İzmir için uyarı üstüne uyarı! Büyük deprem geliyor

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, 'Yaptığımız çalışmalarda Tuzla fayının iki parçasının iki bin yıla yakın deprem üretmediği ortaya çıktı. Deprem tekrarlama aralığını ölçtüğümüzde iki bin yıllık süreç olduğunu gördük. Bu fayın kırılma zamanının yaklaştığı anlamına geliyor' dedi.

Türkiye, Kahramanmaraş merkezli 10 ili etkileyen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerle sarsıldı. Büyük yıkıma yol açan depremler sonrası bölgelerde, arama-kurtarma çalışmaları sürüyor.
30 Ekim 2020’de 119 vatandaşımızın hayatını kaybettiği İzmir için ise zaman daralıyor. DEÜ DAUM Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, İzmir’de olası deprem ile ilgili olarak Egedesonsöz’e değerlendirmelerde bulundu.

FAYLAR 17 FARKLI NOKTADAN GEÇİYOR
Sözbilir açıklamalarında İzmir’deki fay hatlarına dikkat çekerek, “Tüm fay hatlarının kendine göre bir tehlikesi var. Fay sismik tehlikenin kaynağıdır. Fayla ilişkili çalışmada fayı tanımlamışsak, geçtiği yerleri biliyorsak, fayın deprem üretip sarsıntı yarattığında sarsıntının derecesini binaları yapmadan önce anlayabilmişsek binaları inşa ettiğimizde de bir problem yaşamayız. Faylar, İzmir’de 17 farklı yerden geçiyor. Hepsinin üzerinde ilçeler var. Kemalpaşa ilçesinin altında Kemalpaşa fayı geçer. İzmir’in ana yerleşiminin Güzelbahçe’den; Balçova, Narlıdere, Konak, Bornova, Pınarbaşı boyunca İzmir fayı geçiyor. Çoğunu kontrol eden bir fay” dedi.



2 BİN YILDIR DEPREM ÜRETMİYOR, ZAMAN YAKLAŞTI
Tuzla fayının kırılma zamanının yaklaştığına dikkat çeken Sözbilir, “Karşıyaka, Bostanlı, Alsancak… Bu fay deprem üretirse iç körfezin tümü ciddi zarar görür. En fazla riski yüksek olan fay İzmir fayı. Hangi fay kırılacak yakın zamanda? Bununla ilgili yapılmış tek çalışma bizim iki yıl boyunca bitirdiğimiz çalışma. 5 fay üzerinde çalışabildik. İzmir, Gülbahçe, Seferihisar, Yağcılar ve Tuzla fayı üzerinde… Yaptığımız çalışmalarda Tuzla fayının iki parçasının  iki bin yıla yakın deprem üretmediği ortaya çıktı. Deprem tekrarlama aralığını ölçtüğümüzde iki bin yıllık süreç olduğunu gördük. Bu fayın kırılma zamanının yaklaştığı anlamına geliyor” diye konuştu.



7 YILDIR UYARIYORUM
Depremlerle ilgili alınacak önlemlerin başında bir master planı yapılması gerektiğini vurgulayan Sözbilir, “En riskli fay, İzmir fayı… En tehlikeli fay Tuzla fayı. Tuzla fayı kırılınca çok ciddi can ve mal kayıpları meydana gelir. 7 yıldır uyarıyorum. Mevcut yapı stoğunu inceleyip hangi yapı stoğu depremde zarar görecek bunları belirleyip deprem senaryosu çerçevesinde bunları değerlendirip ortaya koyalım. Bunun adı da deprem master planı” dedi.



