Denizbank'dan fon dolandırıcılığıyla ilgili açıklama
Spor dünyasında yaşanan dolandırıcılık olayıyla ilgili Denizbank cephesinden bir açıklama geldi. Banka, soruşturma kapsamında herhangi bir kusur veya ihmal tespit edilmediğini belirtti. Ayrıca Erzan'ın işlemlerinde bankanın resmi evraklarını da kullanılmadığı da vurgulandı.
Futbol camiasından ünlü isimlerin yüksek kar getirili 'Fatih Terim Fonu' vaadiyle dolandırılması gündemdeki yerini koruyor.
Seçil Erzan, Denizbank'ta şube müdürlüğü görevini yürüttüğü sırada aralarında Arda Turan, Fernando Muslera ve Emre Belözoğlu gibi isimlerin de bulunduğu pek çok kişiyi dolandırdı.
Erzan'ın 18 kişiyi yaklaşık 25 milyon dolar ile 7 milyon 384 bin lira dolandırdığı öğrenildi.
Denizbank sessizliğini bozdu: Erzan'a para veren kişilerden hiç kimse şikayetçi olmadı
Dolandırıcılığın ortaya çıkmasının ardından Erzan tutuklanırken, olaya ilişkin yeni gelişmeler yaşanmaya devam ediyor.
Öyle ki son olarak Denizbank'tan da uzun bir açıklama geldi.
Banka açıklamasında, dolandırıcılık olayından ilk kez 7 Nisan 2023 tarihinde haberleri olduğu, bu tarihe kadar Erzan'a para veren kişilerden hiç kimsenin şikayetçi olmadığını görüşüne yer verildi.
Bankanın resmi evrakları kullanılmadı: Olaya karışanlar bilinçli olarak sisteme girdi
Açıklamaya göre, dolandırıcılık girişimi yine banka tarafından savcılığa bildirildi.
Banka, Erzan'ın işlemlerinde banka resmi evraklarını da kullanılmadığını savunurken, sistemin bir "Saadet zinciri" olduğu, olaya ismi karışanları da bilinçi olarak bu sisteme girdiği iddiasını dile getirdi.
Denizbank'ın açıklaması şu şekilde:
15.000 çalışanı, 700’e yakın şubesiyle 14 milyon müşterisine 4 ülkedeki iştirak banka ve şubelerinin yanı sıra yurtiçi iştirakleriyle hizmet veren DenizBank, 27 yıllık tarihinde ülkemize 10 milyar USD’nin üzerinde net sermaye girişi sağlamış Türkiye’nin 5. büyük özel bankasıdır. Tarımdan Kobilere, turizmden denizciliğe, ülkemizin büyük altyapı ve enerji projelerine, eğitim ve sağlık sektörlerine 30 milyar USD’nin üzerinde uzun vadeli kaynak temin etmiştir. Kurum olarak, eski bir çalışanımızın karıştığı, Bankamızla ilgisi bulunmayan münferit bir olayın kamuoyunda gündemi meşgul etmesinden üzüntü duymaktayız.
Konuya ilişkin ceza davasının başlamış olması ve dosya üzerindeki gizlilik kararının kalkmasının ardından çeşitli basın ve yayın organlarında an itibarıyla mağdur olduğunu iddia eden kişi ve avukatları tarafından DenizBank A.Ş. hakkında doğrular saklanarak tek taraflı, aslı olmayan çok sayıda beyanat verilmektedir. Bu beyanatlar; Bankamız hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesine rağmen, farklı mecralarda, görüşlerimize başvurulmadan, doğruluğu teyit edilmeden ve taraflı olarak kullanılmaktadır. Böylece hem gerçekler çarpıtılmakta hem de Bankamız itibarı zarar görecek şekilde haberlere konu edilmektedir.
Kurumumuz, kovuşturma süreci devam eden bu olayda; konunun mahkemeler nezdinde hızla ve adilane bir şekilde sonuçlanacağına olan inanç ve müşteri gizliliğine riayet etme ilkesiyle, hukuk sürecinin ve adaletin tecelli etmesini beklemektedir. Ne var ki, yapılan çok sayıda taraflı yayın karşısında kamuoyuna bu bilgilendirmenin yapılması zorunlu hale gelmiştir. Her şeye rağmen açıklamamızda, kurum olmanın sorumluluğuyla hareket edilmesine özen gösterilmiş ve ilgili kişilerin adlarına yer verilmemiştir.
Bankamız, konudan 2022 yılı Haziran ayından itibaren Levent Büyükdere Caddesi Şubemizde müdür olarak görev yapan Seçil Erzan’ın iki günlük mazeret izni nedeniyle görevinin başında olmadığı 07.04.2023 tarihinde müşterimiz de olan bir şikâyetçinin şubeye gelmesi ile ilk kez haberdar olmuştur.
KAMUOYUNUN DİKKATİNE ÖZELLİKLE SUNMAK İSTERİZ Kİ ŞİKAYETÇİLERİN MAĞDUR OLDUKLARINI İDDİA ETTİKLERİ OLAYLAR YAKLAŞIK BİR YIL ÖNCESİNE KADAR GİTTİĞİ HALDE 7 NİSAN TARİHİNE KADAR HİÇ KİMSE TARAFINDAN KONU İLE İLGİLİ NE BANKAMIZA NE BDDK’YA NE DE CİMER’E TALEP, İHBAR VEYA ŞİKAYET İLETİLMEMİŞTİR.
