"Deprem sonrası dedikodular, kirli siyasetin eseri"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, İzmir depremi sonrası devleti çalışmıyormuş gibi gösterip dedikodu çıkaran, asılsız haber yayanlara ateş püskürdü.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Av. Dağ'ın yaptığı basın açıklaması şöyle:
İzmir’de yaşanan depremin ilk anından itibaren, ilgili tüm bakanlarımız ve bağlı birimleri, deprem bölgesinde arama-kurtarma, enkaz kaldırma ve hasar tespit faaliyetlerini titizlikle yürütmüşlerdir. Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan, depremin üzerinden 24 saat geçmeden bölgeye gelmiş ve hem vatandaşlarımıza desteğini göstermiş hem de çalışmaları koordine etmiştir. AFAD ile koordinasyonundaki belediyelerimiz ve gönüllü kuruluşlarımızın, depremden etkilenen İzmirli hemşerilerimizin her türlü mağduriyetlerini gidermek için yaptığı çalışmalar devam etmektedir. Gelinen noktada; hem afet anında hem de sonrasında yaşanan süreç göstermiştir ki; hükümetimiz, ilgili kurumlarıyla üzerine düşeni yapmıştır ve yapmayı sürdürecektir. Bu başarılı süreç yönetimi gerek deprem bölgesindeki hemşerilerimiz gerekse de Türkiye kamuoyu tarafından net bir şekilde görülmüş ve takdir edilmiştir.
Ama ne yazık ki bu çalışmalara gölge düşürmek için asılsız iddialarda bulunulmuştur. Maalesef, yalan merkezli siyasetin en büyük alıcısı, bazen de kaynağı; İzmir’de yaşamayan, İzmir ile bağı bulunmayan ve depremi kişisel reklam malzemesi haline getirmeye çalışan bazı CHP'li siyasilerdir. Bu durum şehrimizde siyaset yapan CHP’li siyasetçiler için de üzüntü vericidir. İzmir’de gündeme ilişkin konuşacak Milletvekili veya Belediye Başkanı yokmuşçasına, dışarıdan gelen siyasetçilerin İzmir’de ahkâm kesmesi, CHP adına da düşündürücüdür.
Bazı CHP’li siyasetçilerin bu süreçte; “Her işi belediyelerimiz yapıyor" , “AFAD çadırını kullanabilmek için evlilik cüzdanı veya hasar belgesi olması gerekiyor” , “Çürük binalar tespit edildi, bakanlık gereğini yapmadı” gibi yalanlarla karşımıza çıktığını görmekteyiz. Ayrıca, “Kızılay Kan Merkezi yıkıldı” , “Cumhurbaşkanı enkaz alanına müzik eşliğinde girdi”, “Belediyenin yıkım yetkisi yok”, “Hasar tespitinde rant gözetiliyor” gibi aslı astarı olmayan iddialarla gündeme gelmeye çalışmışlardır.
Bizler, o süreçte yalan ve asılsız iddialara cevap dahi vermeyi, hemşerilerimize karşı yapılmış bir haksızlık olarak gördük. Çünkü bizim önceliğimiz her zaman vatandaşlarımız ve onların selameti olmuştur.
Henüz enkaz altında kurtarılmayı bekleyen vatandaşlarımız varken; yalanlara sarılarak kirli bir siyaset yapılması, İzmir’imize ve depremden etkilenen vatandaşlarımıza karşı ne denli sorumsuz olduklarının göstergesidir.
Bu sürecin başarıyla yönetilmesi ve yaraların hızla sarılması, bazı CHP’li siyasetçilerde büyük bir rahatsızlığa sebebiyet vermiştir. Bu afetle birlikte; İzmir’i ve İzmirlileri yalnızca oy deposu, rant kapısı ve makam koltuğu olarak gördükleri bir kez daha aşikar olmuştur. İzmir depremi ile birlikte; kentsel dönüşüm, şehirleşme ve altyapı gibi temel problemlerin İzmir’de acil bir şekilde çözülmeyi beklediği bir kez daha görülmüştür. Bu hususların artık yerel yöneticiler tarafından gündeme alınması hayati önem taşımaktadır.
Deprem, imar ve altyapı gibi meselelerin, şehrimizin yıllardan beri süregelen kronik sorunları olduğunu biliyoruz. Bu noktada, Büyükşehir ve ilçe belediyelerimizin üzerinde çok büyük bir sorumluluk olduğunun farkındayız. Şehrimizi ilgilendiren bu en önemli konularda, her zaman olduğu gibi bundan sonraki süreçte de İzmirimiz için elimizden gelen desteği vermeye devam edeceğiz. Lütfen daha büyük acılarla yüzleşmek durumunda kalmadan tedbirlerimizi alalım.
Bu vesileyle; sürece hassasiyetle yaklaşan ve ilk andan itibaren devletin her türlü imkânını milletimizin hizmetine sunan, başta Sn. Cumhurbaşkanı’mız olmak üzere, bakanlarımız ve yerel yöneticilerimize, bir İzmirli olarak şükranlarımı sunuyorum.