Enkazdan kurtarılan Simge itfaiyeci oldu

İzmir'de 3 yıl önce meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki depremde annesi ve kardeşiyle enkaz altında kalan Simge Akbulut, kendilerini kurtaran itfaiyecilerle artık aynı mesleği yapıyor. Babası Mehmet Akbulut da itfaiyeci olan Simge, "Dün onlar beni kurtardı, bugün ben başkalarını kurtaracağım" dedi.

Ege Denizi açıklarında meydana gelen ve İzmir'i vuran 30 Ekim 2020 tarihindeki 6.6 büyüklüğündeki deprem birçok insanın hayatında dönüm noktası oldu. Hafızalara kazınan, yürekte derin izler bırakan 30 Ekim depremi, İzmirli Akbulut ailesinin de hayatını değiştirdi. Bayraklı Çamkıran'daki 7 katlı binanın birinci katında bulunan evlerinde depreme yakalanan Simge ve Simay Akbulut kardeşler, anneleri Mehtap Akbulut ile yıkılan binanın enkazı altında kaldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı ekipleri tarafından 4 saat süren çalışmanın ardından kurtarıldı. O gün o üç canı hayata döndüren itfaiye çalışanları arasında 30 yıllık itfaiyeci baba Mehmet Akbulut da vardı. Kızları ve eşini enkazdan sağ çıkarmak için meslektaşlarıyla birlikte ter döktü.

KENDİSİNİ KURTARAN EKİPLE AYNI ÇATI ALTINDA

25 yaşındaki Simge Akbulut'un 30 Ekim depreminin ardından Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) sınavına girdi ardından da Edirne Belediyesi'nin itfaiyeci alımı için açtığı sınava katıldı. Depremin ardından kendini hızla toparlayarak hayata tutunan genç Simge, sınavda elde ettiği başarı sonrası Edirne Belediyesi'nde itfaiye eri olarak göreve başladı. Depremden 8 ay sonra itfaiyeci olan Akbulut, 1,5 yıl Edirne'de görev yaptı. Ardından İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı'na atandı.

'BİRBİRİMİZİN YAŞAYIP YAŞAMADIĞI KONTROL EDİYORDUK'

30 Ekim 2020, saat 14.51'in hayatının dönüm noktası olduğunu söyleyen Akbulut, yaşadıklarını "Evde annem ve kardeşimle oturuyorduk. Annem salonda, ben de kardeşimle odadaydım. Bir anda çok şiddetli bir ses duydum ve ev sallanmaya başladı. Deprem olduğunu fark edince kardeşimin kolundan tutarak dışarı doğru itmeye başladım. Kardeşim çıkmayı başardı ama apartmanın koridorunda kaldı. Annem de salondaydı, kolundan tutup onu da çektim. Çok kısa sürede 7 katlı bina çöktü. Annem ve ben aynı yerde enkazda kaldık, kardeşim ise bizim bir alt katımızda enkazdaydı. Annem ve kardeşime sürekli seslenip, yaşayıp yaşamadıklarını kontrol ediyordum. 4 saat boyunca enkazda kaldık. Annemi görebiliyordum ama kardeşimi göremiyordum. Sürekli birbirimizle iletişim halindeydik. Birbirimizin yaşayıp yaşamadığı kontrol ediyorduk."
Enkaz altında çok dar bir yerde olduğunu ve nefes almakta zorlandığını anlatan Akbulut, şöyle devam etti:
"Annem yanımda şoka girmişti. Bir yandan onu sakinleştirmeye çalışıp diğer taraftan ise kafamı toplayıp enkaz altından kurtulmak için çözüm aramaya başladım. Hiç öleceğimi düşünmedim. Kendi kendime 'Buradan çıkacağım' dedim. 112 Acil Çağrı Merkezini aradım. Kaldığım yerin adresini verdim. Daha sonra İzmir Büyükşehir Belediyesi itfaiye ekipleri, şu an ki çalışma arkadaşlarım beni kurtarmaya geldi. Babam da bizi kurtarmaya geldi. Kardeşim enkazdan çıkarıldı ancak bizim çıkarılmamız zaman aldı. Babam ve itfaiye ekipleri enkazı kazarak bizi çıkardı. Bir hafta hastanede kaldım. Bir süre yürüyemedim. Annem ve kardeşim ameliyat oldu, ben de fizik tedavi gördüm. Şu anda hepimiz çok iyiyiz."

'UMUDUMU HİÇ KAYBETMEDİM'

Yaşadıklarının kendisini çok etkilediğini anlatan Akbulut, "Hem babamın bu mesleği yapması nedeniyle çocukluğumun itfaiyede geçmesi hem de İzmir İtfaiyesindeki ekip arkadaşlarımın beni kurtarması beni çok etkiledi. Dün onlar beni kurtardı, bugün ben başkalarını kurtaracağım. İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı'nın deprem ekibinde yer alıyorum. Deprem, arama kurtarma ve yangın eğitimleri alıyorum. Enkaz altında hareketsiz, çaresiz şekilde saatlerce kalmama rağmen umudumu hiç kaybetmedim. Çaresizliğin nasıl bir şey olduğunu biliyorum. Çaresizlik nedir? Yardım beklemek nedir? Bu duyguları bildiğim için ben de yardım bekleyen insanlara yardım edeceğim. Bu tarz olaylar yaşayanlar varsa, onlara umut etmelerini öneriyorum. Umut hiçbir zaman bitmez. Bu yola umut ederek çıktım" diye konuştu.

'ÇOK ŞÜKÜR HALA 4 KİŞİ SOFRAYA OTURUYORUZ'

Güney Bölge İtfaiye Amiri Mehmet Akbulut (59) da kızları Simay (21) ve Simge ile eşi Mehtap Salduz Akbulut'un enkaz altında kaldığı haberini Torbalı'da görevde olduğu sırada öğrendiğini belirtti. Akbulut, "Kızım Simay arayarak 'Baba bizi kurtar' dedi. Deprem olduğu bilgisi gelmişti ancak apartmanın çöktüğü aklımın ucundan bile geçmedi. Hemen Torbalı'dan çıktım. Bu sırada kızım sürekli arıyordu. O yol bitmedi. Trafik kilitlendi. Araçtan inip koşarak eve ulaşmaya çalıştım ve vardım. Ailem enkaz altında, arkadaşlarım olay yerinde. Onlarla bende kurtarma çalışmalarına katıldım. Elimizle, tırnaklarımızla kazıya kazıya 4 saat sonra ailemi çıkardık. Allah'a şükür hala nefes alıyorlar, hala 4 kişi sofraya oturuyoruz" dedi.

'KIZIMIN BU MESLEĞİ SEÇMESİNDEN DOLAYI ÇOK MUTLUYUM'

Baba kız bu mesleği yaptıklarını vurgulayan Mehmet Akbulut, "Kızım Simge ile gurur duyuyorum.  Kızımın bu mesleği seçmesinden dolayı çok mutluyum. Onun bu mesleği başarıyla yapacağına inanıyorum. Simge bu mesleğe çok hevesli. Bu işi layıkıyla yapacağına eminim. Çok istekli, çalışkan. Kutsal bir mesleğimiz var. Her mesleğin olduğu gibi bizim mesleğin de riskleri var. Ancak, bir kez daha dünyaya gelsem yine bu mesleği seçerim. İtfaiyeciliği çok seviyorum. Çalışma arkadaşlarımı ve kurumumu çok seviyorum" diye konuştu.