Verilen telefon numarası aranmışsa da cevap alınamamış, ardından Bölge Müdürü bir başka numaradan Seçil Erzan tarafından aranarak görüşmek amacıyla Çorlu’daki eve davet edilmiş ve Whatsapp üzerinden kendisine bulunduğu evin konum bilgisi iletilmiştir. 8 Nisan Cumartesi öğleden sonra Çorlu’daki eve giden Bölge Müdürü, içeriye davet edilmiş, Seçil Erzan “… kendisinin, alacaklı olan kişilerce devamlı tehdit edildiğini, kötü bir ruh durumu içerisinde olduğunu, intihar etmek istediğini, devamlı olarak arandığı için telefonlarını kapalı tuttuğunu …” ifade etmiştir. Bölge Müdürü ile gerçekleştirdiği üç saatlik konuşma sonrası, rahatlamış olduğunu, gerçekleri anlatmak istediğini, bankaya gelip Teftiş Kurulu’na da açıklamalarda bulunmak istediğini söylemiştir. Bunun üzerine, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 29-32'nci maddeleri, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 19’ncu ve devamı maddeleri, BDDK'nın yayınladığı Bankaların İç Sistemleri ve İçsel Sermaye Yeterliliği Değerlendirme Süreci Hakkında Yönetmeliğin 5'nci maddesinin d bendi, 7'nci maddesinin a ve h bendi ve 21'nci maddenin 2'nci fıkrası hükümleri ile Banka Personel Yönetmeliği, Disiplin Yönetmeliği ve Banka ile Çalışan arasında imzalanmış İş Sözleşmesi hükümlerine göre 9 Nisan Pazar saat 10:00’da genel müdürlüğümüze davet edilerek, Bölge Müdürü evden ayrılmıştır.
Seçil Erzan'ın Banka Genel Müdürlüğü'ne gelmesi ve ifadesinin alınması
9 Nisan Pazar günü yakını olan H. E.’nın kullandığı yine yakını E. E.’ye ait araçla bankaya gelen Seçil Erzan, toplantı odalarının bulunduğu 18. katta Teftiş Kurulu, İnsan Kaynakları, Hukuk Grubu yöneticilerinin ve Bölge Müdürü huzurunda beyan ve açıklamalarda bulunmuştur. Bu beyan ve açıklamaları yaparken Göktürk’teki evinde bazı notlar olabileceğini söylemiş, ancak kendisi yalnız gitmek istemediği için talebi üzerine Bölge Müdürü ile birlikte Göktürk’teki evine gitmiş, yengesi olduğunu beyan ettiği N. A’nın da bulunduğu evdeki birkaç ajandayı bulduktan sonra bankaya geri dönmüştür. Bahse konu ajandalar incelendiğinde, içeriklerinde anlam ifade eden herhangi bir bilgiye ulaşılamamıştır. Seçil Erzan, bu ajandaları akşam Çorlu’daki evine giderken yanında götürmüştür. Hakkında yapılacak idari soruşturma kapsamında alınan yazılı ve imzalı savunmasında “… ortada aslında bir fon olmadığını, bir kısım topladığı paraları daha önce para aldığı kişilere ana para ve faiz ödemesi olarak verdiğini, kendisinin de bu çerçevede aşırı borçlandığını, mallarını kaybettiğini, bu kişilere ortada bir fon bulunmadığını bildirdiği halde buna kimsenin inanmak istemediğini, hatta söylediği kişilerden bazılarının kendisine karşı cebir ve şiddet kullandığını ve kurulan bu saadet zincirinin devam etmesini istediklerini… “ söylemiştir. Aynı gün saat 22:00 sularında tüm bu beyanlar alınırken hiç ayrılmadan banka genel müdürlük lobisinde kendisini bekleyen H. E. ile beraber tekrar annesinin ve birkaç yakınının da olduğunu ifade ettiği Çorlu’daki eve geri gitmiş ve geceyi orada geçirmiştir. Beyanları sırasında kendisinin devamlı tehdit edildiğini ifade ettiğinden olası bir tehdit ve/veya darp durumunda emniyet güçlerine haber vermek maksadıyla iki silahsız güvenlik görevlimizin de içinde bulunduğu araç evin yakınında bekletilmiş, bu konudan Seçil Erzan bizzat haberdar edilmiş, kendisi bu hassasiyetimiz dolayısıyla Bankamıza teşekkür etmiştir.
Ertesi gün, 10 Nisan Pazartesi sabahı aynı yakınının ve bu yakınının eşinin de bulunduğu aynı araç ile tekrar genel müdürlüğe gelmiş ve beyanlarına devam etmiştir. 7 Nisan tarihinden başlayarak 10 Nisan tarihine kadar bankaya başvuran şikayetçilerin beyanları ile oluşturulan ve DenizBank’taki hesaplara herhangi bir giriş çıkışın bulunmadığı, dolayısıyla ortada bir bankacılık suçu saptanamadığını ifade eden DenizBank Teftiş Kurulu ön inceleme raporu 10 Nisan tarihinde soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na teslim edilmiştir. Raporun teslimi esnasında, Başsavcılık, DenizBank tarafından yapılan bildirim dışında hiçbir mağdurun bir başvurusu olmadığını, bu konuda yapılan tek müracaatın sadece Banka tarafından olduğunu, Cumhuriyet Savcılığının raporda yaptığı ilk incelemede ortada bir bankacılık suçunun tespit edilemediğini açık bir şekilde beyan etmiştir.
