Türkiye'nin Romanya'daki sosyal elçisi: TİAD
Manşet Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Hasan Çölmekçi, Romanya'da 1993 yılında kurulan Türk İşadamları Derneği Başkanı Ufuk Tandoğan ile Bükreş'te röportaj yaptı. İşte o söyleşi...
Romanya’da kendini ispatlamış ve iki ülke arasında köprü vazifesi gören bir dernek var. Bu dernek hem Romanya’da hem de Türkiye’de kabul görmüş bir oluşum. İşte 30 yıl önce kurulan bu Derneğin adı Romanya Türk İşadamları Derneği. Kısa adı TİAD olan derneğin yönetim kurulu yenilendi. Görevi Ufuk Tandoğan ve ekibi devraldı. Başkan Tandoğan, Manşet Türkiye’ye hem dernek hakkında, hem de Romanya’daki Türk toplumuyla ilgili bilgiler verdi.
* Öncelikle kendinizi tanıtabilir misiniz… Ufuk Tandoğan kimdir? Ne işle meşguldür, Romanya'ya neden geldi?
* İktisat Fakültesi mezunuyum. 1988 yılından 2021 ortasına kadar Garanti Bankası'nda çalıştım. Çok değişik görevlerde bulundum. Şube müdürlüğü, kurumsal şube müdürlüğü, bölge müdürlüğü en son Kurumsal ve Ticari kredilerin başındaydım. 2012'de de Romanya'ya geldim. Romanya'da Garanti Bankası'nın bir bankası, leasing şirketi ve tüketici finansman şirketi var. Bankanın burada yurt çapına yayılmış 80 şubesi var. Garanti Bankası'nın buradaki ülke müdürüydüm. 2021 yıl Temmuz ayına kadar bankanın hem genel müdürü, hem de yönetim kurulu üyesiydim. Leasing ve tüketici finansman sirketinin ise yönetim kurulu başkanıydım. Kendi isteğimle emekli oldum. Sonrasında Romanya'da kalmaya devam ettim. Burada çok iyi dostluklarımız, iyi bir çevremiz var. Türk toplumu çok etkin Romanya'da. Romanya rahat, çok barışçıl, huzurlu bir ülke. Yabancılara karşı bir düşmanlık yok, sevecenlik var. Hatta özellikle Türklere karşı daha da fazla. Dini, milli ve etnik bakışları yok. Çok cezbeden tarafları var.
Bu arada bankadan ayrıldıktan sonra bir sürü iş teklifi geldi. İşte herkes şunu yapalım, bunu yapalım. Benim açıkçası çok da niyetim yoktu böyle bir şeylere. Sonra emekliliğimi yaşayıp biraz keyif yapayım istiyordum.
Benim çok sevgili bir dostum var, 40 yıldır burada. Üniversiteyi, tıp fakültesini burada okumuş, burada evlenmiş. Büyük iş adamlarımızdan birisi. Ağırlıklı işi otomotiv. 9 markanın distribütörlüğünü yapıyor. Konut işleri var.
Finans şirketi de var. Onun yönlendirmesi, hatta biraz da zorlamasıyla diyelim buraya katıldım. Ben şu an yüzde 24 hissedarım.
* Kredileri mi yönlendiriyorsunuz burada. Nedir yaptığınız iş?
Ben yönetim kurulu başkanıyım. Şirketin bütün aktivitelerinden sorumluyum ama günlük işlerine pek katılmıyorum. Mevduat toplama yetkisi olmayan bir banka gibi düşünün. Bir bankanın verdiği bütün krediler, leasing de var, bizim portföyümüz içinde. Yatırım kredisi veya işletme kredisi veriyoruz. Dolayısıyla benim de mesleki alanıma bire bir bire bir uyan bir yapı.
* Türkiye ile bağlantınız sürüyor mu?
Türkiye’de de iki büyük şirketin yönetim kurulu üyesiyim. Dolayısıyla Türkiye'yle de bağım kopmuş değil. Zaten İstanbul'daki evim duruyor. Ayın en az bir haftasını mutlaka İstanbul'da geçiriyoruz. İki üç hafta Bükreş, bir iki hafta İstanbul öyle gidiyor.
* Peki şimdi Romanya Türk İşadamları Derneği (TİAD) başkanısınız. Kısa süre önce seçildiniz. Yöneticilik tamam ama, dernekçilik apayrı bir olay değil mi?
Açıkçası benim hiç böyle bir düşüncem, hedefim, böyle bir kariyer planım hiç ama hiç yoktu. Hiç düşündüğüm bir şey değildi. Türk İşadamları Derneği'nin tüzüğüne göre bir başkanın en fazla iki dönem seçilme hakkı var. 2’şer yıldan 4 yıl. Eski başkanın görev süresi doldu. Çok da başarılı bir arkadaşımızdı. Süresi dolduğu için mutlaka yeni bir yönetimin seçilmesi gerekiyordu. Onun için de 5-6 ay önceden başlayıp beni zorladılar. Ben çok taraftar değildim ama artık öyle bir noktaya geldi ki görevden kaçamaz duruma geldik.
