İki kadının infazına tanık olan genç konuştu

İki kadının 30 el ateş edilerek öldürüldüğü olaydan yaralı olarak kurtulan ve felç kalan genç 'Kimsenin bilip bilmeden yorum yapmasını istemiyorum, olayın sonuçlanmasını beklemelerini istiyorum' dedi.

13 Şubat Pazar günü sabaha karşı saat 04.45 sıralarında Kocaeli’nin Gebze ilçesindeki bir kafeden çıkarak evlerine giden Emine Çöp (28) ve Tuğçe Semiz’in (22) içerisinde olduğu otomobile, Beylikbağı Mahallesi Ankara Caddesi üzerinde kimliği belirsiz kar maskeli iki şahıs 30 el ateş etti.

Kurşunların isabet ettiği iki kadın hayatını kaybederken, o sırada başka bir araçta bulunan ve Emine Çöp’ün arkadaşı olduğu öğrenilen Alihan Kaya ise ağır yaralandı.

ÖZEL EKİP KURULDU

Kocaeli Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü olaya ilişkin özel bir ekip kurdu.

Cinayet şubesi dedektifleri, cinayeti çözebilmek ve zanlıları yakalamak için geniş çaplı inceleme başlattı. Olaydan yaralı olarak kurtulan Alihan Kaya, omuriliğine isabet eden kurşun sebebiyle felç kaldı.

Hem fiziksel hem de psikolojik olarak zorlu bir süreçten geçen Kaya, olay günü neler yaşandığını anlattı.

12 Şubat Günü Emine Çöp ile buluştuklarını anlatan Kaya, “Pendik pazarına gittik. O çocuklarına ben ise kız arkadaşıma hediye baktık. Kız arkadaşım ile buluşmak için araba kiraladım, o ara Emine de yanımdaydı. Araç kiraladıktan sonra mahalleye döndük. Bu saate kadar her şey normaldi, hiçbir şey yoktu. Emine, kuzeni Merve ile görüştü ve onu kuaförden almamı istedi. Merve'yi kuaförden aldığımızda kendisinin de araç kiralamak istediğini söyledi. Tuzla Marina’ya giderek araç kiraladık. O arada kampanya olduğu için Emine de araç kiraladı. Bu şekilde 3 araçla mahalleye geri döndük. Merve’nin işleri olduğu için bizim yanımızdan ayrıldı. Emine bana; ’Annemi teyzeme bırakalım, daha sonra tekrardan mahalleye döneriz’ dedi. Emine acemi olduğu için peş peşe 2 arabayla annesini teyzesine bırakmaya gittik. Bunu kendisi istedi, ben de izinli olduğum için yanında bulundum.” dedi.

“AÇIK KAFE BULAMADIK, GERİ DÖNDÜK”

Daha sonra evlere dağıldıklarını söyleyen Alihan Kaya, “Emine beni arayarak ’Seni arkadaşım ile tanıştırmak istiyorum. Hep beraber oturalım, vakit geçirelim’ dedi. Emine’nin arkadaşı Şükrü, Serdar, kuzeni Yağmur ve Tuğçe’yi alarak bir kafede oturduk. Bir süre sonra Merve de geldi. Oturduğumuz yer gürültülü olduğu için kalkmak istedik, kalktığımız saati tam hatırlamıyorum. Bu sefer de Emine annesini almaya gideceğini söyledi. Oradakiler ’Tek başına gitme’ deyince ben de Emine’yle gittim. Emine’nin arabasıyla annesini almaya gittik. Benim arabam boşta kalmasın diye Serdar aldı.

Emine’nin annesini bıraktıktan sonra tekrardan hep beraber buluştuk. Beraber Bayramoğlu Mahallesi Balyanoz Koyu’na gitmeye karar verdik. Merve bizimle gelmedi, eve gitti. Ben, Serdar, Şükrü, Emine, Tuğçe ve Yağmur Balyanoz Koyu’na gittik. Orada 10-15 dakika kaldık. Açık kafe bulamadık, hava da soğuk olunca geri döndük. Yolda alışveriş merkezine gitmeye karar verdik. Yağmur tek kaldığı için benim aracıma binmesini istediler. Yağmur’u doğru düzgün tanımıyorum, duygusal bağlantım da yok.” diye konuştu.

