Rubato Grubu'nun solistinin 40 yıl hapsi istendi
Rubato grubunun solisti Özer Arkun, kız arkadaşını darp ettiği gerekçesiyle 7 ayrı suçtan 40.5 yıla kadar hapis istemiyle hakim karşısına çıktı. Sanık, müştekinin kendisine ve çocuklarına beddua ettiğini savunarak suçlamaları reddetti.
Müşteki ise sanığın yüzüne defalarca yumruk ve tokat attığını söyleyerek, "Aynada yüzümün halini görünce çığlık attım" dedi. Mahkeme, müşteki avukatının sanığın tutuklanmasına yönelik talebe ilişkin bir karar oluşturmadı.
Rubato grubunun solisti Özer Arkun'nun, eski kız arkadaşı Burcu Y.'yi darp ederek hakaret ve tehditlerde bulunduğu gerekçesiyle 7 ayrı suçtan 40 yıl 6 aya kadar hapis istemiyle yargılanmasına başlandı. Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, tutuksuz sanık Özer Arkun ve taraf avukatları katılırken, talimatla ifadesi alınan müşteki Burcu Y. ise duruşmaya gelmedi.
"Bana ve çocuklarıma hakaret etti"
Duruşmada kimlik tespiti yapılan sanık Özer Arkun, aylık ortalama gelirinin 15 bin lira olduğunu söyledi. Arkun savunmasında, çocuğuyla görüştüğü için müştekinin kendisine surat yaptığını söyleyerek, "Kendisine çocuğumla yapmış olduğum görüşmelerin bu şekilde sorun oluşturmaması gerektiğini, bunun evlendiğimizde daha büyük sorunlar oluşturacağını söyledim. Bana ve çocuklarıma hakaretler etmeye başladı. 'Allah senin de çocuğunun da belasını versin' diyerek beddua okudu. Bunun üzerine ben kendisine evden gitmesini söyledim. Kapıya doğru yöneldim. Kendisi önüme geçti, kapıyı kilitledi. Anahtarı eline alıp üzerime saldırdı. Üzerimdeki tişörtün yakasından tutarak çekiştirmeye başladı. Birbirimize zararımız olmasın diye ellerinden tutarak elinden anahtarı almaya çalıştım. Ben rapor almayı ihmal ettim, rapor almış olsaydım müştekinin boynumdaki tırnak izleri görülecekti" dedi.
'Seni işinden edeceğim' diyerek tehdit etti
Boğuşarak yatak odasına kadar gittiklerini söyleyen Arkun, "Ben elinden anahtarı alıp evden çıkmayı düşünüyordum. Üzerimdeki tişörtü çekiştirmesinden dolayı yırtılmasıyla yere düştü. 'Burnum' diye bağırdı. Her şeyi bırakarak 'ne oldu' diye hamle yaptım. Burnunda kan vardı. Hemen kucaklayıp banyoya götürdüm. Bu arada bana sürekli hakaret etmeye devam ediyordu. Yüzünü gözünü yıkadım, hastaneye gidelim dedim. Üzerimdeki yırtık tişörtle burnuna tampon yaptım. Hastaneye gidene kadar tehdit ve hakaretlerine devam etti. 'Seni polise vereceğim, göreceksin gününü, seni işinden edeceğim' diyerek tehdit etti. Muayenesi tamamladıktan sonra ne olduğunu sordum. 'Yok bir şey, gidelim' dedi. Ben de kendisine 'beni polise şikayet edeceğini söylüyordun, ne oldu' dedim. O da merdivenlerden düştüğünü söylediğini ifade etti" diye konuştu.
Daha sonra birlikte eve gittiklerini anlatan Arkun, "Ben temizlerken beni çektiğini gördüm. İşim bittikten sonra neden beni çektiğini sordum. 'Ben bunları siliyorum zaten, sana yanlışım olmaz' dedi. Olaydan sonra 1 ay boyunca aramızda herhangi bir münakaşa olmadı. İkinci kez çocuğumla görüştüğümde tekrar bana ve çocuğuma beddua okudu. Bu duruma ikinci kez müsaade etmeyeceğimi, kendisiyle bir daha asla evlenmeyeceğimi söyledim. Bunun üzerine beni tehdit edip şantaj yaptı. Kendisinin sürekli işinden olduğunu ve mağduriyetini söylemesi nedeniyle vicdani hareket ederek ve tehditlerinden de baktığım için 6 aylık maaşım olan 40 bin lirayı banka havalesiyle onun hesabına gönderdim. Bu miktarla dalga geçti, çerez parası olduğunu söyledi" dedi.
Suçlamaları reddetti
Müştekinin yüzüne bardak fırlattığı, kendisini yatak odasına kapattığı, telefon ve bilgisayarını alıp kullanmasına engel olduğu şeklindeki iddialarının doğru olmadığını söyleyen Arkun, "Kendisine küfür ettiğim iddiasını da kabul etmiyorum. Bilakis ben sürekli kendisinden hakaret gördüm. Kendisine yumruk atmadım. Burnuna aldığı darbe boğuşma esnasında istemeyerek oluşmuştur" diye konuştu.