YIKIMLAR 6 ŞİDDETİNDEN İTİBAREN BAŞLAR
Kendisi de Hataylı olan ayrıca bazı uzak akrabalarının depremde hayatını kaybettiğini aktaran Prof. Dr. Sözbilir,İzmir’de 6 şiddetli depremlerin yıkıcı özellikte olduğu söyleyen Prof. Dr. Sözbilir, yapı stoğunun çıkarılması konusunun ağırdan alındığını belirtti. Sözbilir açıklamasında “İzmir’deki bütün fayların büyüklüğü 6 ile 7.1 arasında deprem üretir. 6 da yıkar, 7 de yıkar. İzmir’in jeolojik yapısı gereği yıkımlar 6’dan başlar. 20 yıldır Bayraklı’daki binaların riskli olduğunu bildiğimiz halde insanlar öldükten sonra yıktık.  Yapmamız gereken şey tüm yapı stoğunu çıkarıp bilgisayar programına yerleştirip sanal ortamda yıkılacak her yeri görmek. Bunu bir türlü yaptıramadım. Devlete de yerel yönetime söylüyorum. Para var, insan var ama yapılmıyor. Bilim insanları dinlenmeden bu sorun çözülmez” diye konuştu.

İZMİR’DE GÜVENLİ YERLER ÇOK
Sözbilir ayrıca İzmir’de denizden yüksek olan her alanın konut açısından güvenilir olacağına dikkat çekerek “Hatay, Atatürk Mahallesi, Evka 3 gibi yerler İzmir’de güvenli yerler… Deniz seviyesine yakın yerlerin dışına 50-100 metre dışına çıkarsanız kaya başlar. Burada sadece binayı doğru yapmak önem kazanır. İnşaat kurallarına göre yapmak yeterli olacaktır. Denizden yüksek her yer zemin güvenlidir. Kayalarda sismik dalgalar hızlı geçer ancak alüvyonda sismik dalga oyalanır orada gitmez. Depremin süresi uzar. Sarsıntı artar. Bayraklı’da sismik dalga bitmedi ve yıkıntı oldu” diyerek sözlerini sonlandırdı.



FAY HATTINDA YERLEŞİM DÜNYADA YASAK, BİZDE DEĞİL
Deprem bölgesindeki gözlemlerini anlatan Sözbilir, “DEÜ Deprem Araştırma Merkezi olarak 6 Şubat’tan beri deprem bölgesinde AFAD kapsamında verilen araçlarla dolaşıyoruz. Her yere gittik afet bölgesinde. Mevcut yapı stokunun problemli olduğunu görüyoruz. Mevcut yapı stoğunu çok hızlı bir şekilde düzeltmemiz gerekiyor. Yeni yapacağımız yapılarda bu fayların üzerine yapı yapamayız. Dünyada bile yasak… Bizde ise yasası yok. Doğa aslında bize ne yapmamız gerektiğini söylüyor; Fayın üzerinde oturursan öldürürüm. Sıvılaşma tehlikesi olan zemin üzerinde oturursan öldürürüm diyor” dedi.

BİLİM İNSANLARI DİNLENMİYOR
Afet bölgesindeki yıkımların nedeninin zemindeki sıvılaşma olduğunu ifade eden Sözbilirr, “Bu kadar ağır yıkımın en büyük nedeni sıvılaşma. Zayıf zemin üzerinde zayıf özelliklerini kaldırmadan üzerine yapı yapıp oturmak demek. Jeoloji mühendisleri, inşaat mühendislerine sıvılaşma tehlikesinin ortadan kaldırılmadan bina yapılmaması gerektiğini söyleyecek. Sıvılaşma tehlikesi ortadan kaldırılmadan bir sürü yapı yapılmış. Asi Nehri boyunca sıvılaşma tehlikesi ortadan kaldırılmadan yapı yapılmaması gerekiyordu. bir bakıyoruz bütün evler yıkılmış. Demekki yer bilimlerine yeterli değer verilmemiş. Jeoloji ve Jeofizik mühendisleri ayrıntılı çalışma yapamamış. Drenaj sistemi oluşturulmamış. Bunun hesabını kim verecek? Buraya imza atan yetkililerin sorgulanması gerekiyor. (Egedesonzöz)