Doğa Tarih Müzesi, zaman tüneli gibi

Burdur Doğa Tarihi Müzesi'nde sergilenen 2 milyon yıl öncesine ait güney fili fosilleri ziyaretçilerden yoğun ilgi görüyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Türkiye'de ilk Doğa Tarihi Müzesi özelliğini taşıyan ve 9'uncu yüzyıldan Rum Ortodoks Kilisesi olarak kullanılan Doğa Tarihi Müzesi, sergilediği 2 milyon yıl öncesine ait güney fili fosilleriyle ziyaretçilerini ağırlıyor. Göller Bölgesi'ndeki çeşitli kuşların örnekleri ve tarih öncesi canlılara ait kalıntıların sergilendiği Doğa ve Tarih Müzesi, normalleşme süreciyle birlikte yeniden ziyarete açıldı. 2 milyon yıllık olduğu tahmin edilen fosillerin yanı sıra yaban hayatı görselleriyle geçmiş ve yakın tarihe ışık tutan eserler müzede yer alıyor.

"Güney fili 4 metre omuz yüksekliği ve 10 ton ağırlığa sahip"

Daha önce kilise olarak kullanılan müze binasının 1870 yıllarında yapıldığına dikkat çeken Burdur Müzesi Müdürü Murat Kaleağasıoğlu, müzede sergilenen güney filinin ağırlığının 10 ton olduğunu vurguladı. Kaleağasıoğlu, "Binamız 2000 yılında kamulaştırılarak restorasyona alınmıştır. 2016 yılında hizmete açılmıştır. Burdur Doğa Tarih müzesinde sergilenen fosiller, elmacık fosil yataklarından çıkarılmıştır. 2006 - 2009 yılları arasında devam eden kurtarma kazıları sonucunda açığa çıkartılan fosiller binada teşhir edilmektedir. Binamızdaki en önemli fosil güney filidir. 4 metre omuz yüksekliği 10 ton ağırlığa sahiptir. Güney filinin defans dişleri, kaburgaları ve omurga kemikleri müzemizde sergilenmektedir. Burdur Müze Müdürlüğüne bağlı Kibyra Ören yeri, Sagalassos Ören yeri, Kremna Antik Kenti ve Burdur Doğa Tarih müzesi bulunmaktadır. Buralara ziyaretlerinizi beklemekteyiz" dedi.

"Zaman tünelinde gibi hissediyorum"

Müzelerin toplumun hafızası olarak kabul edildiğini ifade eden tiyatro sanatçısı ve oyuncu Özgür Özgülgün de Doğa ve Tarih Müzesi'nde kendisini zaman tünelinde hissettiğini ve kesinlikle ziyaret edilmesi gerektiğini dile getirdi. Özgülgün, "Harika bir yer. Zaman tünelinde gibi hissediyorum. Açık hava müzesi gibi. Burası aslında eski bir kilise. 2000'li yıllarda çok güzel bir restorasyon görmüş, ışıklarla çok güzel desteklenmiş ve şuanda Doğa ve Tarih Müzesi'ne dönüştürülmüş. Kültürün sürdürülebilirliği günümüz dünyasında çok önemli. Böyle güzel bir toplumsal hafızayı gelip kesinlikle ziyaret edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Unutmayalım müzeler toplumsal hafızalarımızdır" diye konuştu.

"Ambiyansı olsun, tarihi dokusu olsun çok hoşumuza gitti"

Ankara'ya dönerken uğradığı Doğa Tarih Müzesi'ni ziyaret eden Yunus Sarıhan ise "Burdur'da internet üzerinden yaptığımız araştırmada burada güzel müzeler olduğunu gördük. Doğa ve Tarih müzesi de bunlardan bir tanesi. Bu bina ambiyansı olsun, tarihi dokusu olsun çok hoşumuza gitti. Gerçekten çok güzel bir müze" diye ifade etti.




doğa tarih müzesi zaman tüneli gibi