Yine aynı raporun 41. sayfasında “İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı makamı tarafından yürütülen 2023/82925 Sayılı soruşturma kapsamına dahil olduğu görülen 19.04.2023 tarihli suç duyurusunda Banka Yöneticileri Hakan Ateş, Mehmet Aydoğdu ve Seçil Erzan şüpheli olarak gösterilmektedir. Seçil Erzan’a atfedilen fiiller konusunda Rapor’da ayrıntılı bilgiler mevcuttur. Şüpheli ifadelerinin bir kısmında Seçil Erzan’ın Banka Yöneticileri Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu tarafından yönetilen bir fonda yüksek getiri beklentisiyle nemalandırma taahhüdüyle para topladığı iddia olunsa da adı geçen Banka Yöneticileri tarafından yönetilen ve müştekilerden edinilen paranın kayden veya nakden aktarıldığı böyle bir fonun mevcudiyetine ilişkin emareye (sirküler, sözleşme, ilan, dekont açıklaması, para hareketi ve sair belge) rastlanmamıştır.” denilmek suretiyle bazı şikayetçi avukatlarının iddia ettiği gibi DenizBank Yönetim Kurulu üyelerinin ve yöneticilerinin konu ile ilgi ve bilgilerinin olmadığı açıkça belirtilmiş, BDDK Raporu çerçevesinde zimmet suçu yönünden yazılı başvuruda bulunulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Bu bilgilerden de anlaşılacağı üzere; şikayetçi vekilleri yazılı ve görsel medyada ceza dava dosyasındaki evrakları diledikleri gibi manipüle etmekte ve serbestçe gerçeklere aykırı bilgilendirmeyi fütursuzca yapmaktadır. Kendileri şikayetçilerin ellerinde bulunan ve ceza davasının ilk duruşmasında para teslimi anında değil daha sonra elde ettikleri bankacılık açısından hiçbir anlam ifade etmeyen, herhangi bir bankacılık işlemini göstermeyen, ne anlama geldiği dahi belli olmayan kağıt parçalarına istedikleri anlamı vermekte ve bu belgelerle müvekkillerinin dolandırıldığını ifade etmektedirler. 20 Kasım tarihli duruşmada da şikayetçilerin her biri, ellerindeki kağıtları, paraları nakden Seçil Erzan veya kuryelerine teslim ettikten sonraki tarihlerde temin ettiklerini ifade etmişlerdir.
Seçil Erzan’a para verdiğini iddia eden A.T.’nin vekili tarafından mahkemeye sunulan ve emniyet birimlerince deşifre edilen 7 Nisan akşamı Seçil Erzan’la yaptığı telefon görüşmesinin bir kısmına aşağıda yer verilmiştir;
A.T.: Kaç kişi var 20-25 ya Seçil gözünü seveyim bize artık yalan söyleme çoluğumuz çocuğumuz zor durumda
Seçil ERZAN: Arda 100 kişi falan yok dur…eee.
A.T.:Kaç kişi var tahmini bi düşün bakayım
Seçil ERZAN: Bi dakika… ee… 10 tane futbolcu var
SA.T.: Evet
Seçil ERZAN: Eee… işte 10’da benim yandan yani… 10’da benim yakın çevremden.
A.T.: E terim var Fatih hocanın şeyi ondan sonra
Seçil ERZAN: Toplam o kadar… Hepsi o kadar hani 21-22
A.T.: Bak Seçil. Sana diyeceklerimi iyi dinle bak şuanda bu savcılık işlerini de polisi de her şeyi biz tutuyoruz. Kimseyi hiçbir yere göndermiyoruz. Eğer sen bunları doğruyu söyleyeceksin ki biz bu işi bankayla çözmeye çalışalım. 20 kişiyse gidip bankayla bunu çözmeye çalışırız. Ama bana dersen ki arda 100 kişi var, bu iş olmaz…
Seçil ERZAN: Hani maksimumu olsun 23 kişi yani 25 kişi olsun. O kadar bile yoktur. Hı hıı…
A.T.: Yani Seçil eğer 25 kişiyse gidip oturulur konuşulur bizim peki hepimizin zararlarımızı biliyor musun
Seçil ERZAN: Biliyorum yani zararda olanları biliyorum. Yani zararda… mesela Emre almadı sen anaparanı tamamladın faizini almadın
A.T.: Ya ben faizi geçtim. Ben sana sayıcam zaten. Şeyleri falan 8.250’leri falan onları geçtim hepsini öyle elden aldı. Ben tam anaparam 7.650’ye falan geliyor. Ben hepsini saydım. Anladın mı. Vermediğiniz ödemediğiniz.
Seçil ERZAN: Ödenenlerden nasıl senin
A.T.: Yok ödenenler… ya Seçil darma dağınım ben biliyorsun Emre…
Seçil ERZAN: İşte onların hepsi bende bi yerde yazıyordu çıkarıcam onları işte
A.T.: Peki Fatih hoca, Fatih hoca karda mı bu işten
Seçil ERZAN: Valla Arda bir şey söyleyeceğim normal şartlarda hoca kardaydı yani çünkü hocanın… sen yalnızsın dimi...
A.T.: Yalnızım yalnızım. Hoca kardaydı dimi
Seçil ERZAN: Hı hı… Hı hıı…
A.T.: E Hocanın da krediler çıkmış. O adamcağızda oradan darma dağın
Seçil ERZAN: … yolu kapatıyorlar öyle. Onları da tek tek şimdi çıkaracağım
A.T.: Peki bir şey diyeceğim. Bu Hakan abi. Şimdi Hakan Ateş bunu duydu bugün, Mehmet Aydoğdu duydu. Bunların hiç haberi yok muydu hiçbir şeyden ya
Seçil ERZAN: Yok mahvedecekler beni onlar. Ama ne yaparlar…
A.T.: Sen sen bankayı falan düşünme Seçil. Sen şuanda biz, yani biz yani seni, insanları savcılığa vermesinler diye tutuyoruz herkesi. Ya seni, sen bize doğruları söyle ki biz bir çözüm yoluna gidip bu işi bir an önce toparlayalım yoksa savcılık bilmem ne biri bin para olur yani bu işin yani yalanı yok yıllarca yatarsın
Yukarıda özetlediğimiz olaylar çerçevesinde, kamuoyunda sıkça sorulan bütün soruları elimizdeki veriler ışığında cevaplandırmak maksadıyla aşağıdaki soru cevap bölümüne yer verilmiştir. Burada amaçlanan; saptırılan gerçeklerin, prosedür ve kanun içeriklerinin kamuoyunun bilgisine doğru şekilde sunulması, böylelikle yoğun manipülasyon gayretinin önüne geçilerek sürecin sağlıklı yürütülmesinin sağlanmasıdır.
