Ege Koop Başkanı Aslan: Barınma krizi sosyal patlamaya dönüşüyor

39 yıldır İzmir'de 150 bin kişinin güvenli ve huzurlu bir şekilde barındığını, uydukentler ve mahallelere imza atan Ege Koop Genel Başkanı Aslan; İzmir'de kiracılık oranının yüzde 40 düzeyinde olduğunu, barınma sorununun  bir 'güvenlik' problemine evrildiğini, yüksek konut fiyatları ve kiraların özellikle büyükşehirlerde, ev sahibi olmayı uzak bir hayale, kirada oturmayı da adeta 'kabus'a dönüştürdüğünü söyledi.

Genel Başkan Aslan; “Konut sahibinin aşırı fiyat artışlarını ve pahallılığı öne sürerek kiraları kontrolsüz bir şekilde artırmak istiyor, kiracı da aylık gelirinin, maaşının açlık sınırının da altında olduğunu gerekçe göstererek bu isteğe karşı çıkıp direniyor” dedi. 
Aslan; “Ev sahibi-kiracı arasındaki kavgalar silahlı çatışmaya kadar ulaştı. İstanbul, Ankara ve İzmir’de kentin çeperlerindeki “niteliksiz” bir konutun kirası; asgari ücretin üstünde şekilleniyor.
Yıllık enflasyonun resmi rakamlara göre yüzde 70’i, ENAG’ın belirlemelerinin de bunun iki katını gösterdiği, üretici enflasyonunun ve maliyet artışının yüzde 100’ün üzerinde olduğu bir ekonomik tabloya kirada oturmanın, konut sahibi olmanın ufukta görünmediği bir tablonun da eklenmesi sürdürülebilir değildir, ivedi önlem alınmalıdır” diye konuştu. 
 
Ülkemizde 6,5 milyon kişinin kirada oturduğunu, oysa; sağlıklı bir konutta oturmanın, sağlıklı ve dengeli beslenmenin en temel insan haklarından olduğunu hatırlatan Aslan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan 3 yeni konut paketinin “barınma krizi”ni çözeceğinin tartışılır  olduğunu belirtti. Ege-Koop Genel Başkanı Aslan, şöyle devam etti:
“Barınma ve beslenme ihtiyacını karşılamak ve yurttaşlarına güvenli yaşamın koşullarını hazırlamak sosyal devletin vazgeçilmez ötelenemez görevidir. Barınma krize’ne çözüm getirmek için maliyet artışını önlemek, enflasyonu düşürmek, konut arzını artırmak ve vatandaşın gelirini, satın alma gücünü yükseltmek, hiç konutu olmayan vatandaşların sahip olabilecekleri yeni konut politikası ile Ege Koop örneğinde olduğu gibi kooperatifler aracılığı ile 1980 yıllarındaki bugünkü Toplu Konut İdaresinin konut maliyetinin yüzde 60-70’nin TOKİ kaynaklarından karşılanmasını, ayrıca; vergi, resim, harç muafiyeti getirilerek fahiş kira artışını engellemek gerekir” dedi. 

ULUSAL KONUT SEFERBERLİĞİ, KİRA YARDIMI, YASAL DÜZENLEME

Fahiş kira artışları ve konut ihtiyacının devlete konut seferberliği görevini dayattığını vurgulayan Aslan, seferberlik önerisini şöyle sıraladı:
“Bu seferberliğin ilk adımları, ulusal konut seferberliğin odağına uzun vadeli, düşük faizli, belli bir süre ödemesiz konut kredisini, imarlı-altyapılı ucuz arsa üretimini, konut kooperatiflerinin özendirilip desteklenmesini yerleştiriyor. Bu arada konut maliyetinin son 8-9 ayda yüzde 200’e ulaşan bir düzeyde artması, vatandaşın alım gücünün her geçen gün biraz daha azalması, konut üretiminin nüfus artış hızının gerisinde kalması, üretilen konutların da dövizle yabancılara satılması; barınma krizinin temel unsurlarıdır. Tüm bu koşullar; emeklinin, çalışanın, dar ve sabit gelirlinin ev sahibi olmasını, hatta kirada oturmasını bile olanaksız hale getiriyor.” 
Aslan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Konut ve kira sorununun güvenlik sorununa dönüşmesi ve sosyal patlama sinyallerini vermesi; göz ardı edilemeyecek bir boyuta ulaşmıştır.Enflasyonist baskıları azaltmak, yeni bir konut politikası belirlemek, ev sahibi olmayı kolaylaştırmak, emeklilere kira yardımında bulunmak ve tüm bunları kapsayacak konut ve kira yasası çıkarmak; öncelikle ihtiyaç haline geldi. Öte yandan, deprem sonrasında oturduğu konutu riskli yapı ilan edilerek evini boşaltmak zorunda kalan vatandaşlar çok mağdur durumda. Bu mağduriyeti gidermek de devletin öncelikli önlem alması gereken toplumsal bir sorundur.”