FAKTÖR İNSAN İSE DEVLET NE YAPSIN…

Sanayici yazar Tahsin Güzel, hastanelerde yaşadıkları olaylar sonrası ilginç tespitlerde bulundu.


Milletsiz devlet, devletsiz de millet olmaz.
Devleti yücelten de insan, müstemleke yapan da insandır!
Türkiye’de zaman zaman öyle enteresan şeylerle karşılaşıyoruz ki bazen insanlığımızdan utanıyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisi genel kurul salonunun tam alnında, bağımsızlık hayranı Atatürk’ün “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” sözü yazılıdır.
Bu söz mealen; devlet, milleti için vardır anlamındadır.
Başta parlamento olmak üzere kamu adına kurulmuş bütün kurum ve kuruluşlar hizmet için bir araçtır. Seçilmiş vekiller, atanmış bürokratlar, asker, polis, hâkim, savcı, doktor, hekim, hastanesi, postanesi yani bütün kamu görevlisinin işi devlet ve millete hizmettir.
Bu araçlar siyasi görüş ve ideolojilere göre değil millet adına kullanılmalıdır.

Dünyada olduğu gibi Türkiye’de pandemi ile uğraşıyor. Bunun yanında küresel güçlerin ülkemiz üzerinde oynadıkları ayak oyunlarıyla da uğraşıyor. Böyle hassas bir süreçte halkı canından bıktırmak ve hükümete karşı kışkırtmak için çalışan bazı kamu görevlilerini gördüm…
Her şeyi bir kenara atıp aynı dili konuşması gerekirken başka dil konuşan siyasetçileri gördüğüm gibi.

30 yıla yakındır kamu yararına bildiğim birçok konu hakkında yazıp, konuşmam nedeniyle adliyeleri; politikayla uğraştığım için siyaset kurumlarını, idarecilik yaptığım için kamu nitelikli meslek kuruluşlarını, son bir yıldır da bazı rahatsızlığım nedeniyle ve ailem, yakınlarım, çevremde etkili olan korona nedeniyle de hastaneleri gördüm. Gece gündüz hastaneleri tanıma imkânı buldum, çünkü sürekli izledim.

Geneli tenzih ediyorum..
Bu ülkede ideolojisini siyasi görüş ve düşüncesini hatta canını dahi hiçe sayarak devlet ve millet için adam gibi çalışan ve görevini yapan kamu görevlileri var… Bunu da gördüm. Ama, tam tersine de, ne oldum delisi, ideolojisinin kölesi, halkın hizmetkarı değil efendisi olanların hal ve hareketlerine de şahit oldum.
Özellikle de devletin bütün imkanlarını sınırsız bir şekilde halk için nefer ettiği halde hükümeti ve sağlık hizmetlerini gölgeleme gayreti içinde olan, görevini savsaklayan sağlık personellerini de gördüm. Yani enteresan şeylerle karşılaştım.

Sonraki yazılarımda; siyasetteki çirkinliği, birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz ve aynı dili konuşmamız gerekirken eğri büğrü konuşan şov peşinde olan siyasi rezillere değineceğim, ama bugün halkın ve öncelikle de AK Parti ve hükümetin dikkate alması ve oynanan oyunları görmesi gereken konulara değineceğim.

Hastanelere gidiyoruz. Devlet bütün imkanlarını sunduğu halde pandemiyi bahane ederek yoğunluk yaşanıyormuş gibi (bazı yerlerde yaşanabilir) insanlara çile çektiriliyor. Bazen insan muamelesi değil hayvan muamelesi yapılıyor. Adam yerine konulmuyor, sanki korona art niyetliler için bir fırsat olmuş gibi.
Sağlık konusunda yapılan bunca iyi işler gölgeleniyor, hizmetlisi, hemşiresi, doktoru, hükümeti halkın gözünde başarısız göstermek için elinden gelen her şeyi yapıyor. Tabipler Birliği’nin kolları hastanelerde hükümete karşı vazifesini yapıyor.
Bu ülkenin polisi askeri 40 senedir karda kışta terörle mücadele ediyor canından oluyor. Hakimi savcısı itle uğursuzla mafyayla uğraşıyor yargılıyor. Velhasıl kamu görevlisi olağanüstü bir durum yaşanıyorsa fedakârlık yapacak. Siyasi görüşünü, ideolojisini bir kenara atacak…
Hükümetin bu konuda dikkatli halkın da uyanık olması gerekir.
Son genel ve yerel seçim sathında aynen sağlık kurumlarında izlediğim tabloları diğer bazı kamu kurumlarında da izlemiştim. O günlerde bazı kurumlara işin düştü mü vay haline…
Maliyesi gece gündüz  cadde sokak çarşı pazar denetimde..
Trafik şehir içi ve şehir dışı kontrolde.. O süreçte karayoluyla Gaziantep’e yolculuk yaptım. İzmir başta olmak üzere yol güzergahında kaç ilçe var ise giriş ve çıkışlarında tam 13 defa trafik kontrolü ve kuyruklarla karşılaştım. Dönüşte de  tablo aynı. Her kontrolde kuyrukta konuşan vatandaş “hükümet parasız kaldı, milletin cebine göz dikti”…
Seçim bitti tekrar Konya’ya bir seyahat… Ne giderken kontrol, ne gelirken. Mali denetimler de yok, sanayi sitelerine karargâh kuran maliyeciler tatilde! Yaşadığım bu tablo çok garibime gitmişti.

Ülkemizin içinde bulunduğu bu hassas süreçte dünyaya karşı rest çektiğimiz ve kölelik devri bitti mesajı verdiğimiz, devletin başının da hedef alındığı bir ortamda siyaset kurumunun densiz ve dangalak tavırları tesadüf değildir.

Kamu kurum ve kuruluşlarındaki uygulamalar da tesadüf değildir.