Fikri Sağlar, Erdoğan ve Kılıçdaroğlu'na cevap verdi

'Türbanlı hakim' sözleri sonrası hem Erdoğan hem de Kılıçdaroğlu tarafından hedef alınan CHP'li Fikri Sağlar, yeni bir açıklama yaptı.

Eski Devlet ve Kültür Bakanı Fikri Sağlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun kendisini hedef alan sözlerine yanıt verdi. Sağlar, "Ne yazık ki AKP'nin bu siyasal islamcı yalan rüzgârında ekseni kayanların AKP'ye kapılanlarla sınırlı olmadığı da acı şekilde görülüyor" dedi.

'AKP, Türkiye'yi şeriat devleti hedefine adım adım sürüklüyor'

"Dün hakkımda yürütülen linç kampanyası AKP'nin kendisi gibi düşünmeyen, yaşamayan insanlara ve toplum kesimlerine karşı kara propaganda ve nefret dilini bilinçli bir tercih olarak kullandığını bir kez daha göstermiştir" diyen Sağlar,  "Çünkü AKP, siyasal islamcı ideolojisi üzerinden bir “yeni gerçeklik” yaratmaya çalışıyor ve herkesin de bu “yeni gerçeğe” koşulsuz, sorgusuz biat etmesini istiyor" ifadesini kullandı. 

Sağlar sözlerini şöyle sürdürdü:

Bunun için yalan, iftira ve riyayı metot olarak kullanıyor. 18 yıllık iktidarında ülkede yalanı, iftirayı ve riyayı genel yaşam biçimine dönüştürmeyi de başardığından, halkımıza gerçeği söyleyenlerden nefret ediyor. Ne yazık ki AKP'nin bu siyasal islamcı yalan rüzgârında ekseni kayanların AKP'ye kapılanlarla sınırlı olmadığı da acı şekilde görülüyor.

İşaret etmeye çalıştığım gerçeği bir kez daha tekrar ediyorum: AKP, demokrasiyi, özgürlükleri ve adaleti yok ederek, din kurallarıyla yönetilen şeriat devleti hedefine Türkiye'yi adım adım sürüklüyor. Özellikle yargıdaki militanlaşmanın hedefi budur.

AKP'nin bu hedefini din ve inanç özgürlüğü takiyesinin arkasına saklama çabasına aldanan bugünün sözde “özgürlük savunucusu”, dünün yetmez ama evetçilerine de İran'ın 1979'a giden tarihsel sürecini hatırlamalarını öneriyorum. Siyasal islamcı ideoloji hiçbir zaman demokrasiyi benimsememiş, onu reddeden bir anlayıştır. Siyasal islamcı AKP, demokrasiyi iktidara gelebilmek ve ardından da onu yok etmek için kullanmıştır.

Ülkede yaşanan baskıcı ve faşizan ortam bunun somut kanıtıdır. Siyasal islamcı ideolojinin demokrasiyi özümsemesinin mümkün olmadığı AKP'nin18 yılda ortaya koyduğu uygulamalarıyla artık net olarak görülmüştür.

Çünkü siyasal islamcı ideoloji, kendi siyasetinin tanrısal kelama dayandığını, bu nedenle siyasetinin “mutlak doğruyu” temsil ettiğini, toplumun da dinin emri olarak tarif ettiği bu “mutlak doğrulara” göre yaşaması gerektiği iddiasını sürdürüyor.

Siyasal islamcı ideoloji, demokrasiyi özümsemiş, farklılıklara saygılı, özgürlükçü bir anlayış yerine, toplumu ve devleti din kurallarına göre yönetme hevesinden asla vazgeçmemiştir.

AKP geçmişteki “gömleğini” çıkarmış ama giydiği yeni “tek adamlık gömleğiyle” demokrasi ve laik Cumhuriyetle olan kavgasını sürdürmektedir.

Bunun için de çoğulcu demokrasiyi, insan hak ve özgürlüklerini ve hukuk devletini korumakla yükümlü başta yargı olmak üzere, tüm sivil anayasal erkleri ve kurumları siyasal islamcı ideoloji çerçevesinde militanlaştırmakta ve daha çok şeyler göreceğimizi de açıkça söylemektedir.

AKP'nin “2023 hedefi” olarak tekrar ettiği hedefin, gerçekte ekonomik hedefler olmadığını ülkenin içinde bulunduğu ekonomik buhran artık açıkça ortaya koymuştur.

Ancak AKP kendi kitlesine, tek adamlık rejimi ile geri getirdikleri saltanatın ardından, Cumhuriyetin 100. yılında hilafeti de geri getireceklerine dair subliminal mesaj vermeyi sürdürüyor.

AKP'nin 2023 hedefi, 18 yılda aşındırdıkları laiklik ilkesinin artık anayasadan büsbütün çıkarılarak, laik demokratik Cumhuriyeti yıkma hedefidir. Öyle değilse, o halde milyonlarca yurttaşın duyduğu bu ciddi kuşkuları gidermek de başta AKP'nin sorumluluğundadır.

Kafasını kuma gömenlerden, ekseni kayanlardan, sağa-sola şirin görünmeye çalışanlardan olmadan, bu gerçeği anlatmaya ve siyasal islamcı ideolojinin laik demokratik Cumhuriyeti yıkma hedefine milyonlarca yurttaşımızla birlikte karşı çıkmaya sonuna kadar devam edeceğim.

Ne olmuştu?

Katıldığı bir televizyon programında türbanlı bir hakimin adaleti yerine getireceği konusunda kuşkusu olduğunu söylen Sağlar, "Kendimden söylemek istiyorum ben yargılandığım zaman türbanlı bir hakimin karşısına gittiğimde benimle ilgili haklarımı koruyacağı ve adaleti yerine getirebileceği konusunda kuşkum var. Nitekim başıma da geldi. Bunu aşabilmemiz lazım. Biz iktidara geldiğimizde türbanlıların bu hakkını elinden almamız doğru değil. Ama mücadele şeklini ortaya koymamız lazım, mütedeyyin insan kendi inancı doğrultusunda örtünüyorsa o saygı duyulacak birisidir. Ama örtünmesi  militanlık ve ideolojik mücadelenin ürünüyse kaldı ki böyle geldiler, rejimi değiştirerek bir kişiye tüm hakları, hukuku yetkiyi verdiler, bu yarın hepimizi sıkıntıya sokacaktır" demişti.

Bu sözlerin ardından Erdoğan ve Kılıçdaroğlu, Sağlar'ı hedef almıştı.