1) Bankalar geçtiğimiz dönemde USD’ye ne kadar faiz ödüyordu? Sistemde şikayetçilerin talep ettiği faiz oranları nedir? Bu dönemlerde döviz hesaplarında yıllık faiz oranı %4’leri geçmemiştir. Sözü edilen %4 faiz oranı, yıllık faizi ifade etmekte olup örneğin bir ay süre ile yatırılan mevduat için %4’ün 12’de biri mudiye ödenmektedir. Bankacılık sistemi genelinde, bütün oranlar yıllık olarak ifade edilir. Öte yandan saadet zincirinde, dolar cinsinden kısa vadelerde (üç gün, beş gün, bir ay gibi) dahi önerilen %30-40 seviyesindeki getiri, yıllık basit oranda %250’lerden başlayıp %2607 gibi fahiş oranlara varan faizlere denk gelmektedir ki böyle oranların gerçekçi olmayıp bankacılık uygulamalarında da yeri olmadığı herkesin malumudur.
2) Banka 7 Nisan’daki suç ihbarında zimmet şüphesi, dolandırıcılık ve diğer suçlar yönünden bildirimde bulunurken, sonradan neden sadece dolandırıcılık ve diğer suçlar yönünden kovuşturma devam etmiştir? Olayın öğrenildiği gün, 7 Nisan 2023 tarihinde Teftiş Kurulumuzun yaptığı yalnızca birkaç saatlik inceleme neticesinde, durumun aciliyetine binaen, avukatlarımız tarafından aynı gün İstanbul Cumhuriyet Savcılığına gizlilik kararı ve yurtdışı yasağı talebiyle; zimmet şüphesi, özel evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık yönünden suç ihbarında bulunulmuştur. Buradan anlaşacağı üzere henüz öğrenilmesinin üzerinden birkaç saat geçmiş olması vakanın niteliğini ve suçun vasıflandırılmasını mümkün kılacak bir zaman dilimi değildir. Ancak incelemeler neticesinde gerek Bankamız Teftiş Kurulu, gerek BDDK tarafından düzenlenen raporlarda da belirtildiği üzere olayda zimmete dair bir tespitte bulunulmamıştır. Bu sebeple, zimmet yönünden kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilerek, süreç nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçları açısından devam etmektedir.
3) Şube Müdürünün bir şubede görev süresiyle ilgili 5 yıl sınırı var mıdır? Bankacılık sektöründeki teamüllere bakıldığında, şube müdürleri 5 yıl veya daha fazla süreyle aynı şubede görev yapabilmektedir. Bunu engelleyen herhangi bir mevzuat hükmü bulunmamaktadır. Burada esas olarak şube operasyon yöneticisi (ki tüm işlemlerin kontrol sorumluluğu da ondadır) veya şube müdüründen en az birisinin maksimum beş yılda bir değişmesi sağlanmaktadır. Bu şubede de aynı kural uygulanmış ve Seçil Erzan’ın müdürlük yaptığı dönemde üç kez operasyon yöneticisi değiştirilmiştir. Ayrıca Bankamızda uzun süre aynı şubede müdür olarak görev yapan bir çalışan ise; şubesi yoğun denetim planına tabi tutulmaktadır. Bu şube de Seçil Erzan’ın görev yaptığı 10 yıllık süreçte 11 kez denetlenmiştir. Ancak işlemlerin kayıt dışı yani bankacılık sistemi dışında gerçekleşiyor olması nedeniyle herhangi bir tespit yapılamamıştır. Diğer taraftan, Seçil Erzan’ın kayıt dışı işlemlerinin neredeyse tamamı Haziran 2022’den beri görev yaptığı Levent Büyükdere Caddesi Şubesinde çalıştığı dönemde gerçekleşmiştir.
4) Şube Müdürü para tahsil edebilir mi, teslim alabilir mi? Buna yetkisi var mıdır? DenizBank iç düzenlemelerine ve görev tanımına göre şube müdürünün paraya dokunması, müşterilerden para alması ve para teslim etmesi yasaktır. Bankamız Disiplin Yönetmeliğine göre, “Prosedürlere aykırı şekilde kasa dışında müşteriye para verilmesinin ya da müşteriden para alınmasının herhangi bir aşamasında yer almak, bu tür uygulamalara göz yummak.” fiilleri “Ağır Kınama”, “Prosedürlere aykırı şekilde kasa dışında müşteriye para verilmesinin ya da müşteriden para alınmasının herhangi bir aşamasında yer almak, göz yummak ve bu uygulamalar neticesinde müşteri şikayetine ya da DenizBank veya müşterilerinin zararına sebebiyet vermek veya bu uygulamaları alışkanlık haline getirmek.” fiilleri ise “İş Akdinin Bildirimsiz ve Tazminatsız Feshi” cezasına tabidir. Zaten Seçil Erzan, duruşmada mahkemeye verdiği ifadesinde görev tanımında nakit teslim alma veya verme yetkisinin olmadığını beyan etmiş, ayrıca BDDK raporu da bu hususu teyit etmiştir.
5) Seçil Erzan yılın bankacısı seçildi mi? Bankamızdaki kariyerine 2000 yılında başlayan Seçil Erzan, 2010 yılında, 33 yaşındayken şube müdürlüğü görevine terfi etmiştir. Basına yansıtıldığı gibi Bankamızda “Yılın Bankacısı” gibi bir uygulama bulunmamaktadır. Tüm bankalarda olduğu gibi Bankamızda da, yıl içinde dönemin önceliklerine göre hedeflere ulaşılması amacıyla çok sayıda kampanya yapılmakta ve birçok şube yöneticimiz başarısına göre ödüllendirilmektedir. Şube müdürü olduğu 2010 yılından bu yana yıllık değerlendirme sonuçlarımızı gösteren şube sıralama sistemimize göre sadece bir kez ilk 20 şube içerisinde yer almış, onun haricindeki yıllarda hep sıralamaların dışında kalmıştır. Bununla birlikte Seçil Erzan’ın terfien gittiği iddia edilen Levent Büyükdere Caddesi Şubemiz eski şubesi olan Florya Şubemiz ile aynı segmentte yer almaktadır. Dolayısıyla yatay geçiş olup bir terfi söz konusu değildir.
