030 yılında kuraklıkla karşı karşıya kalacağını söyledi. Çok hassas eko sistemlere sahip olan İzmir'de koruyarak kullanma stratejisinin önemli olduğunu belirten Eymirli, ekonomik değere sahip zeytin, domates, incir ve süt gibi ürünlerin kuraklıktan etkilenebileceği tespit edildiğini anlattı.
Yerel ürünlerin varlığı
İzmir Tarım ve Orman İl Müdürü Mustafa Özen de bölgedeki çiftçinin Türkiye'nin her yerinde yetişen ürünlere yönelmek yerine bu bölgede yetişen yerel ürünlerin varlığını koruması gerektiğini, çiftçiyi ürün seçimi ya da atık yönetimi ile baş başa bırakmak yerine acilen çalışmalar yapılmasının hayati öneme sahip olduğunu anlattı. DEÜ Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Görkem Akıncı ise havzada noktasal kirlilik kadar alansal kirlilik kaynaklarının etkisinin de belirlendiğini ifade ederek; kirliliğe tarımsal alanda kullanılan gübre, hayvansal atıklar ve endüstriyel deşarjın büyük etkisi olduğunu söyledi.
Ödüller sahiplerini buldu
Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nin sergi açtığı ve Solaris Güneş Arabası'nın da sergilendiği açılış töreninde ayrıca; Rektörlük tarafından düzenlenen Yaşamın İçinden Çevre Fotoğraf Yarışması'nda ve Yaşadığımız Çevre İçin Genç Fikirler Platformu Logo Yarışması'nda dereceye girenlere ödülleri verildi.