İzmir Körfezi'ndeki fayların röntgeni çekilecek

İZMİR Körfezi'nde yürütülen ilk ve en kapsamlı deniz sismiği çalışmasını başlatan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), proje ile aktif ve gömülü fayların varlığının, uzanımının ve Körfez'in mevcut tektonik yapısının ilk kez ortaya koyulmasını hedeflendiğini bildirdi.

DEÜ, İzmir Körfezi'nde yürütülen ilk ve en kapsamlı deniz sismiği çalışmasına başladı. DEÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü öncülüğünde yürütülen 'İzmir Körfezi'nin Tektonik ve Stratigrafik Yapısının Sismik Verilerle Araştırılması' isimli proje kapsamında, deniz jeofiziği verileri ışığında İzmir iç ve dış körfezindeki aktif ve gömülü fayların varlığının, uzanımının ve körfezin mevcut tektonik yapısının ilk kez ortaya koyulması hedefleniyor. DEÜ'lü uzmanlar daha önce de İzmir Foça-Karaburun açıklarında yaptığı sismik araştırmalarla İzmir Körfezi'ndeki yeni fayların varlığını kamuoyu ile paylaşmıştı.

'BİN KİLOMETRELİK ALAN TARANACAK'

Yürütülen bilimsel araştırma kapsamında DEÜ'nün Piri Reis adını taşıyan araştırma gemisi ile 10 gün sürecek çalışma gerçekleştirileceğini ifade eden proje ekibinde yer alan DEÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü'nden Prof. Dr. Derman Dondurur, Veri toplama çalışması, Enstitümüz Deniz Jeofiziği bölümünde görevli altı kişilik bilimsel ekip tarafından yürütülmektedir. Dokuz Eylül Üniversitesi öz kaynakları ile desteklenen çalışmamız kapsamında, toplam bin kilometre civarında sismik veri toplanması öngörülüyor. Elde edilecek yeni sismik verilerle, halen tartışmalı olan bölgenin aktif tektoniği ve fayların mekanizmaları ile uzanımları ortaya konulacaktır. Projede toplanacak yüksek ayrımlı sismik veriler, İzmir dış körfezinde daha derinlerdeki gömülü fayların uzanımını ilk kez ortaya çıkaracak. Bu veri, İzmir için yapılacak deprem modellemeleri, İzmir deprem senaryosu ve deprem master planı çalışmaları için oldukça önemli ve gerçek bilgiler temin edecektir dedi.

'AKTİF FAYLAR BELİRLENECEK'

Prof. Dr. Dondurur, şöyle devam etti:

İzmir metropol alanı ve çevresi, geçmiş dönemde yoğun deprem etkinliğine sahne olmuş, tarihsel dönemde 6.5 ve üzerinde depremlerin ciddi şekilde hasar verdiği birinci derece deprem bölgesidir. Bu anlamda, bölgeyi etkileyebilecek fayların varlığı, uzanımı, aktif olup olmadıkları, olası hareket mekanizmaları ve karadaki aktif faylarla olan olası ilişkisinin araştırılması ve ortaya konulması önem taşımaktadır. Ekim 2020 Samos ve Şubat 2023 Kahramanmaraş depremlerinin ardından yaşanan can kayıpları sonrası, Dokuz Eylül Üniversitesi, yaşadığımız şehrin deprem riskinin araştırılması konusunda üzerimize düşen görevleri yerine getirme konusunda hızlıca aksiyon almış bulunuyor ifadelerini kullandı.

'DEPREM GÜVENLİĞİ AÇISINDAN ÖNEMLİ'

Çalışma sonucunda elde edilecek verilerin önemine değinen Prof. Dr. Dondurur, Proje ekibimiz şahsımın dışında Proje Koordinatörümüz Arş. Gör. Dr. Aslıhan Nasıf ve ekip üyelerimiz Arş. Gör. Dr. Özkan Özel, Öğr. Gör. Orhan Atgın ve yüksek lisans öğrencilerimiz Murat Ayaz ve Nesil Kaçar'dan oluşmaktadır. Projede toplanacak yüksek ayrımlı sismik veriler, İzmir dış körfezinde daha derinlerdeki gömülü fayların uzanımının ilk kez ortaya konulmasını sağlayacaktır. Geçmişte yıkıcı depremler oluşturmuş olan İzmir Fayı, Gülbahçe Fayı, Uzunada Fayı ve Foça-Süzbeyli Fayı bu anlamda dikkat çekiyor. Ekim 2020 döneminde yaşadığımız ve İzmir ve çevresini son derece olumsuz etkileyen Samos depreminde anlaşıldığı üzere, bu bilgi başta İzmir metropolü ve çevre şehirlerimizin deprem güvenliği açısından büyük önem taşımaktadır dedi.