Jeoloji Mühendisleri Odası'ndan İZSU'ya "üfürükçü" suçlaması

JMO'dan yapılan açıklamada, son aylarda İZSU bünyesinde kamuoyunda 'çubukçu' diye adlandırılan bir personel 'türünün' istihdam edildiğinin anlaşıldığına dikkat çekildi.


Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) İzmir Şubesi Yönetim Kurulu İZSU’yu “üfürükçülükle” suçladı. JMO’dan yapılan açıklamada, son aylarda İZSU bünyesinde kamuoyunda “çubukçu” diye adlandırılan bir personel “türünün” istihdam edildiğinin anlaşıldığına dikkat çekilerek, “Kıyasıya eleştirdiğimiz, gerici-piyasacı iktidar partilerinin yönetimindeki belediyelerde bile su yönetimi, bilimsel tabanı olan hidrojeolojik çalışmalar planlanarak, üniversiteler, uzman kurum ve kuruluşlar ile işbirliği halinde yürütülürken, ülkemizin tarihsel aydınlık yüzü olan, çağdaşlığın simgesi İzmir’de, yeraltısuyu araştırmalarının “üfürükçü ve umacılara” teslim edilmesi, İZSU vizyonunun hangi değerleri ile örtüşmektedir, sormak isteriz’ ifadeleri dikkat çekti.

ÖNCE ŞAKA ZANNETTİK

yanağı olmayan birtakım doğaüstü güçlere dayandığını ifade ederek yeraltısularının yerini ve derinliğini “tespit” ettiğini iddia eden bir yöntem veya kişinin; yani bir anlamda “üfürükçülüğün/umacılığın” İzmir gibi bir şehirde kullanılmasının eleştirildiği açıklamada şu ifadeler de yer aldı: “Meslek örgütümüzce başlangıçta kötü bir şaka olarak algılansa da, geçen süreç vahim bir tablo ile karşı karşıya olduğumuzu, bütün çıplaklığı ile gözlerimizin önüne sermiştir Kentin su yönetiminde bilim-mühendislik dışı bu yöntemin kullanılması, kentin yönetiminde ve diğer büyük mühendislik sorunlarına nasıl yaklaşıldığına dair endişelerimizi de arttırmaktadır.”

Jeoloji Mühendisleri İzmir Şubesi Yönetim Kurulu’nun açıklaması şöyle:

Misyonunu “İzmir’e, içme suyu ve atıksu hizmetlerini, ekonomik, etkin, verimli, kaliteli, adil erişim imkânı ile sürdürülebilir şekilde sağlamak” biçimi ile tanımlayan ve “Doğaya ve İnsana duyarlı, Güvenilir, Adil, Şeffaf, Bilimsel, Öncü, Yenilikçi, Erişilebilir, Katılımcı Yönetim Anlayışı” ilkelerini temel değerler olarak kabul eden İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’nün (İZSU) son yıllardaki uygulamalarını endişe ile izliyoruz.

Kent hafızasında çok önemli yeri olan ve “Jeolojik ve Kültürel Miras” kapsamında değerlendirilmesi gerekirken koruma alanları hiçe sayılarak üzerine gökdelen planlanan “HALKAPINAR KAYNAKLARI” ile başlayan süreç, bilim ve akıldışı uygulamalar ile ne yazık ki yürümeye devam etmektedir.

Son aylarda, Üyelerimiz tarafından Şubemize iletilen bilgilere göre, İZSU bünyesinde kamuoyunda “çubukçu” diye adlandırılan bir personel “türünün” istihdam edildiği anlaşılmaktadır.