“YALNIZ KALMASINI İSTEMEDİĞİM İÇİN ONUN YANINDA OLMAK İSTEDİM”

Alışveriş merkezine 3 araç gittiklerini ve en son gidenin kendisi olduğunu ifade eden Alihan, “Alışveriş merkezine gittiğimizde Serdar ve Şükrü’nün farklı bir arabanın içinde telefonla görüştüğünü öğrendim. Emine’ye ’Neden araçtan inmiyorsunuz?’ dediğimde Emine bana; Serdar ve Şükrü’nün Bayramoğlu Mahallesi’nde bulunan Ada Sitesi’nde evleri olduğunu ve anahtarın başkasında olduğunu, onu almak için telefonla görüştüklerini söyledi. ’Eve ne için gideceğiz ne gerek var?’ diye sorduğumda; ’Hava soğuk, evde biraz oturur, bir şeyler yer, televizyon izler çıkarız’ dedi.

Emine kardeşim gibi olduğu ve yalnız kalmasını istemediğim için onun yanında olmak istedim. Bu olay sebebiyle onlarla gitmeyi kabul ettim. Kesinlikle Emine’yle duygusal bir bağlantım yok. Serdar ve Şükrü’nün evine gitme kararı aldığımızda Serdar, ben ve Emine aynı araçla; Şükrü ve Tuğçe aynı araçla gittik. Şükrü ve Tuğçe anahtarı almak için önden gittiler. Anahtarı nereden aldıklarını ve neden Tuğçe’nin Şükrü ile gittiğini bilmiyorum. Ben, Emine ve Şükrü evin önüne gittikten sonra 5-10 dakika sonra da Tuğçe ve Şükrü ellerinde çiğköfteyle geldi.” şeklinde konuştu.


(Emine Çöp)

“YOLDA HERHANGİ BİR TAKİP OLAYI HİSSETMEDİM”

Beraber eve girdiklerini belirten Alihan Kaya, “Birlikte televizyon izledik. Emine çok sevdiği için şeftalili soğuk çay almıştı, herhangi bir sorun yoktu. Kızların annesi aradı diye kalkma kararı aldık. Biz kalkarken Şükrü ve Serdar’ın; ’Gitmeyin, kalın’ gibi bir teklifleri olmadı. Kimse ısrar etmedi, saygılı bir şekilde ‘tamam’ dediler. Anahtar olayı varmış galiba. Serdar; Emine’ye anahtarı teklif etmiş ’Bir şey olur dışarıda kalırsan gel’ gibi bir şey söylemiş. Benim bundan kesinlikle haberim yok, sadece olayları sonradan duydum. Evden çıktık, Tuğçe ve Emine aynı araçta, ben ayrı bir araçla ilerliyordum. Yolda herhangi bir takip olayı hissetmedim, normal bir şekilde ilerliyorduk.” ifadelerini kullandı.


(Tuğçe Semiz)

“BAKTIĞIMDA BİR SİLAHLI ŞAHSIN NAMLUYU UZATTIĞINI GÖRDÜM”

Işıklara geldiğinde aracıyla önde olduğunu söyleyen Alihan, “Emine’nin arabası benim sağ arkamdaydı. O an arkama bakmak istedim, belki bir şey duydum, bir şey hissettim. Şu an olayın şokundan hatırlayamıyorum. Bir an aracın içinden arkaya bakmak istedim. Arkama baktığımda silahlı şahsın namluyu uzattığını gördüm. Görür görmez önüme baktım, yüzlerini hatırlamıyorum. Hatırladığımı düşünenler oldu ama ben kesinlikle yüzlerini hatırlamıyorum. Silahlı kişilerin kar maskeli olduklarını olaydan sonra öğrendim. Ben silahı görür görmez kaçmak için önüme döndüm. O an mı vuruldum, daha öncesinden mi vuruldum hatırlamıyorum.