6) Şikayetçilerin ellerindeki kağıtların bankacılık açısından bir anlamı var mıdır? Sunulan kağıtlar, herhangi bir bankacılık işlemine dayanmayan ve bankacılık sistemi kullanılmaksızın muhtemelen Seçil Erzan tarafından üretilmişlerdir. Söz konusu kağıtlar, saadet zincirinin tıkandığının söz konusu yapının çöktüğünün iddia sahiplerince öğrenilmesi ile birlikte, TESLİM ETTİKLERİ PARALARIN İSPAT EDİLEBİLMESİ VE ÖZELLİKLE BANKAMIZDAN BU PARALARIN TAHSİLİ AMACIYLA ÜRETİLEN, PARALARIN TESLİMİNDEN SONRAKİ TARİHLERDE VERİLDİĞİ; DOSYADAKİ İFADELER, TELEFON GÖRÜŞME TUTANAKLARI VE WHATSAPP YAZIŞMALARIYLA AÇIKÇA BELLİ OLAN kağıtlardır. İddia sahiplerinin sunduğu tüm kağıtlar; bankanın sisteminde üretilmemiş, bu sebeple iz kaydı olmayan, üzerlerinde bir borç-alacak kaydı içermeyen, sistemden de izlenmesi mümkün olmayan kağıtlardır. Bu kağıtlar; ajanda sayfası, not kağıdı, çizgili defter kağıdı ve A4 kağıt gibi ve çoğunlukla elle yazılmış ve gayriciddi bir şekilde oluşturulmuştur. Bunların belge olduğu iddia edilemez, bankacılık sistemine girmeyen para ve belgelerin takibi de mümkün değildir. Bu kağıtlara, bankacılık işlemine ilişkin verilmiş belge muamelesi yapmak ve yine bunlara dayanarak bankanın herhangi bir ödeme yapması da -bankacılık kanun ve düzenlemelerinin tamamı kayıt altına alınmış işlem ve bunlara ilişkin düzenlenen belgelere dayandığından- mümkün değildir. Buradan hareketle, örneğin bir iddia sahibi elinde yüz milyon USD ibaresi bulunan bir kağıtla bankaya başvurduğunda banka bunu ödeyecek midir? Böyle bir yol açılırsa, herhangi bir banka çalışanının dışarıda 3. kişilerle hareket edip bankacılık sistemini çökertmesi bile ihtimal dahilinde olacaktır.
7) Seçil Erzan’ın iddia ettiği gibi kendisi tarafından şikâyetçilere verilen kağıtlar banka sisteminde mi üretilmiştir? Bunların banka tarafından takip edilebilmesi mümkün müdür? Seçil Erzan tarafından üretilen bütün kağıtlar, “banka sistemi dışında” kendisi tarafından üretildiğinden sistemde bu kağıtlara ilişkin herhangi bir log kaydı (bilgisayar iz kaydı) bulunmamaktadır. Bu kağıtlar; ajanda sayfası, not kağıdı, çizgili defter kağıdı ve A4 kağıt gibi ve çoğunlukla elle yazılmış ve gayriciddi bir şekilde oluşturulmuştur. Bunların belge olduğunu iddia etmek de mümkün değildir. Bankacılık sistemine girmeyen para ve belgelerin takibi yapılamaz. İlave bilgi olarak; müşterilerimizin gişelerimizden yaptıkları tüm işlemler hem sistemde kayıtlı, hem de dekontları da izlenebilir durumdadır. Banka gişelerinden para yatırılırken veya para çekilirken, Banka sistemleri otomatik dekont üretmektedir. Bu dekontlara ilişkin işlem anında oluşan muhasebe kayıtları, şube ve genel müdürlük sistemlerinde anlık olarak izlenmektedir. Sistemden çıkmayan ve sistemde kaydı olmayan dekont uygulaması söz konusu değildir. Günümüzde, bankalar tarafından müşterilerine verilen belgeler el yazısı ile veya bankacılık sistemi dışında üretilmemektedir. Olay kapsamında şikayetçiler tarafından mahkemeye sunulan kağıtların hiçbirisi bankacılık sisteminde üretilmemiştir. Şikayetçilerin tamamının finansal okuryazar ve hatta nitelikli yatırımcı olmaları nedeniyle kendilerine Seçil Erzan tarafından verildiği iddia edilen kağıtları gerçek bir bankacılık belgesinden ayırt edebilecek bilgi birikimine sahip oldukları aşikardır. Adı geçenlerden Bankamızda hesabı olanların internet bankacılığı, mobil bankacılık ve şube kanallarımız aracılığıyla fon alım satımı dahil gerçek bankacılık işlemlerini muhtelif defalar yaptıkları Bankamız sistemi iz kayıtlarında mevcuttur ve mahkemeye sunulmuştur.
8) Şikâyetçilerin ellerindeki kağıtlar kendilerine ne zaman teslim edilmiştir? Yapılan soruşturmalar kapsamında verilen ve İstanbul 41’inci Ağır Ceza Mahkemesinin 2023/341 E. Sayılı dosyasındaki ifadelerinde, sisteme para aktaranların “bu paralar Seçil Erzan’a teslim edildiğinde adı geçen tarafından kendilerine herhangi bir belge verilmediğini”, daha sonra talepleri üzerine Seçil Erzan’dan kağıtları temin ettiklerini söylemişlerdir. Deşifre edilen tapelerde de bu konu açıkça ortadadır.
