Kurtarılmış Çiftlik Hayvanları Barınağı'na yangın ve sel bölgesinden 58 can dostu

İZMİR'in Kemalpaşa ilçesindeki Kurtarılmış Çiftlik Hayvanları Barınağı'nda, Marmaris yangını ve Batı Karadeniz'deki selin ardından afet bölgelerinden getirilen 58 hayvan daha bakılmaya başlandı.

Kurtarılmış Çiftlik Hayvanları Barınağı yöneticisi Sibel Çakır, Türkiye'nin ilk yaban hayvanları barınağı olarak en büyük koruma sahası olduklarını ve son afet bölgeleri Marmaris, Bartın ile Bozkurt'tan gelen 58 hayvanla çiftlikteki nüfusun 2 bin 900'e yükseldiğini açıkladı. 140 türe bakıldığını belirten Çakır, hayvanları afetlerden kurtarmaya yönelik çalışmalar yaptıklarını söyledi. Son 15 gün içinde Marmaris yangını, Bartın ve Bozkurt'taki sel afetlerine gittiklerini kaydeden Çakır, 1 koyun ile aralarında kedi ve köpeklerin bulunduğu 58 hayvanı daha çiftliğe getirdiklerini söyledi.

'1 SAATTE DİKENLERDEN KURTARDIK'

Bartın'daki selden kurtarılan köpeklerden birinin durumunun günden güne iyiye gittiğini belirten Sibel Çakır, Bu dostumuzu Bartın'da şahsi barınak diye kurulan ama bizim için ölüm kampından beter olan bir yerden kurtardık. O gece sel suları çekildikten sonra sürüklenen onlarca köpek olmuş. 56'sı ölü 100'e yakın da canlı köpek çıkarıldı. Biz sahaya girdiğimizde, ormanın içinde selin sürüklediği hayvanlara ulaşmaya başladık. Çok ciddi böğürtlen çalıları vardı ve hepsi dikenliydi. Bu gariban kızımız sel sularıyla birlikte sürüklenmiş ve oradaki böğürtlen dallarının içinde kalmış. Tüyleri uzun olduğu için dikenler her tarafını sarmıştı. Üstelik gebe. Kısa bir süre sonra yavruları dünyaya gelecek. Biz de çalıların arasında inlemeleri duyduk. Onu bulduğumuzda şoka girmiş ve dolanmış kalmıştı. Arama kurtarma ekibimizle birlikte sesleri takip ederek ulaştık. Çok uslu durdu ve bizi hiç üzmedi. Sanki yardıma geldiğimizi anlamış gibiydi. Yaklaşık 1 saat uğraştıktan sonra dikenlerinden kurtardık dedi.

ZAMANLA YARIŞIYORLAR

Marmaris yangınında sokak hayvanlarından çok ormanda yaşayanların zarar gördüğünü belirten Sibel Çakır, kaplumbağa, kirpi, tilki ve domuz gibi 11 yaban hayvanına yaralı olarak ulaştıklarını kaydetti. Acil müdahale ve bakımlarını yaptıktan sonra bazılarını milli parka teslim ettiklerini söyleyen Çakır, yaşadıklarını şöyle anlattı:

Yangında belli bir saatten sonra müdahalede bulunamıyorsunuz çünkü ormanlara giriş yasaklanıyor. Zamanla yarışmak durumundasınız. Genelde orman yangınlarında kuş yuvalarıyla birlikte kaplumbağalar, sürüngenler en çok zararı gören canlılar oluyor. Marmaris yangınında kabuğu tutuşmuş yürümeye çalışan bir kaplumbağayla karşılaştık. Toprağın altına kendini saklamaya çalışan, ayakları yanmış kaplumbağalarla karşılaştık. Onları ben çocuğum gibi hissediyorum. Kendi çocuğumda bir yanık nasıl benim canımı acıtıyorsa, içimden bir şeyler kopuyorsa aynısını hissediyorum. Çünkü onlar çaresiz hiçbir şey söyleyemiyorlar. Afetlerde hayvanlar, en az insanlar kadar mağdur ve çaresiz oluyor. İnsanlara çabuk yardım gidiyor ama hayvanlar için biz ve bizim gibi kuruluşlar var. Onlar olmasa hiçbiri kurtarılamayacak. Biz elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Umarız yeni afetler olmaz yeni canlar yanmaz.

'YARDIMLAR DENGELENMELİ'

Sibel Çakır, çiftliğe getirdikleri 58 canlıdan 2'si hariç hepsinin hasta ya da yaralı olduğunu, bazılarının klinikte, bazılarının da çiftlikte tedavilerine devam edildiğini söyledi. Özellikle kedilerin birçoğunda gençlik hastalığı olduğunu kaydeden Çakır, Köpeklerin çoğunda barınak hastalığı, böbrek ve karaciğer yetmezliği gibi sıkıntılar var. Tamamen yanlış bakım ya da bakımsızlıktan kaynaklanan sorunlar olduğunu söyleyebilirim. Bazılarında da ortopedik sorunlar var. Onların da tedavileri devam ediyor dedi.

Afetlerde insanlarla hayvanlara yapılan yardımların eşit olması gerektiğini vurgulayan Çakır, Bir yaban domuzu yanmış ve yere yapışmıştı. Onu gösterdiğimizde ve araç istediğimizde bize, 'Şimdi köy evini boşaltıyoruz sırası mı domuzun?' yanıtı aldık. Elbette oraya da yardım gitmeli ama insanlara olan yardımla, hayvanlara olan yardımın dengesini eşit tutmak gerekir. Ekipleri ayırmak lazım. Bu yıl İçişleri Bakanlığı daha titiz davranarak AFAD bünyesinde eğitimler vermeye başladı. Profesyonel ekiplere eğitimler verildi ve biz de bu eğitimlere katıldık. İnsan ve hayvan da bir yeri yandığında aynı acıyı hisseder. Tüm canlılara eşit davranmak lazım. Maalesef mama fiyatlarının artması bizi olumsuz etkiledi. Bir paket mamayı 400-500 liradan alıyoruz ama herkese bir çağrı yapmak istiyorum. Ayda gitmeyecekleri bir kuaför ücreti, içmeyecekleri bir kahve ücreti ya da hafta sonuna gitmeyecekleri bir geziden buraya ayıracakları vakitle verebilecekleri fiziki destek bizim için çok önemli. Hayvanseverlere egoları ve kavgaları bir tarafa bırakıp gerçekten hayvanların menfaati için hareket etmelerini öneriyorum diye konuştu. (DHA)