Bunun üzerine söz alan sanık avukatı Serkan Toper, "Müştekinin sürekli hakaret eden ve saldırgan davranışları söz konusudur. Müvekkilim de kendisini savunmuştur. Yaralanma kaza sonucu meydana gelmiştir" diyerek müvekkilinin tüm suçlardan beraatine karar verilmesini istedi.
"Kapıyı kilitleyerek dışarı çıkmamı engelledi"
Talimatla Sivas 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ifadesi alınan müşteki Burcu Y. ise, "Olay günü Özer'in çocuğuna evleneceğimizi söylemediğini öğrendim. Bunun üzerine niçin oğluna bu durumu söylemediğini sordum. O da sinirlenerek elindeki su dolu bardağı yüzüme fırlattı. Bardak burnuma isabet etti. Hırkamı alarak evden ayrılmak istedim. Ancak sanık evin kapısını kilitleyerek ve anahtarlarını alarak dışarı çıkmamı engelledi. Telefonu ve bilgisayarımı alarak birilerini aramama engel oldu. Ben yatak odasına girerek kapıyı kilitledim. Sanık pişman olduğunu söyleyip kapıyı açmam için bana yalvardı. Kapıyı açtım, önce bana sarılarak özür dilemek istedi" dedi.
"Yüzümün halini görünce çığlık attım"
Müşteki ifadesinin devamında, "Beni öpmeye çalışması ve onu iteklemem üzerine sağ kolumu bükerek kafama, yüzüme defalarca yumruk ve tokat attı. Kendimde değildim. O sebeple daha fazla ayrıntı hatırlamıyorum ancak odanın her tarafından kan lekeleri görüyordum. Yüzüme bakmak için banyoya geçtim, yüzümün halini görünce çığlık attım. Sanık da havlularla yüzümün kanını durdurmaya çalışıyordu. O esnada bayılmışım. Uyandığımda sanığın yüzüme buz koyarak şişlikleri gidermeye çalıştığını gördüm. Hastaneye gitmek istediğimi söyledim. Şikayetçi olmamam şartıyla hastaneye gitmeye ikna oldu. Hastaneye gittiğimizde doktorlara merdivenlerden yuvarlandığımı söyledim. Çünkü sanıktan korkuyordum. Ardından eve gittik. Etrafı sildiğini ve kan lekelerini temizlediğini gördüm. Video çektim, dosyaya sundum. Olay sonrasında yaklaşık 15 gün sanıkla aynı evde kaldık. Sürekli pişman olduğunu söyleyerek kendini affettirmeye çalışıyordu. Daha sonra pandemi dolayısıyla izin alıp Sivas'a geldik. Bir süre sonra sanık dönünce ben de kendimi rahat hissedip şikayetçi oldum" diyerek şikayetinin devam ettiğini söyledi.
Sanık avukatı tutuklanmasını istedi
Müşteki avukatı Fatih Uzun ise, "Müvekkilimin burada olmamasının nedeni Özer Arkun'dan korkup çekinmesidir. Sanık işlediği suçları örtbas etmeye çalışmaktadır. Dolaylı bir şekilde suçlamayı kabul etmiştir. Sanığın üzerine atılı suçları işlediği sabittir" diyerek sanığın tutuklanmasını istedi.
Mahkeme, 'tutuklama' talebini değerlendirmedi
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanığın tutuklanmasına ilişkin talebe yönelik bir karar oluşturmadı. Sanığın telefonunun dosyaya sunulması halinde bilirkişiye gönderilmesine, mağdur ile aralarındaki tüm yazışma içerikleri, video ve fotoğrafların dosyaya konulmasına hükmederek duruşmayı eksikliklerin giderilmesi için erteledi.
İddianameden
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Burcu Y. ile Özer Arkun'un 2019 yılı temmuz ayından itibaren arkadaş oldukları, 2020 Mart ayında evlilik kararı alıp birlikte yaşamaya başladıkları, 4 Mayıs 2020 tarihinde evlilik meselesi nedeniyle tartıştıkları anlatıldı.
Arkun'un genç kadına sinkaflı küfürler ederek, yüzüne su dolu bardağı fırlattığı belirtildi. Arkun'un dış kapıya yönelen genç kadının dışarı çıkmasını engellediği, bilgisayar ve cep telefonunu alarak genç kadının kullanmasına engel olduğu kaydedildi. Bunun üzerine Burcu Y'nin kendisini yatak odasına kilitlediği, Arkun'un kapı önünde yaklaşık 10-15 dakika özür dilediği anlatıldı. Genç kadının kapıyı açtığı sırada Arkun'un öpmeye çalıştığı ve kendisinden uzaklaşmasını istediğinde ise genç kadına yumruk attığı belirtildi.
İddianamede, olaydan kimseye bahsetmemesi şartıyla Arkun'un genç kadını hastaneye götürdüğü aktarılırken, Özer Arkun'un "nitelikli kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", "silahla kasten yaralama", "tehdit", "şantaj", "hakaret", "nitelikli yağma" ve "basit cinsel saldırı" suçlarından toplamda 19 yıl 3 aydan 40 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması istendi.