Okyanusları delip geçen Türk kadın kaptan

Dünyanın en büyük, sofistike gaz nakliye gemileri filosuna sahip bir şirkette ilk Türk kadın kaptan Fidan Yetişsin, sektörde yaşadığı zorlukları anlattı. Erkek kaptanlara kıyasla iki kat daha fazla çalıştığını söyleyen Yetişsin, "Eskisi gibi değil ama şirketler hala kadın kaptan istemiyorlar. Bu işi yapamayacağımızı göstermek için bize her şeyi yapıyorlar. 7 ay boyunca hiçbir şekilde karaya ayak basmadım. Üç defa ekvatoru geçtim" dedi.

Sofistike gaz nakliye gemileri filosuna sahip bir şirkette çalışan kadın kaptan Fidan Yetişsin sektörde yaşadığı zorlukları anlattı. yaklaşık 1 buçuk yıl önce ilk Türk kadın uzak yol kaptanı olarak çalışmaya başlayan Fidan Yetişsin, denizciliğe tutkuyla bağlı. 28 yaşındaki Yetişsin, staj dönemini tanker gemilerinde tamamlayıp, üniversite eğitiminin ardından özel bir şirkette, ham petrol gemilerinde uzak yol kaptanı olarak görev yaptı. Şuan da Sofistike gaz nakliye gemileri filosuna sahip bir şirkette yaklaşık 1 buçuk yıl önce ilk Türk kadın uzak yol kaptanı olarak çalışmaya başlayan Fidan Yetişsin, artık aynı firmada 15 Türk kadın kaptan ile birlikte çalışıyor. Denizcilik sektöründe kadın farkındalığının artırılması gerektiğini ve ciddi mobbinglere maruz kaldıklarını söyleyen Yetişsin, şirketlerin ve gemide çalışanların hala kadın kaptan istemediklerini, kendilerini ispatlamak için erkek kaptanlardan daha çok çalışmaları gerektiğini ifade etti. 7 ay boyunca hiç karaya ayak basmadan çalışan Yetişsin, pandemiden dolayı artık liman dışına çıkamadıklarını da belirtti.

Bir kadın kaptan olarak denizcilik sektörünün iyi ve kötü taraflarından bahseden Kaptan Fidan Yetişsin, Yük gemilerinde benim çalıştığım gemi tipi, daha önce yani yeni şirketme başlamadan önce suezmax, yani ham petrol gemilerinde çalışıyordum. Ama şu anda biraz daha alanımı değiştirerek LPG sektörüne geçiş yaptım, yani sıvılaştırılmış gaz taşıyoruz aslında bu tarz gemilerde çalışıyorum. Bu mesleğin güzel yanları farklı insanlar görüyorsunuz, farklı kültürler görüyorsunuz, apayrı ülkelere gidiyorsunuz, hiç aklınızın hayalinizin ermeyeceği, asla gitmeyeceğiniz yerleri görme şansınız oluyor. Kötü taraflarına gelecek olan olursak. Sevdiklerinizin güzel günleri oluyor, düğünler oluyor ya da doğum günleri oluyor bunları göremiyorsunuz. Çocuklarınız büyüyor, yürümeye başlıyor, okula gidiyor siz yine bunları göremiyorsunuz. En kötüsü de bazen anneniz, babanız, kardeşleriniz ölüyor. Ama siz orada da bulunamıyorsunuz ifadelerini kullandı.

