Selçuk Yaşar ödülü dördüncü kez sahibini buldu
SELÇUK Yaşar Ödülü'nün bu yılki sahibi Kaliforniya Üniversitesi Riverside Kampüsü Elektrik ve Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mihri Özkan oldu. Sıfır karbon emisyonlu elektrikli arabalar teknolojisi, Lityum iyon pil ve süper kapasitör teknolojileri, temiz enerji teknolojileri ve sürdürülebilir üretim teknolojisi konularında çalışmaları olan Prof. Dr. Özkan, Kaliforniya Üniversitesi'nin 112 yıllık tarihinde 'Mucit Ödülü' alan ilk kadın akademisyen olma gururunu da taşıyor.
Yaşar Üniversitesi ile Selçuk Yaşar Spor ve Eğitim Vakfı iş birliğiyle yeniliği, toplumsal faydayı ve geleceğin Türkiye'sini hedefleyen cesur insanların çalışmalarını kutlamak ve başarılarını tüm Türkiye'ye duyurmak amacıyla hayata geçirilen Selçuk Yaşar Ödülü, bir otelde düzenlenen törenle dördüncü kez sahibini buldu. Selçuk Yaşar Ödülü'nün teması bu yıl, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakabilme amacıyla 'İklim Değişikliği' olarak belirlendi. Bu tema özelinde belirlenen seçici kurulda; Ord. Prof. Dr. Niyazi Serdar Sarıçiftçi, Prof. Dr. Arif Hepbaşlı, Prof. Dr. Begüm Özkaynak ve Prof. Dr. Yurdanur Ünal yer aldı.
ÖDÜL PROF. DR. ÖZKAN'A
Selçuk Yaşar Ödülü'nün bu yıl ki sahibi, sıfır karbon emisyonlu elektrikli arabalar teknolojisi, Lityum iyon pil ve süper kapasitör teknolojileri, temiz enerji teknolojileri ve sürdürülebilir üretim teknolojisi konularında çalışmalar yapan, Kaliforniya Üniversitesi Riverside Kampüsü Elektrik ve Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mihri Özkan oldu. 340'dan fazla yayını, 1 kitabı, 47 kabul edilmiş patenti ve 10 tane aktif patent başvurusu bulunan Prof. Dr. Özkan'a ödülünü Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Ahmet Yiğitbaşı, Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Selçuk Yaşar Spor ve Eğitim Vakfı Başkanı İdil Yiğitbaşı ve Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemali Dinçer takdim etti.
'DAHA YAŞANABİLİR DÜNYA İÇİN İKLİM DENGESİ ŞART'
Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Ahmet Yiğitbaşı ise törende yaptığı konuşmada Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Geleceğe yönelik en büyük yatırım insan yetiştirmektir' sözünden yola çıkarak, bilimin tek rehber olduğuna inanan yeni nesiller yetiştirmeye devam edeceğiz. Selçuk Yaşar Ödülü'nün ilkini 4 yıl önce 'Girişimcilik, yenilikçilik ve inovasyon' temasıyla büyük bir heyecanla gerçekleştirdik. Sonraki yıl, 'Bilim' temasıyla buluştuk. Geçtiğimiz yıl ise 'Dijital Dönüşüm' teması üzerine odaklandık. Bu yıl dördüncüsünü düzenlediğimiz Selçuk Yaşar Ödülü'nün temasını, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakabilme amacıyla 'İklim Değişikliği' olarak belirledik. Hepimizin bildiği gibi, yenilenebilir enerji kaynakları kullanımının artırılması, enerji tasarrufu sağlayacak çeşitli programların uygulanması, sera gazlarının azaltılması, iklim değişikliği önlemlerinden sadece bazıları. Dünyamızı daha yaşanabilir halde tutmanın ilk şartı, iklim dengesini yeniden oluşturmaktan geçiyor dedi.
'İKLİM DEĞİŞİKLİĞİYLE MÜCADELEYE KATKI'
Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemali Dinçer ise Her geçen yıl dünyamızı etkisi altına almaya devam eden iklim değişikliği sebebiyle sıcaklık artışı, deniz seviyelerinin yükselmesi ve biyolojik çeşitlilik kaybı gibi olumsuzluklarla karşı karşıyayız. Yaşar Üniversitesi olarak, iklim değişikliği ile mücadeleye katkıda bulunmak için elimizden geleni yapmaya gayret gösteriyoruz. Bundan sonra da üniversitemiz, sürdürülebilir bir gelecek için çevreye duyarlı, verimli enerji projelerinin geliştirilmesi ve uygulanması konusunda çalışmalarına ve toplumu bilinçlendirmeye devam edecektir ifadelerini kullandı.
'İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN NEGATİF ETKİLERİNİ ÖNLEMEK HALA MÜMKÜN'
Selçuk Yaşar Ödülü'ne değer bulunan Mihri Özkan da Bu yıl iklim değişikliği ve küresel ısınma temasına odaklanan ve bu konunun önemine dikkat çeken Yaşar Üniversitesi ve Yaşar Holding'e teşekkür ederim. Akademik hayatım boyunca 55'den fazla Amerika ve dünya çapında ödüllerle onurlandırıldım. Bu listeye doğmuş olduğum ülke Türkiye'den bir yenisini eklemek benim için ayrı bir değer içermektedir. Maalesef bu konuyu ciddiye almayan ülkeler geleceklerini tehlikeye atıyor ve yok olmanın temellerini kuruyorlar. Fakat bu negatif etkenleri önlemek bence hala mümkün. Çimento, demir-çelik ve kimya endüstrisi, kömür santrallerinde karbon yakalama teknolojileri uygulamaları hayata geçirilmeli, ulaşımın sıfır emisyonlu elektrik gücüne dönüştürülmesi, tarım ve hayvancılığın düşük emisyonlu yenilikçi yöntem uygulamalarına geçiş yapması, elektrik üretiminin yüzde yüz yenilenebilir elektriğe dönüştürülmesi çözüme yönelik uygulamalardır. Bunları yapmak için gereken teknoloji ve malzemeler günümüzde mevcut dedi.
20 YILDIR Lİ-İON BATARYA ÜZERİNDE ÇALIŞIYORLAR
Mühendis bilim insanı olarak rollerinden birini, küresel enerji geçişinde bir köprü rolünü almak, sebep-sonuç-çözüm üçgeninde iyi tasarlanmış olan teknolojik yöntemleri geliştirmek ve uygulamaya koymak olarak tanımlayan Prof. Dr. Özkan, sözlerini şöyle sürdürdü: Türkiye'nin stratejik coğrafik konumuyla Asya ve Avrupa arasında bir köprü olması küresel tedarik zinciri olarak yeni imkanlar doğuruyor. 2030 yılına kadar küresel elektrik depolama sistemlerine ihtiyacın 15 kat artacağı ön görülürken ve elektrikli araç satışlarında artışın yüzde 30'u geçeceği beklenirken, bu yeni geçişte çok miktarda bataryaya ihtiyaç duyulacak. Bu nedenle ekip olarak, Kaliforniya Üniversitesi'nde yaklaşık 20 yıldır Li-ion batarya teknolojileri üzerinde yoğunlaştık. Çalışmalarımız yaklaşık 45 kabul edilmiş Li-ion batarya patenti ve 9 tane halen devam eden patent başvurumuzla sonuçlandı. Yerli ve yabancı yatırımcılarla görüşmelerimiz devam ediyor.