Mimaride fark yaratan tasarımlar
İzmir merkezli faaliyet gösteren Arbeid Mimarlık, birbirinden özel projelere imza atıyor. Gerek kent, gerek mimari konularına farklı perspektiften bakan Arbeid Mimarlık, sektörde farkındalık yaratıyor.
Uzman bir ekip, uygun fiyat ve kısa sürede; hem kusursuz hem de özel bir hizmet vermeyi amaçladıklarını belirten Arbeid Mimarlık Direktörü Mimar Seyfettin Yaşar, “Fark yaratan sizin en uygun olan iç mekân tasarımları, profesyonel iç mimarlık ekipleri tarafından size özel olarak üç boyutlu mimari tasarım ile şekillendirilmektedir. Var olan her şeyin bir hayal ürünü olduğunu biliyoruz. Fakat emin ellere teslim edilmeyen her işte olduğu gibi evlerinizde, iş yerlerinizde veya yapılarınızda zaman içinde eskime, bozulma veya evrensel güzelliği karşılayamama gibi sorunlar ortaya çıkmaktadır. Doğru tercihlerde ise yıllar geçtikçe daha da keyif aldığınız mekânlara sahip olabilirsiniz. Doğru tercihi yapmak, Arbeid Mimarlık ile çalışmaktan geçer” diye konuştu.
Hayalleri gerçekleştirdiklerini dile getiren Seyfettin Yaşar şöyle konuştu:
“Hayal ettikçe var ederiz. Önce düşünür, sonra planlar ve son olarak hayata geçiririz. Hayal gücü sınırlandırılabilir mi? Asla. Öyleyse, düşüncenin ve hayal gücünün sınırlarını zorlamaya ne dersiniz? Arbeid Mimarlık olarak hayal ettiğimiz her şeyin gerçek olabileceğini biliyoruz.”
Yapıların verdiği açının, çevresini nasıl etkilediğinin veya araç içindeki algısının veya gece etkilerinin, doğrudan mimari tasarımın bir parçası haline geldiğini belirten Yaşar, “Hayal edebildiğiniz her şeyin uzak olmadığını biliyoruz. İç mimari alanında daha önce görülmemiş, hayal edilmemiş yapılar sizlerin yapısı olacak. Sizlere sunulan özel çalışmamız, İzmir’de iç mimar çalışmalarına emsal teşkil edecek. Çalışmalarımızı üç boyutlu olarak görmek, bizimle hayallerinizi hayata geçirmek ve ilklere imza atmak için sizleri Arbeid Mimarlık’a bekliyoruz” dedi.
MİMARLIK KENTSEL TASARIMIM KALBİ
Bir kentin yapılanmasında mimarlığın önemini anlatan Yaşar, "Kentin varolmasını sağlayan ana öge canlı ise canlıya barınma alanı oluşturan veya kamusal alanda sosyalleşmesini sağlayan şey mimarlıkla direkt ilişkili olmak zorundadır. Bu durumda kent ve kentleşmeyi mimariden ayrı tutmak imkansızdır. Sadece yapısal olanı değil, aynı zamanda sosyal, kültürel ve çevresel olanı mimleyen mimarlık, bu yönüyle kentin ve kentsel tasarımın tam da kalbine yerleşmektedir. Mimarlık bu yönüyle kentsel tasarım gibi bir ölçekten, bir karınca yuvasına değin her türlü alanı şekillendirebilecek kadar güçlü, yapıcı ve aynı zamanda yıkıcı bir aktör olarak tanımlanabilir" ifadelerini kullandı.
İzmir'de yaşanan 6.6 şiddetindeki depremin ardından gözlerin, kentteki çarpık kentleşmeye ve deprem yönetmeliğine uygun olmayan mimari tasarımdan uzak yapılara çevrildiğini vurgulayan Arbeid Mimarlık kurucusu Seyfettin Yaşar sözlerini şöyle sürdürdü:
“Deprem bölgesinde yer alan İzmir'in, çarpık kentleşme ve alt yapı sorunlarından acilen kurtulması için dayanıklı mimari yapılara ihtiyacı var. Mimari tasarımı ile yapının deprem davranışı arasında yakın bir ilişki bulunur. İzmir’deki yapıların mimari karakteri, aslında üretilen ürünün kalitesinden çok kentleşmenin alt yapı probleminden kaynaklanmaktadır. Bunun yanı sıra çarpık kentleşmenin büyük oranda görülebildiği İzmir'in şehir planlanması da tıpkı alt yapı problemi kadar ciddi hissedilen bir problem olarak tanımlanabilir. Kentin kalem üzerinde, tek elden çıkarcasına tasarlanması veya kullanıcıların kaderine teslim edilmesi, kentte en çok ihtiyaç duyulan, yeşil alandan, rekreasyon alanlarına; ulaşım sisteminden otopark yapılanmasına ve tabi ki konut yerleşimine kadar birçok alanda sıkıntı üretmektedir. Öncelikli olarak yerel yönetimlerin günü geçirmek mantığından uzaklaşıp, kenti tasarlayacak, tartışacak bir komisyon için ön ayak olması; kenti hem kullanıcısı hem de yönetimiyle beraber gerekli durumlarda radikal kararlar ile yeniden ele alınması gerekmektedir. Bu durum; İzmir in yaşanabilir bir şehir olabilmesi için elzemdir."