9) Çok sayıda şikayetçi sistemden para aldığını belirtiyor. Bunlara ilişkin herhangi bir belge almışlar mıdır? Seçil Erzan tarafından yapıldığı belirtilen geri ödemelere dair Bankamıza yazılı herhangi bir doküman sunulmamıştır. Nitekim sözde sisteme yatırıldığı iddia edilen tutarlarda olduğu gibi, geri alındığı ifade edilen tutarlara ilişkin de Bankamız sisteminde herhangi bir kayda rastlanmadığı gibi şikayetçiler tarafından da tahsil ettiklerini belirttikleri tutarlara ait hiçbir belge bugüne kadar mahkemeye ibraz edilmemiştir. Para teslimiyle ilgili; teslim yeri, zamanı, tarih ve tutarını dahi kanıtlayacak bir dekont sunulmamıştır. Bahsedilen tutarlar beyandan öteye gitmemektedir.
10) Şube Operasyon Yöneticisi Asiye Öztürk’ün imzası bazı dokümanlarda mevcut mudur? Varsa bu imzalar ne şekilde alınmıştır? Üç sahte belgede Seçil Erzan’ın yanı sıra Şube Operasyon Yöneticisi Asiye Öztürk’ün imzası bulunmaktadır. Şube Operasyon Yöneticisi Asiye Öztürk, belgeleri imzaladığı sırada ilk imzanın Şube Müdürü Seçil Erzan tarafından atıldığını, Seçil Erzan’ın şubenin yoğun bir anında, kağıtların üstünü de kapatarak, müşterilerin acil olan işlemleri için beklediğini söylemiş ve kendisini acele ettirerek kağıtların içeriğini kontrol etmesini engellemiştir. Adı geçen, bahse konu kağıtları yalnızca sicil amirinin kendisini zorlaması sebebiyle imzaladığını ancak dokümanların içeriğiyle ilgili bilgisinin olmadığını beyan etmiştir. Böylece, Seçil Erzan Asiye Öztürk’ün iradesini fesada uğratmıştır. Diğer yandan Seçil Erzan, iki dokümanda da “A.Öztürk” şeklinde Asiye Öztürk adına taklit imzalar atmıştır. Eğer Asiye Öztürk ve Seçil Erzan birlikte hareket ediyor olsalardı, Seçil Erzan, Asiye Öztürk’ün yerine sahte imza atma gereği duymayacak, hatta üç adet dokümanda değil, olaya konu bütün kağıtlarda Asiye Öztürk’ün imzası bulunacaktı.
11) Bir dokümanda tek imza veya çift imza olması ne anlam ifade eder? Bir belgede iki imza olması o belgeyi geçerli kılar mı? Şikayetçilerin elinde olan kağıtların tamamı, üzerindeki imza sayısından bağımsız olarak gerçek bir işlemi göstermediği gibi banka tarafından üretilmiş belgeler de değildir. Söz konusu kağıtlar, saadet zincirindeki şikayetçilerin taleplerini bankaya yöneltebilmek maksadıyla Seçil Erzan tarafından sonradan üretilmiştir. Üretilmiş sahte evraklar üzerindeki imzanın tek veya çift olmasının hiçbir anlamı yoktur.
12) Şube Müdürlerinin fon kurma yetkisi var mıdır? Bankanın Şube Müdürlerini bırakın, bankanın dahi fon kurma yetkisi yoktur. Fon yalnızca SPK izinli Portföy Yönetim Şirketleri tarafından kurulabilmektedir. Bankalar ise kurulmuş olan fonların, fon paylarının satışına aracılık edebilmektedir. 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 52’inci ve 54’üncü maddelerinde yatırım fonlarına ilişkin hükümlere yer verilmiş olup anılan maddelere dayanılarak Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliği (III-52.1) yürürlüğe konulmuştur. Anılan Tebliğ, yatırım fonlarının kuruluşlarına, faaliyet ilke ve kurallarına, katılma payları ile bunların ihracına ve kamunun aydınlatılmasına ilişkin esasları düzenlenmiştir. Portföy yönetim şirketlerinin faaliyet konusu kuruluşu ve faaliyete geçmesi ile ilgili esaslar 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 55’inci maddesinde düzenlenmiştir. Fon yalnızca SPK izinli Portföy Yönetim Şirketleri tarafından kurulabilmektedir. Seçil Erzan’ın herhangi bir fon kurma yetkisi bulunmadığı gibi, Seçil Erzan tarafından oluşturulduğu belirtilen sistemin de bir fon olarak adlandırılması mümkün değildir. Kaldı ki, yasalarla çerçevesi belirlenen ve ağır yaptırımların yer aldığı sermaye piyasasında fonlar gizli olamaz, aleni olmak zorundadır. Kurulan her fon, kurumsal internet sitelerinde veya Kamuyu Aydınlatma Platformu üzerinden duyurulur. Diğer yandan, bu tip fon paylarının sahipleri zaten gerek Merkezi Kayıt Kuruluşu, gerek çalıştığı bankaların internet bankacılığı ve mobil bankacılık sistemleri üzerinden varlıklarını (mevcut olup olmadığını veya miktarını) istedikleri zaman kontrol etme imkanına sahiptirler. Ayrıca Sermaye Piyasası Kurulu mevzuatına uygun şekilde kurulmuş olan fonların tamamı da Türkiye Elektronik Fon Dağıtım Platformu (TEFAS) üzerinden görüntülenebilmektedir.
13) Vatandaşlar kendilerine ait fon bilgisini nereden görebilirler? Müşteriler, aracılık yapan kurumun şubelerinden, mobil bankacılık ve internet bankacılığı üzerinden, E-Devlet veya Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlık Numarası ile Merkezi Kayıt Kuruluşu’nun internet sitesi üzerinden banka veya aracı kurumlardaki yatırım fonlarının mevcudiyetini, hesap bakiyelerini ve getirilerini izlemeleri, takip ve kontrol etmeleri mümkündür.
