Otizmli genç, sanatla hayata bağlandı
İZMİR'de otizmli Erkan Kızıldağ (30), çeşitli malzemeler kullanarak yaptığı resimlerle 8 kişisel sergi açtı. Sanata ilgisi sayesinde engelleri aşan Kızıldağ, tiyatro oyunlarında sahne alıyor saz, org ve gitar çalıyor.
Kendisi gibi özel çocuklara ve onların ailelerine önemli tavsiyelerde bulunan Kızıldağ, Özgüvenim arttı. Bana terapi gibi geldi. Otizmli aileler çocuklarınıza özgüven verin. Sanata yönlendirin. Sanat özgüvendir dedi.
Narlıdere ilçesinde annesi Hürcan Küçükkurt (61) ve kız kardeşiyle birlikte yaşayan otizmli Erkan Kızıldağ'ın resim çizmeye olan ilgisi 5 yaşında fark edildi. Aldığı eğitimlerle yeteneğini geliştiren Kızıldağ, yaptığı resimlerle hayran bırakıyor. Bugüne kadar 8 kişisel resim sergisi açan Kızıldağ, aynı zamanda tiyatro oyunlarında da yer alıyor. Müziğe de ilgi duyan Kızıldağ org, saz ve gitar çalıyor. Kızıldağ'ın sanata ve müziğe olan tutkusu büyük beğeni topluyor.
Sanatın gelişimine olumlu katkılar sağladığını dile getiren otizmli Kızıldağ, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü öncesi kendisi gibi özel çocuklara ve onların ailelerine önemli tavsiyelerde bulundu. Kızıldağ, Özgüvenim arttı. Bana terapi gibi geldi. Otizmli aileler çocuklarınıza özgüven verin. Sanata yönlendirin. Sanat özgüvendir dedi.
'KENDİMİ GELİŞTİRDİM'
Dedesinin ressam olduğunu ve kendisine bu konudaki ilk eğitimi verdiğini ifade eden Erkan Kızıldağ, Resim eğitimimi dedemden aldım. Zamanla kendimi geliştirdim. Yetenekliyim. Yağlı, guaj ve sulu boya, karakalem ve karikatür gibi çalışmalar yapıyorum. Saz eğitimine giderken hem enstrümanı öğrendim hem arkadaş edinmiş oldum. Evde boş durmuyorum. Sanatla aktifim, sosyalleşiyorum, el becerilerim gelişti. Sanat hayatımı değiştirdi. Gayret ediyorum. Canla başla çalışmaya devam ediyorum. Sanatla arkadaş edinmeyi, gayret etmeyi, kendimle övünmeyi öğretti. Sanatla da arkadaş oldum. Bana terapi gibi geldi ifadelerini kullandı.
'SANAT SOSYALLEŞMESİNİ SAĞLADI'
Erkan Kızıldağ'ın annesi ev kadını Hürcan Küçükkurt ise, Erkan küçükken çok hareketli hatta kıpır kıpır, yerinde duramayan bir çocuktu. Öncelikle bu durumu kabullenmek gerekiyor. Sonra bu konuda ne yapabilirim diye düşündüm. Küçük yaşta kendini oyalayabilmesi için ona kalem, kağıt veriyordum. İlk olarak araba çizmeye başladı. Sonra diğer objeleri çizmeye devam etti. Bu şekilde ilgisi olduğunu fark ettik. Zamanla o sanatını geliştirdi, sanatı da onu geliştirdi. Şu an çoğu işini kendisi yapıyor. Alışverişe, okula kendisi gidip geliyor. Sanat Erkan'ın sosyalleşmesini sağladı. Kendisi hayırsever bir çocuktur. İhtiyaç sahibi birini gördüğünde hemen yardımcı olmaya çalışır. Aynı şekilde hayvanları da çok seviyor. Özel çocuklarımızı önce sevmek gerekiyor. Özel çocukları olan aileler olarak onlara destek olur ve her daim sevgiyle yanlarında olursak yapamayacakları bir şey yok diye konuştu.