O bir kanser savaşçısı
İZMİR'de yaşayan ve daha önce geçirdiği iki ayrı kazada ölümden dönen Özlem Aktaş (44) şimdi de kanserle mücadele ediyor. 4'üncü evre kolon kanseri tanısı koyulan Aktaş, riskli ameliyatlara, zorlu tedavi ve nüks etmelere karşın mücadelesinden vazgeçmeyip, 'Sizi öldürmeyen zorluklar güçlendirir', sözünü şiar edindiğini söyledi.
İzmir'de yaşayan siyaset bilimci Özlem Aktaş, karnında gaz şikayetiyle 2017 yılı aralık ayında doktora gittiğinde 4'üncü evre metastatik kolon kanseri tanısı koyuldu. Yeni yılın ilk günlerinde bir üniversite hastanesinde ameliyata alındı. Bağırsağının 40 santimi kesilen, yumurtalıklarındaki ve karın zarındaki metastazlara ameliyat sırasında HİPEK (sıcak kemoterapi) uygulanan Aktaş, operasyon sonrası kemoterapi ve akıllı ilaç tedavisi gördü. 2018 yılı sonunda tedavisi tamamlanan Aktaş, kansersiz günlere geçmenin mutluluğunu yaşadı. Ancak bu mutluluğuna 2 yıl sonra hastalığının nüks etmesi nedeniyle gölge düştü. İnce bağırsak ve yine karın zarında metastaz saptanan Aktaş, Onkoloji Merkezi'ne başvurdu. Aktaş bir kez daha ameliyat masasına yattı. Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cem Terzi tarafından ameliyat edilen Aktaş'a yine HİPEK uygulandı. Aktaş ilk tanı koyulduğundan itibaren tedavisini üstlenen Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Karabulut'un takibinde kanserle mücadelesine devam etti. İkinci operasyonda karın içi tamamen metastazdan temizlenip rahat bir nefes alan Aktaş, daha sonra akciğerlerinde saptanan milimetrik metastazlar için koruyucu ilaç tedavisine başladı. Bunca ağır ve riskli ameliyatlar, zorlu tedavilere karşın yüzünden gülümseme eksik olmadan mücadele eden Özlem Aktaş, 1-7 Nisan Ulusal Kanser Haftası'nda kanser tanısı alan, tedavi gören hastalara önemli mesajlar verdi.
TANI ALDIĞIMDA ÇOCUĞUM 7 YAŞINDAYDI
Kendisini 'Kedi gibi 9 canlıyım' diye tanımlayan Aktaş, 11 yaşında geçirdiği trafik kazasında vücudunda kırılmadık kemik kalmadığını, vücudu alçıdayken evde girdiği sınavla Anadolu Lisesi'ni kazandığını, 18 yaşında 5 kişinin öldüğü otobüs kazasından burnu kanamadan kurtulduğunu söyledi. Kanser sürecindeki gücünü çocukluğunda yaşadığı bu olaylardan aldığını belirten Aktaş, Kanser olduğumda tek oğlum Deniz için üzüldüm. 7 yaşındaki bir çocuğun annesinin yokluğu gerçekten çok kötü bir şey. Hiç kimse annenin yerine dolduramıyor. Sadece bütün mücadelem çocuğum içindi. '5 yıl yaşasam 12 yaşına gelir en azından biraz daha kendini toparlar' dedim. Prof. Dr. Bülent Karabulut'a başvurduğumda bana 'Seni iyileştireceğim' dedi. İnandım, umutlandım. Bu umutlar mücadelemi hep olumlu etkiledi diye konuştu.
'ELBETTE MORAL BOZULUYOR AMA HAYATINIZI ENGELLEMEYİN'
Aldığımız her nefesi bir mucize olarak kabul ettiğini ve bu bilinçle yaşadığını belirten Aktaş, şunları söyledi:
Kanseri bir süreç olarak değerlendiriyorum. Grip gibi. İlk duyduğumda elbette ki çok üzüldüm, çok moralim bozuldu. Bütün kanser hastaları da bunu yaşayacaktır. İlk şoktan sonra hayata tekrar tutundum, doktorlarıma güvendim, inandım. Ailem en büyük destekçim oldu. 'Evet, bu bir süreç, benim başıma geldi ama bunu atlatmalıyım' dedim. 'Sizi öldürmeyen zorluklar güçlendirir', sözünü şiar edindim. Ve hayatımı asla ve asla bir kenara bırakmadım, spor yapmaya, gezmeye hobilerimle uğraşmaya devam ettim, zevk aldığım şeyleri ertelemedim. Hastalar bunun bir süreç olduğunu bilmeli. Gerçekten kanser tedavisinde çok büyük ilerlemeler kaydedildi, çok güçlü ilaçlar var. Umutlarını hiç yitirmesinler, mutlu olsunlar, hayata olumlu baksınlar. Hastalara tavsiyem yaşamaktan vazgeçmesinler, iyileşeceklerine inansınlar. Kanser taramalarını ihmal etmesinler.
BABASI PROSTAT KANSERİNİ YENDİ
Kızı Özlem Aktaş'ın tedavi gördüğü süreçte prostat kanserine yakalanan ve yenen baba Necati Aktaş da Kızım azimli, kararlı, güçlü, yaşam sevinci olan bir insan. Çok kötü günler geçirdik ama hiçbir zaman umutsuz olmadık dedi.
O TAM BİR SURVİVOR
Öte yandan Aktaş'ın kanseri ölümle eşdeğer tutmuş, çökmüş bir kişi olarak kendisine başvurduğunu, görüşmeden sonra odasından gülerek çıktığını belirten Prof. Dr. Bülent Karabulut, şunları söyledi:
Akıl ve bilim olduğu sürece umudun var olduğunu, yol haritamızı anlattım. Algısı yüksek bir hastaydı. Özlem'in şu cerrahi tedavi ve kemoterapiler sayesinde, şu an karın içinde, karaciğerinde ya da bağırsaklarıyla ilgili sorunu yok. Şu an akciğerlerinde birkaç milimetrik çapta nodül var, sadece ağızdan koruyucu tedavi alıyor. Son derece iyi, sağlıklı. Yaklaşık 4,5 yılda 4'üncü evre bir kolon kanserli hastanın geçirdiği iki büyük ağır cerrahi, sayısız kemoterapi ama geldiği nokta başarı. Özlem'in özelinde bir kanser hastasının üç tane özelliği bizim işimizi kolaylaştırıyor. Bir kere cesur ve inançlı olmalılar, üçüncüsü ise güvenmeliler. Başta hekimleri, yardımcı sağlık personeli hastaya o güven duygusunu verdikten sonra hasta cesur ve inançlıysa o yoldan gitmek gerekir. Hastamız da bütün bu özellikler vardı, o tam bir survivor. (DHA)