Kızların çığlığını duydum ama silah sesini duymadım. Yine aynı şekilde söylentiler var ’Çığlığı duyuyorsun, nasıl silah sesini duymuyorsun?’ diye. Ben kesinlikle silah seslerini hatırlamıyorum. Korna basa basa oradan kaçtım. 500 metre ileriye kadar kaçtığımı biliyorum. İleriye doğru kaçma sebebim de acil tıp merkezine yetişmekti. Zaten oraya kadar çıkamadım ve ayaklarımı hissetmemeye başladım. Korna çaldığım için bir kişi yanıma geldi. Gözlerim karardığı için yüzünü göremiyordum. O ara bayıldım ve gerisini hatırlamıyorum. Daha sonra gözlerimi hastanede açtım.” dedi.

“TUĞÇE’NİN EVLİ OLDUĞUNU ÖLDÜKTEN SONRA ÖĞRENDİM”

Bugüne kadar uyuşturucu, alkol ve sigara kullanmadığını dile getiren Kaya, “Sicil kaydım yok, karakolluk gibi bir durumum hiç olmadı. İki tarafta da büyük acı var. Böyle bir şey olmasını kimse istemez. Olayı gören ve hayatta kalan kişi ben olduğum için herkes benim üstüme geliyor olabilir. Herkes olayı çarpıtıyor olabilir. Şöyle bir söylenti var, ’Tuğçe neden Şükrü’nün aracına bindi?’ diyorlar. Ben Tuğçe’yi şahsen tanımadığım için karışamadım. Orada karışması gerekenler kuzenleriydi.

Tuğçe’nin evli olduğunu öldükten sonra öğrendim, evli olduğunu bilmiyordum. Eşiyle arasında bir problem olup olmadığını bilmiyorum ama eşinin o an neden irtibata geçmediğini de bilmiyorum. Evli insanın o saate kadar dışarıda olması doğru bir şey değil ama buna ben karışamam. Bana da o saate kadar neden dışarıda olduğum soruluyor. Ben o saate kadar dışarıda kalırım kalmam, kimse buna karışamaz, ben bekar bir insanım. Ben gece işe gidip, sabah ise kız arkadaşım ile buluşmuş bir insanım, uyku problemim yoktur.” diye konuştu.

“ŞÜKRÜ VE SERDAR’IN AÇIKLAMA YAPMASINI İSTİYORUM”

Olay günü şüpheli bir durumun yaşanmadığını aktaran Alihan, “Emine bakımından şüpheli bulduğum bir şey aklıma gelmiyor çünkü bazı olayları bilmiyorum. Nedim, Oğuz gibi kişilerin isimlerini duymuş olabilirim ancak tanımıyordum. Kim olduklarını da bilmiyorum. ’Olayın arkasından farklı şeyler çıkacak’ diye söyleniyor ama bununla ilgili bir yorumum ya da düşüncem yok. Kimsenin bilip bilmeden yorum yapmasını istemiyorum, olayın sonuçlanmasını beklemelerini istiyorum. İnsanların arkasından konuşmak çok kolay olabiliyor. Ben ne Emine olsun, ne de Tuğçe olsun kimsenin arkasından konuşmuyorum. Benim hakkımda kimsenin yalan yanlış konuşmasını istemiyorum. Beraber gittiğimiz ev için kimsenin aklına kötü şeyler gelmesin. 5 medeni insan gibi oturduk ve çıktık. Ben, Şükrü ve Serdar’ın açıklama yapmasını istiyorum. O evde kimseye karşı yanlış bir şey yaptıklarını görmedim.” şeklinde konuştu.

“VÜCUDUMUN BELDEN AŞAĞISI TUTMUYOR, YARI FELCİM”

Sadece bir kurşunun kendisine isabet ettiğini söyleyen Alihan Kaya, “Kurşun sağ kolumdan giriyor, akciğer ve karaciğeri yakıyor ve tekrardan omuriliğe saplanıyor. Kurşun hala vücudumda, alınamadı. Tehlikeli olduğu için alınmayacağı söylendi. Vücudumun belden aşağısı tutmuyor, yarı felcim. Bunun için tedavi süreci bekleniyor.” dedi.