Bilimsel dayanağı olmayan birtakım doğaüstü güçlere dayandığını ifade ederek yeraltısularının yerini ve derinliğini “tespit” ettiğini iddia eden bir yöntem ve/veya kişinin; yani bir anlamda “üfürükçülüğün/umacılığın” İzmir gibi bir şehirde kullanılması meslek örgütümüzce başlangıçta kötü bir şaka olarak algılansa da, geçen süreç vahim bir tablo ile karşı karşıya olduğumuzu, bütün çıplaklığı ile gözlerimizin önüne sermiştir Kentin su yönetiminde bilim-mühendislik dışı bu yöntemin kullanılması, kentin yönetiminde ve diğer büyük mühendislik sorunlarına nasıl yaklaşıldığına dair endişelerimizi de arttırmaktadır.

Kıyasıya eleştirdiğimiz, gerici-piyasacı iktidar partilerinin yönetimindeki belediyelerde bile su yönetimi, bilimsel tabanı olan hidrojeolojik çalışmalar planlanarak, üniversiteler, uzman kurum ve kuruluşlar ile iş birliği halinde yürütülürken, ülkemizin tarihsel aydınlık yüzü olan, çağdaşlığın simgesi İzmir’de, yeraltısuyu araştırmalarının “üfürükçü ve umacılara” teslim edilmesi, İZSU vizyonunun hangi değerleri ile örtüşmektedir, sormak isteriz.

Zemin iyileştirme maliyeti, yapı maliyetini geçen İZSU binasının jeolojik hidrojeolojik modellemesi, “çubuk” vasıtası ile “üfürükçüler” tarafından mı gerçekleştirilmiştir, sormak isteriz.

“Çubuk yöntemi ile” hidrojeolojik araştırmalardan elde edilen başarılı sonuçlar (!!!) üzerine, bu konuda başarısız olan çağdaş belediyelere de çubukçu istihdamı mı önerdiniz, sormak isteriz.

Bilimi rehber edinmiş ülkeler, Mars gezegeninde, post-modern bir JEOLOG-HİDROJEOLOG olan “Perseverance” ile su kaynaklarını araştırırken, İZSU kent içinde su umudunu “hayıt ve hayıtçılara” mı bağlamaktadır, sormak isteriz.

İkinci yıldönümü yaklaşan, 30 Ekim’i derinden yaşamış bir kentin afet yönetimi de böyle mi yürütülecek, sormak isteriz.

Konusunda uzman, bilimi önder edinmiş kişiler yerine, İZSU yönetimi kimlere emanet edilmiştir, sormak isteriz.

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi olarak, kamu kurumu niteliğinde meslek örgütü kimliğimizle diyoruz ki;

-İş bilmezlik, beceriksizlik, kayırmacılık ya da hangi nedenlerle olursa olsun, İzmir kentine ve yerel yönetimine yakışmayan bu çağdışı yöntem ve yönetim anlayışı derhal terk edilmelidir.

-Yüzünü bilime, çağdaş-laik yönetim anlayışına dönmüş, aydınlığın sembolü olan bir kentte, su ve afet yönetiminde bilimsel yaklaşımlar benimsenmelidir. Bunu gerçekleştirecek akıl ve iradenin İzmir kentinin yerel yöneticilerinde var olduğunu düşünüyoruz.

Yönetici kimliğine, demokrat ve aydın kişiliğine sonuna kadar inandığımız, Sayın İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ve İZSU yöneticilerini, bu çağdışı yöntem ve kurum yönetim anlayışını sorgulamaya, sorumluları ise kişisel makam hırsından daha çok, kentin geleceği için katkı koymaya davet ediyoruz.

Basın açıklaması öncesinde, mevcut durumu yüz yüze konuşmak amacı ile tüm çabalarımıza rağmen İZSU yönetiminden randevu talebimize bir yanıt alamadığımızı bir kez daha anımsatmak, Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nin, kentin geleceği ile ilgili her türlü iş birliğine açık olduğunu bir kez daha altını çizerek belirtmek isteriz.

Türkiye’yi değiştirmeye aday bir kentin başarısızlığının tüm ülkeyi etkileyeceğini önemle hatırlatıyoruz. Basına ve kamuoyuna saygı ile duyurulur.

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası