Gediz Nehri'nde kirlilik ve koku tedirginliği

EGE Bölgesi'nin önemli tarımsal su kaynaklarından Gediz Nehri'ndeki kirlilik ve koku sorunu, bölge halkını tedirgin ediyor. Çiftçiler, tarım arazilerini sulamak zorunda olduklarını ve hayvanlarının nehirdeki su nedeniyle zehirlendiğini söyleyerek tepki gösterdi.

İzmir'in Foça ilçesiyle Çamaltı Tuzlası arasındaki bölgeden Ege Denizi'ne dökülen 401 kilometrelik Gediz Nehri'nin Menemen ilçesinden geçen bölümlerindeki kirlilik ve kötü kokuya halk tepki gösterdi. Uzun yıllardır süren ve sonuca ulaşmadığını belirten bölge halkı, tarım arazilerinin kirli suyla sulandığını, küçükbaşların nehirdeki suyu içerek zehirlendiğini söyledi.

Menemen'in kırsal Hasanlar Mahallesi'nde yaşayan çiftçi Saim Yurt, Yaklaşık 20 yıldır Gediz Nehri'ndeki kirlilikle mücadele ediyoruz. Maalesef gitgide suyumuz kirleniyor. Biz bu suyla tarım arazilerini suluyoruz. Emiralem Ovası mahsulleri bakımından dünyada sayılı ovalardan biridir. Gediz'den su almaya mecburuz ancak bu durumda hem kendimiz zehirleniyoruz hem halkı zehirliyoruz. Uzun süredir çözüm bekliyoruz. Yetkililere durumu ne kadar söylesek de bir sonuca ulaşamıyoruz. 'Seneye bu suyu görmeyeceksiniz' diyorlar. Geliyoruz, bakıyoruz; su aynı hatta daha pis. Bu işe neden el atılmadığını anlayamıyoruz. Bilhassa ağustos- kasım arasındaki dönemde bu civarda kokudan duramıyoruz. Sağlığımızdan şüpheliyiz. Gelecek olan nesillerin sağlığından da şüpheliyiz diye konuştu.

'ÇAMUR VE YAĞ AKIYOR'

Bölgede tarım ve hayvancılıkla uğraşan Gökhan Pak da Şikayetimiz her zamanki gibi Gediz Nehri. Gediz Nehri'nden su değil de çamur ve yağ akıyor. Mahsulümüzü atık yağlarla suluyoruz. Babam ve dedemden duyduğum kadarıyla eskiden burada balık tutulurmuş ama şimdi kurbağa bile zor yaşıyor. Bu su nedeniyle hastalıkların artması normal. Bu suyu hayvanların içmesi de tehlikeli. Dışarıdan gelen insanlar bile kokudan şikayetçi. Evlerinde camlarını açanlar sinekten ve kokudan duramıyor dedi.

Hasanlar Mahallesi'nde çiftçilik ve hayvancılık yapan Mustafa Çam ise Nehrin çevresinde küçükbaş hayvanlar yayılıyor. Hayvanlar bu sudan içmek zorunda. Hayvanların ciğeri bitiyor, zehirleniyor. Gediz Nehri'ne en yakın yerleşim yeri bizim mahallemiz. Kokudan duramıyoruz. İzmir Türkiye'nin yarısını besleyen bir şehir. Ispanak, yeşillik buralardan yetişiyor ve Türkiye'ye dağılıyor. O nedenle Gediz'in temiz akması önemli diye konuştu. 

'DSİ'NİN YETKİ VE YAPTIRIMI, SORUMLULUĞU SÖZ KONUSU DEĞİL'

Devlet Su İşleri 2'nci Bölge Müdürü Birol Çınar ise yaptığı yazılı açıklamada, kendilerinin Bakırçay, Gediz ve Küçük Menderes nehir yataklarına müdahaleleri engellemek, buralardaki akışı engelleyen ve taşkınlara neden olan yapıları temizlemekle sorumlu olduklarına dikkat çekerek, şunları kaydetti:

Kirleten olmamamıza rağmen bu 3 ana nehir yatağı ile kollarındaki rüsubat ve evsel atık temizliği ile ilgili çalışmalarımız sürekli devam diyor. Ancak kokuya neden olduğu iddia edilen Gediz'in suyunun denize deşarjı ile ilgili DSİ'nin hiçbir yetkisi ve yaptırımı sorumluluğu söz konusu değil. Nehirlerin kenarlarında maalesef pek çok sanayi kuruluşu, mandıra, yerleşim yeri var.  Bunların atıklarının nehir yataklarına deşarj edildiği noktalar da var. Bazıları izinli, bazıları da izinsiz. Hepsi az ya da çok nehirlerimizi kirletiyor. Normal şartlarda hepsinin kanalizasyona bağlı olması ve atıkların arıtma tesislerine gitmesi gerekiyor. Ama her bölgede maalesef kanalizasyon yok. Oralara kanalizasyon döşemek kimin görevi? Herkes kendi işini yaparsa hiçbir sorunla karşılaşmayız. Bu DSİ'nindir. Bu Belediye'nindir demeyi çok doğru bulmuyorum. Kirleticileri tespit etmek, ceza yazmak başka bir kurumun işi, bizim işimiz değil.

Öte yandan Menemen Belediyesi'nden yapılan açıklamada ise bölgedeki çözüm odaklı proje ve çalışmaların devam ettiği vurgulandı. (DHA)