14) Saadet zincirlerine para yatıran ve çekenlerin sorumluluğu var mıdır? İddia sahipleri şahsi birikimlerini bankacılık sistemi dışında ve çoğunlukla şube lokali haricindeki yerlerde elden Seçil Erzan’a veya kuryelerine teslim etmiş, hatta bazıları varlıklarını DenizBank’tan çekerek vermeyi tercih etmişlerdir. Bu durum, bildirimde bulunan şahısların paralarının Bankamız dışında saadet zinciri veya piramit sistemi benzeri bir oluşumda değerlendirildiğini bildiklerini göstermektedir. Seçil Erzan’ın, çeşitli şahıslardan sağlayarak oluşturduğu ve saadet zinciri şeklinde bir sistem kurduğu ve kişilere fahiş getiri vadettiği değerlendirilmektedir. Şahısların beyanlarında belirttiği getiri beklentileri de olağan bankacılık yatırım ürünlerinin getirileri ile mukayese edildiğinde finansal hayatın gerçeklerine uymayan ölçekte yüksektir. Belirtilen hususlar ışığında, iddia sahiplerinin Seçil Erzan’a verdiklerini söyledikleri tutarların bankacılık sisteminde değerlendirilmediğini bildikleri, birçoğunun birbirleriyle bağlantılı oldukları, büyük ölçüde birbirlerini ikna yoluyla saadet zincirine dahil oldukları, dolayısıyla ortak hareket etme iradesini gösterdikleri değerlendirilmektedir. Şubelerimizin tamamı ortalama 20 kamerayla 7/24 izlenmekte olup, Levent Büyükdere Caddesi şubemizdeki 27 adet kameranın 7/24 kayıtları, olay tarihi 7 Nisan’dan 27 Temmuz 2022’ye kadar geriye doğru gün gün Savcılığın talimatı üzerine İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Şube Müdürlüğü’ne teslim edilmiş, şikayetçilerin belirttiği günlere ait kayıtların kopyaları tarafımızca da alınmıştır. İddia sahiplerinin bu olaylarla ilgili olarak tek tek izlenen kayıtlarında, şube gişesinde para teslim ettiklerine dair hiçbir görüntüye rastlanmadığı gibi, birçoğunun anılan günlerde şubeye gelmediği de saptanmıştır. Bu çerçevede hassas bölgeler olarak kabul edilen banka şubelerinde alınan kamera kayıtları genel teamül olarak iki-üç ay saklanmakta iken, bazı müşteki avukatlarının delil karartmakla itham ettiği Bankamız, yaklaşık 10 aylık şube kamera kayıtlarını adli mercilere teslim etmiştir.
15) Şikayetçilerden biri tarafından GPS takılı bavul içinde teslim edilen paranın akıbeti ne olmuştur? Bavuluna GPS takacak kadar şüphe duyan ve bunu tespit etmesine rağmen sisteme tekrar para yatırması nasıl açıklanabilir? Söz konusu şikayetçi Savcılık dilekçesinde özetle; 14.11.2022 tarihinde 2.500.000 USD tutarında parayı iki veya üç çantayla Seçil Erzan’a teslim ettiğini, paraları taşıdığı çantaya değişik zamanlarda yüklü paralar taşıması sebebiyle GPS cihazı taktığını, GPS takılı çantaların müşteri tarafından takip edildiğini, akabinde 15.11.2022 veya 16.11.2022 olarak hatırladığı bir tarihte gece saat 01.00 civarında Seçil Erzan’ın kendisini aradığı ve “Bana verdiğin para çantasında GPS cihazı takılı mıydı?” şeklinde soru sorduğunu ve kendisinin de “GPS cihazları olabilir ama hangi çantada olduğunu bilmediğini” belirttiğini, Bu süreçten sonra kendisini 5********* numaralı hattan birisinin arayarak gergin bir üslupla GPS cihazlı çantanın kendisine mi ait olduğunu sorguladığını ve GPS cihazlı çantayı Seçil Erzan’ın verdiğini, arayan bu kişinin kamuoyunca tanınan eski bir futbolcu olduğunu öğrendiğini, bunun akabinde kendisinin Seçil Erzan’ı arayarak “çantayı neden bu şahsa verdiğini” sorduğunu, Seçil Erzan’ın ise “bu kişi ve eşi bankada, onların yanında çantada para olduğundan sakın bahsetme” şeklinde ifadede bulunduğunu, özetle kendisinin Seçil Erzan’a verdiği paranın başkaca bir eski futbolcuya verildiğini anladığını ifade etmiştir. İddia sahibinin, yukarıda belirtilen oldukça şüpheli olaylara rağmen Seçil Erzan’a bu olay sonrasında da yine elden, ilave nakit para teslim etmeyi sürdürmesi izaha muhtaç bir konudur.
16) Banka para çekmek isteyen müşterilerine neden paranı çekiyorsun diye sorabilir mi? Bankanın ödeme yapmamak gibi bir lüksü var mıdır? Banka’nın para çekilişleri ile ilgili olarak mevduat müşterisinin taleplerini sınırlaması mümkün değildir. Bankacılık Kanunu’nun 61 inci maddesi gereğince Bankalar mevduat sahibinin parasını çekmesi yönündeki talebini yerine getirmek zorundadır. Bu sebeple kendi hesaplarından yaptıkları para çekilişleri esas olarak banka tarafından normal karşılanmış, şüphe doğurucu işlemler sorgulanmış ve fakat, mudiler tarafından bu maksatla yapılan açıklamalarda Seçil Erzan ile yapmayı düşündükleri işlemlerden hiç bahsedilmeksizin makul açıklamalar yapıldığından işlemler, şüpheli işlem bildirimlerine konu olmamıştır. Konuyu örnekle açıklamak gerekirse, bir şikayetçi vadesine bir gün kalan Kur Korumalı Mevduat hesabındaki yaklaşık 2 milyon USD tutarındaki parayı çekme talebinde bulunmuştur. Müşterinin parasını çekmesi durumunda edeceği zarar ve yalnızca bir gün daha beklerse sağlayacağı kazanç tutarı dikkate alındığında, 65 bin USD kayba uğrayacağı bildirilmiş ancak müşteri “ev alacağını” beyan ederek parasını çekmek konusunda ısrarcı olmuştur. Müşterinin bir dolandırıcılık olayına maruz kalmış olmasından şüphe duyan şube çalışanımız kanunen böyle bir zorunluluk olmadığı halde, müşterinin evine giderek tekrar kayıplarını hatırlatmış ama şikayetçi, çalışanımıza “parayla ikamet ettiği evi çok ucuz bir fiyata satın alacağı”nı teyiden bildirmiştir. Savcılığa verdiği kendi ifadesinden anlaşıldığı üzere bankadan çektiği ve banka dışına çıkardığı parayı bir restoranın önünde Seçil Erzan’ın kuryesine herhangi bir belge almadan teslim etmiştir. Somut olaydan anlaşılacağı üzere Bankamız, müşterilerini korumak için yasal yükümlülüklerinin çok ötesinde bir çaba sarf etmektedir. Bahse konu kişi, saadet zincirini 7 Nisan tarihinde Bankamıza ilk kez bildiren şikayetçidir.