Bu işi yapamayacağımızı göstermek için bize her şeyi yapıyorlar

Mobbinglere maruz kaldıklarını söyleyen Kaptan Fidan Yetişsin, Kadın olarak mobbinglere gelecek olursak. Bir kere genel anlamda şirketler, evet eskisi gibi değil, ama şirketler hala kadın zabit gemilerinde istemiyorlar. Şirketlere kendimizi bir şekilde kabullendiriyoruz. Gemiye gidiyoruz yine aynı mantalite ile karşılaşıyoruz. Gemide de bizi istemiyorlar. Bunun üstesinden ben şöyle gelmeye çalışıyorum. Bir erkek nasıl çalışıyorsa, ben gerekiyorsa onun iki katı çalışıyorum, uyumuyorum gerekirse ama bu işi gerçekten erkeklerden bile daha iyi yapabildiğimi, yani böyle bir ayrımcılık yok ama madem onlar bunu istiyor onlardan bile daha iyi yapabildiğimi onlara bu şekilde gösteriyorum. Çok daha fazla çalışarak, kendime güvenerek, inanarak bu işi gerçekleştiriyorum. Psikolojik anlamda ciddi baskılar üzerimizde var. Gerçekten çok büyük baskılar var zaten genelde bir gemiye gittiğinizde tek başınıza bir kadınsınız alt üst ilişkisi var. Herkes, her şeyi hiyerarşik bir düzende ilerliyor. Bu kolay bir şey değil, askeriye gibi düşünebilirsiniz aslında tabii ki de öyle değil ama öyle düşünebilirsiniz. O tarz bir ilişkimiz var durumda bizi gerçekten zorladıkları oluyor. Bu işi yapamayacağımızı göstermek için bize her şeyi yapıyorlar. Psikolojik anlamda çok büyük baskılar uyguluyorlar dedi.

7 ay boyunca hiçbir şekilde karaya ayak basmadım çok ülke gördüm

Denizcilik mesleğinin dünyadaki en tehlikeli mesleklerden biri olduğunu ancak sağlanan hakların yetersiniz bulduğunu söyleyen Yetişsin, En uzun seferim yedi aydı, yedi ay boyunca hiç karaya ayak basmadım. Daha önceki gemilerimde dışarı çıkma fırsatım oluyordu. Dört ayda, altı ayda da olsa en azından bir dışarıya gidip görebiliyordum. Ama şu korona virüsünden sonra artık limanlarda da dışarı çıkamıyoruz. 7 ay boyunca hiçbir şekilde karaya ayak basmadım. Sayamayacağım kadar çok ülke gördüm. Üç defa ekvatoru geçtim. Gerçekten gurur verecek bir şey. Şöyle söyleyeyim benim çalıştığım şirket daha önce zaten Türk almıyordu, istemiyorlardı. İngiliz bir şirket, ardından Türk almaya başladılar. Başta tabii ki yine erkeklerle başladılar, kadınlarla başlamadılar. Birkaç erkek aldıktan sonra kadın almaya karar verdiler. Alacakları ilk kadın çok önemliydi. Belki çok yanlış bir tabir ama eğer ben ufak bir hata bile yapsaydım bundan sonra belki kadın almayacaklardı veya Türkiye'den kadın almayacaklardı. Başladıktan sonrada çok mutluyum gerçekten çünkü şu anda 15 tane Türk kadın aynı şirkette çok büyük bir yabancı firmada, neredeyse dünyanın en büyük LPG filoların birine sahip bir şirketle görev alıyoruz. Hepimizde çok mutluyuz. Bize sağlanan hakları kesinlikle yeterli bulmuyoruz. Şöyle söyleyeyim ben size, zaten uluslararası örgütlerin hepsi de bariz bir şekilde söylüyor ki, denizcilik mesleği dünyadaki en tehlikeli mesleklerden biri. Herkes bunu söylüyor ama hiçbir şekilde yani bize sağlanan hiçbir hak yok. Bize sağlanan bir hak olduğunu düşünmüyorum. Kendimize, ailemize sosyal güvencemiz yok. Ciddi anlamda bize sağlanan haklarda eksiklikler var. Umuyorum her şey çok güzel olacak ve umuyorum gerçekten hak ettiğimiz hakların hepsini geri almış olacağız şeklinde konuştu.

Başarılı bir kaptan ve iyi bir denizci olacağıma inanıyorum

Fulden Tuğçe Akdere ise Kaptan olmak benim küçüklüğümden beri hayalimdi. Ailem ilk başta karşı çıktı ama ben çok istiyorum. İleride tanker gemilerinde çalışmak istiyorum. Başarılı bir kaptan ve iyi bir denizci olacağıma inanıyorum ifadelerini kullandı.

fidan yetişsin okyanusları aşan türk kadın kaptan okyanusları delip geçen türk kadın kaptan