Deprem uzmanından "Midilli fayı" değerlendirmesi

Midilli fayının kırılması ile gerçekleşen ve İzmir Karaburun'da da hissedilen 5.1 şiddetindeki depremi değerlendiren Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir değerlendirdi.

DEÜ DAUM Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Midilli fayının kırılması ile gerçekleşen ve İzmir Karaburun'da da hissedilen 5.1 büyüklüğündeki depremi değerlendirdi. Prof. Dr. Sözbilir, Deprem, Midilli Adası'nın güneyinde oldu. 5.1 büyüklüğündeki depremin öncesinde de 4'e ulaşan öncü depremler yaşandı. Depremden sonra da 4'ün üzerinde artçı depremler meydana geldi. Uluslararası istasyonlardan, depremi üreten fayla ilgili 'odak mekanizma çözümü' dediğimiz çözüm gelmeye başladı. Bu fay, 'normal fay' dediğimiz bir fay türü. Deprem sırasında Midilli tarafı yükseliyor, Karaburun tarafı düşüyor. Bu, böyle bir fay türü. Fayın türü ortaya çıkınca o fayın hangi fay olduğu da ortaya çıkmış oluyor. Bu depreme neden olan fay, Midilli fayıydı. Midilli'nin güneyinden geçen bir fay olarak değerlendirebiliriz. Bu fay, 2017 yılında 6.3 büyüklüğünde bir depreme neden olmuştu. O depremde, bizim tarafta belli ölçeklerde sarsıntı oldu ama herhangi bir can veya mal kaybı yaşanmamıştı. Bu da, Midilli fayı 6.3 büyüklüğünde bir deprem ürettiğinde herhangi bir problem yaşamayacağımız anlamına geliyor. Dolayısıyla 5.1 büyüklüğündeki depremde hiçbir şey yaşamayız. Ancak bu fayın diğer segmentleri ile ilgili çalışma yaptığımızda, bu fayın 6.6'ya varan büyüklükte deprem üreten segmentleri var. Onlar tetiklenirse, kırılırsa belli ölçekte zarar görme ihtimali var. Midilli fayında kırılmalar yeni başladı. Bunlar bir süre devam edecek. Bu fayın üzerinde farklı segmentlerde belli bir tetiklenme gerçekleşirse o fayların yeniden devreye girip yeni depremler ortaya çıkabilir diye konuştu.

Suskunluk ve gerilim sürekli artıyor
Bölgedeki faylar hakkında bilgi veren Prof. Dr. Sözbilir, şöyle konuştu:
Burada Midilli fayı gibi normal faylar var. Hem Midilli Adası'nın olduğu kesimlerde hem de Manisa taraflarında benzer özellikte faylar var. Bunların arasındaki bölgede, yani İzmir-Gümüldür tarafında, Balıkesir'e kadar olan kısımlarda kuzey-güney ya da kuzey-doğu uzanımlı faylar var. Bunlar 'doğrultu atımlı fay mekanizması' olarak geçiyor. Dolayısıyla bunların üzerinde belli bir suskunluk var. Normal faylar çalıştığında, normal koşullarda buradaki jeolojik yapı gereği o fayların da çalışması gerekiyor. Dolayısıyla bu bölgelerdeki suskunluk ve gerilim sürekli artıyor. Samos fayı da, Midilli fayı da bizim karasularımızda olan faylar değil. Ancak bu iki fayın arasında kalan bölge, İzmir'in faylarının yer aldığı yerdir. İzmir il ölçeğinde 17, merkezi anlamda 13 tane fay var. Kuzeydoğu uzanımlı faylarda belli bir birikimin gerçekleştiği anlamına geliyor. Tabii o faylar devreye girerse 7'ye varan büyüklükte deprem üretme potansiyeline sahipler. Gülbahçe fayının 1300'lü yıllarda deprem ürettiği ortaya çıktı. Yani Gülbahçe fayı, 700 yıldır deprem üretmeyen bir fay sınıfına girmiş oldu. Bu da o fay üzerindeki gerilimin belli ölçekte biriktiği anlamına geliyor. Gülbahçe, Yağcılar, Seferihisar, Tuzla fayı gibi faylar üzerinde gerekli çalışmaların bir an önce yapılması gerekiyor. Özellikle kentsel dönüşüm alanındaki çalışmaların yoğunlaştırılması gerekiyor.
Öte yandan sabah saatlerinden bu yana gerçekleşen depremler şu şekilde sıralandı:
08.03 - 4.1, 08.46 - 5.1, 08.47 - 4.8, 09.00 - 4.7, 09.34 - 4.2, 10.51 - 3,6, 11.35 - 5.1, 12.42 - 4.0

jeoloji mühendisliği bölümü öğretim üyesi prof. dr. hasan sözbilir i̇zmir deprem