17) Hesabı olan şikayetçiler gişeden paralarını çektikten sonraki tasarruflarıyla ilgili bankanın herhangi bir sorumluluğu var mıdır? Banka, müşterinin parasını çekmesine bir kısıt ve engel koyamaz. Müşteri çekmek istiyorsa, banka müşterinin parasını ödemek zorundadır. Para zaten sistem içerisinde olduğu için müşterinin kendi parasını çekmesi doğal hakkıdır. Bankanın müşteriye “parayı neden çektiğini” sorgulaması Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ile Bankacılık Kanunu’na da aykırıdır. Hesap sahibinin parasını banka hesabından nakit çekmesi durumunda yani bankacılık sisteminin dışına çıkarması halinde para üzerindeki bankanın zilyetliği ve sorumluluğu ortadan kalkmaktadır. Bunun için tek şart hesap sahibinin nakit çekiliş yaptığı durumda mutlaka imzasının alınmasıdır. Uygulamada banka sistemleri üzerinden üretilen nakit çekilişine ilişkin dekont üzerine hesap sahibinin veya yetkilendirdiği kişilerin imzası alınmaktadır. Bu uygulama ile Bankanın çekilen para üzerindeki sorumluluğu da nihayete ermektedir. Paranın nakit çekilmesiyle birlikte para sahibi kişi, paranın üzerinde hem zilyet hem de tasarruf yetkisi olan tek kişi olmaktadır. Bankadan çekilmiş olan nakit paranın artık tek sorumluluğu ve kullanım hakkı para sahibinin kendisindedir. Bundan sonra bankacılık sisteminin dışına çıkarılmış bir paranın akıbetinden bankanın sorumluluğu bulunmamaktadır. Örnek olarak eski futbolcunun kardeşinin hesabına havale ettiği ve kardeşi tarafından şubeden nakit olarak çekilen para, ardından Bankamız personeli olmayan üçüncü bir şahsa teslim edilmiş ve bu şahıs tarafından banka dışına çıkarılmıştır (Bu üçüncü şahsın, Seçil Erzan’ın para getir götür işlemlerini yapan ve halen tutuklu bulunan A.Y. olduğu geriye dönük kamera incelemelerinde saptanmıştır). Bu işlemin bir şikayetçi avukatı tarafından Basında “müvekkilim parasını banka içerisinde teslim etmiştir” ve “bu kadar para bankada başka birine teslim ediliyor, banka bunun farkına varmıyor mu?” şekilde yapılan spekülasyonlar yersizdir, abesle iştigaldir.
18) İfadesinde belirtildiği şekilde 50 bin USD üzeri nakit çekim işlemleri teftişe tabi midir? Değildir. Böyle bir teftiş uygulaması Bankamız ve sektörde bulunmamaktadır. 50 bin USD ve üzeri işlemlere ilişkin konu kamuoyuna yanlış şekilde aksettirilmektedir. Efektif yatan, nakit yatan işlemlerinde bankalar kendi iç uygulamalarına göre herhangi bir sınırlama olmaksızın hesaplara yatırılan paraların kaynağını kara paranın aklanmasının önlenmesi kuralları çerçevesinde araştırabilir. Nakit çekimlerinde, Bankanın müşterilerinin varlıklarına bu tip bir kontrol koyması hukuken mümkün değildir. Mevduat çekilmesine konulacak her kısıt Bankacılık Kanunun 61. maddesine göre mevduat sahiplerinin geri alma hakkının engellenmesi suçunu oluşturur. MASAK’a yapılan bildirimler sadece işlemin şüpheli görülmesi halinde yapılır. Hesap sahibinin veya yetkilendirdiği kişinin hesaptan para çekmesinin şüpheli bir tarafı yoktur. 19) Kamu kurum ve kuruluşları tarafından bankanın parayı ödemesine yönelik bir telkinde bulunulmuş mudur? Basında ve sosyal medyada yer alan bahse konu iddialar, bütünüyle gerçek dışı olup hiçbir resmi merciden Bankamıza veya herhangi bir yöneticisine bu konuda yönlendirme veya telkin söz konusu olmamıştır.
20) Banka, bilanço büyüklüğünde ve karlılığında önemli bir yer tutmayan bu meblağı neden ödeyip konuyu kapatmıyor? Olaya konu meblağlar, bir banka için ve dolayısıyla Bankamızın öz varlık büyüklüğü içerisinde anlamlı bir büyüklüğe sahip olmamakla birlikte; BDDK denetiminde bir anonim şirket olan Bankamızın, herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın zimmet olmayan bir fiilden ötürü ödeme yapması halinde, asıl o takdirde ödeme yapan banka yöneticilerinin 5411 sayılı Kanun kapsamında zimmet suçunu işlemiş olacağını kamuoyunun bilgisine ayrıca sunmak isteriz.