Rektör Hotar'dan evrensel hukuk vurgusu

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) tarafından düzenlenen çevrim içi 4. Uluslararası Tıp Hukuku Kongresi'nin açılışında konuşan DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, tıp hukukunun evrensel hukukun, insani değerlerin ve mesleki ilkelerin çerçevesinde gelişmesi gerektiğini söyledi.

Rektör Hotar, meslek hatasını kamuoyunda sistem sorununa dönüştürmenin güvensizlik ortamı oluşturacağına dikkat çekerek, Bu durum toplumda şartlanmayı ve tepkiyi doğurur ki, ortaya çıkan önyargı, baskıyı tetikler. Bu da yine meslek hatasına neden olabilir. Üniversite olarak bu konuda son derece hassas davranıyoruz dedi.
Tıp hukukundaki güncel gelişmelerin, sorunların ve çözüm önerilerinin ele alınacağı 2015 yılından bu yana da düzenli olarak gerçekleştirilen 4. Uluslararası Tıp Hukuku Kongresi, küresel salgın tedbirleri kapsamında çevrim içi olarak başladı. Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Rektörlüğü tarafından DEÜ Hukuk Fakültesi iş birliğinde düzenlenen ve üç gün boyunca devam edecek kongreye bilim insanları, hukukçular, hekimler, sağlık çalışanları, alanında uzman isimler ve öğrenciler katılıyor. Toplam 142 bildirinin paylaşılacağı bilimsel etkinliğe, 19 ülkeden internet yoluyla bağlanacak katılımcıların tıp hukuku ile ilgili konularda sunumlar yapacağı belirtildi.
Kongrenin açılışında bir konuşma yapan DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, tıp hukukuna ilişkin uluslararası ve geniş katılımlı bilimsel bir etkinliğe ev sahipliği yapmaktan büyük mutluluk duyduklarını dile getirdi. Kongre eş başkanlığını DEÜ Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Refik Korkusuz ile İstanbul Hukuk Bürosu Avukatı Prof. Dr. Hakan Hakeri'nin üstlendiği kongrede tıp hukukuna ilişkin birçok konunun ele alınacağını belirten Rektör Hotar, Bu alana ilişkin konu ve kavramları ulusal ve uluslararası hukuk sistemindeki yeri ve işleyişi açısından ele alacak; sağlık çalışanlarının hukuki ve cezai sorumluluklarını, meslek etiğini, sosyal güvenlik uygulamalarını ve ilgili birçok konuyu alanında uzman isimlerle birlikte tartışacağız. Buradan elde ettiğimiz çıktılar sayesinde hem hukuki ihtilafların çözümüne ışık tutmayı hem de kanun koyucunun düzenlemelerine katkı sunmayı hedefliyoruz dedi.
Küresel Covid-19 salgınına ve yaşanan gelişmelere dikkat çeken Rektör Hotar, Ülkemizin sağlık alanında son yıllarda yaptığı yatırımlar, nitelikli sağlık çalışanlarımızın sayısının artırılması ve alınan tedbirler sayesinde, salgın süreci diğer ülkelere göre daha kontrollü ve dikkatli şekilde sürdürüldü. Elbette insanlık adına her kayba üzüldük ancak hekimlerimizin ve sağlık çalışanlarımızın ne kadar büyük sorumluluklarının olduğunu ve bizler için ne anlam ifade ettiklerini daha iyi anlamış olduk. İşte bu durum bize göre; tıp hukukuna ilişkin mesleki yükümlülük, mesleki ilke, hukuka uygunluk, risk ve aciliyet gibi kavramların yeniden değerlendirilmesi gerektiğini gözler önüne serdi diye konuştu.
Üniversitelerin tıp hukuku alanındaki çalışmaların, araştırmaların ya da uygulamaların muhataplarından birisi olduğunu kaydeden Rektör Hotar, Hekimlerimizi, mesleğin gereğine ve etik değerlerine uygun olarak; tanı, teşhis ve tedavi aşamalarının tamamında özenli ve sorumlu davranacak şekilde yetiştirmekte; onlara, mesleki hataların hukuki, cezai ve vicdanı sonuçlarını titizlikle anlatmaktayız. Hukuk fakültemiz, mensupları ve mezunları ile hakkını arayan insanlara kamu düzeni içinde yardımcı olmakta; ilgili mevzuata veya düzenlemelere araştırmalarıyla katkı koymaktadır. Üniversitemizdeki bilim insanlarımız ve özellikle de adli tıp birimimizdeki uzmanlarımız, tıp hukukuna giren davalarda kendi uzmanlık alanları ile ilgili görüşlerini beyan etmektedir. Sağlık Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezimiz ise bu alandaki çalışmalarını yürütmektedir ifadesinde bulundu.

Kaliteli ve hizmet standartları olmalı
Hekimlik faaliyetinin icrasında hekimin hata yapmasının birçok nedeni olabileceğinin altını çizen Rektör Hotar, Bu, sonuçları itibarıyla istenmeyen bir durumdur; ancak yaşanan da bir gerçekliktir. Benzer durum diğer sağlık çalışanları için de geçerlidir. Bu noktada kurumsal olarak dikkat edilmesi gereken hususlar; hekimin ve sağlık çalışanlarının iyi eğitim almasını sağlamak, onlara moral vermek, hata sürecini en aza indirecek uygulamaları hayata geçirmek, kalite ve hizmet standartlarını yüksek tutmaktır. Üniversite yönetimi olarak bizler, bu anlayışı ile hareket ediyoruz. Sonuçta, insan hayatının söz konusu olduğu bir yerde plansız, denetimsiz ve kontrolsüz faaliyetler söz konusu olamaz. Riskleri ve sonuçları öngörerek önlemler almak; hasta ve hekim açısından her kurumun yükümlülüğüdür dedi.
Tıp hukukunun evrensel hukukun, insani değerlerin ve mesleki ilkelerin çerçevesinde gelişmesi gerektiğine işaret eden Rektör Hotar, sözlerini şöyle sürdürdü:
Yargının verdiği kararları ve kurduğu hükümleri de herkesin kabul etmesi zorunluluktur; ancak meslek hatasını, kamuoyunda sistem sorununa dönüştürmek güvensizlik oluşturur. Bu durum toplumda şartlanmayı ve tepkiyi doğurur ki, ortaya çıkan önyargı, baskıyı tetikler. Bu da yine meslek hatasına neden olabilir. Özveriyle çalışan hekimleri, şifa arayan hastaları, adalet peşinde koşan hukukçuları bu kısır döngü içine sokmaya çalışmak doğru değildir. Üniversite olarak bu konuda son derece hassas davrandığımızı özellikle belirtmek isteriz.

Çözüm önerileri sunulacak
Tıp bilimin sürekli geliştiğini kaydeden Kongre Eş Başkanı ve DEÜ Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Refik Korkusuz da, Tıp alanındaki gelişmelerle ortaya çıkan hukuki sorunlara da aynı süratte çözüm önerileri bulmak zorundayız. Bu nedenle, bilim insanları ve uygulamacılar, hukuki ihtilafların çözümüne ve kanun koyucunun düzenlemelerine katkı sağlamak üzere kongre, sempozyum ve panellerde özellikle güncel konuları ele alıp tartışarak çözüm önerileri sunmalıdır ifadesini kullandı.
Kongre Eş Başkanı Prof. Dr. Hakan Hakeri ise 4. Uluslararası Tıp Hukuku Kongresi'nde Afrika, Asya, Avrupa, Orta Doğu ve Türkiye'den katılımcılarla tıp hukukunun klasik, güncel ve yeni konularında sunumların gerçekleştirileceğini belirtti.