* TİAD’ın ne kadar üyesi var? Genelde hangi sektördeler? Ayrıca TİAD ne amaçla kurulmuş?
TİAD 1993'te kurulmuş. Esasında buradaki rejim değişikliği 1989 yılı sonunda oldu. Yani rejim değişikliğinden üç yıl sonra kurulmuş.
Demir perde ülkesi olmaktan çıkınca Türk işadamları buraya geliyor. İş yaparken bazı sorunlarla karşılaşıyorlar. Ve bu derneği kuruyorlar. 30 yıllık bir geçmişi var. Çok da etkili bir dernek. Türk işadamları derneği olmasına rağmen buradaki Türk toplumunun en büyük sivil toplum örgütü. Farkli alanlarda sosyal sorumluluk projelerimiz var. Tiad Romanya da yasayan Turk Toplumu icin acik bir kapi ,Türkiye'ye gitmeye yol parası olmayan da arar, hastası olan da arar.
* Romanya'daki yöneticilerin, hükümet veya devlet diyelim, onların da sizi ciddiye aldığını görüyorum.
Tabii tabii. Biz Türk İşadamları Derneği olarak Türk Büyükelçiliği ile çok yakın çalışıyoruz. Rumen devletiyle de çok yakın köklü ilişkilerimiz var. Bunu daha net anlaşılması için şöyle bir somut örnek verebilirim. 6 Şubat depreminde Romanya hükümeti Türkiye'ye yaptığı maddi yardımı TİAD hesabına yaptı. Yani bu çok güvenilir ve ciddi akreditasyonu olan, Rumen makamları nezdinde güvenilirliği olan, iyi ilişkileri olan bir dernek.
Romanya'da aşağı yukarı 10 milyar dolar civarında bir Türk yatırımı var. Bunların bazıları direkt, bazıları endirekt. Kayıtlarda bu rakamı göremiyorsunuz. Çünkü birçok şirket vergi avantajı nedeniyle Hollanda'da üzerinden Romanya yatırımını yapmış. TİAD olarak bu sermayenin yüzde 95'ini biz temsil ediyoruz. Şu an 140 üyemiz var. Sektör, sektör gidersek en büyük sektörlerden birisi şu an otomotiv.
Romanya'da iki tane çok büyük otomotiv fabrikası var. Bir tanesi Dacia, diğeri Ford. Dacia zaten Rumen markası, komünist dönemde kurulmuş. Ford da öyle. Çavuşesku döneminde kurulmuş. Ford'un en büyük fabrikalarından birisi, iki sene önce onu Türkiye Ford Otosan satın aldı. Dacia, Renault tarafından alındı. Renault’un da Türkiye'deki büyük bir fabrikası var biliyorsunuz. Bu yüzden çok sayıda yan sanayi buraya gelmiş durumda. Çünkü Ford Otosan ve Renault, Türkiye'de memnun kaldığı firmaları buraya taşımış. Türkiye’den 12-13 tane büyük otomotiv yan sanayi şirketimiz var.
Romanya'nın en büyük beyaz eşya üreticisi Arctic S.A, 2002 yılında Arçelik tarafından satın alındı. İki tane çok büyük fabrikası var. Bir tanesi çamaşır makinası, bir tanesi bulaşık makinesi. Yanlış hatırlamıyorsam Arçelik'in yurtdışındaki en büyük fabrikaları bunlar. Arçelik ile birlikte ile buraya gelen yan sanayi var.
Finans sektöründe iki bankamız var. Garanti Bankası ve Hüsnü Özyeğin’in sahibi olduğu Credit Europe.
Ağaç işlerinde bizim iki büyük firmamız var. Bir de küçük firmalarımız da var. Bir tanesi Kastamonu Entegre diğeri ise Yıldız Entegre. Türkiye'nin en büyüklerinden. Yine Şişecam’in otomobil camı üreten çok büyük fabrikası var burada.
Gıda sektöründe Eti’nin devasa bir fabrikası var. İc piyasanın yanısıra, yurt dışına ihracat için buradalar.
* Yani burayı yatırım üssü olarak seçmelerinin nedeni Avrupa kapılarını açmak mı?
Çünkü burada üretilen ürün Avrupa Birligi ssınırları içinde üretiliyor. Dolayısıyla Avrupa Ulkelerine ihracat daha kolay. Tabi birçok şirket burada iç piyasaya da çalışmakla birlikte ihracat yapıyor. Ülker'in burada büyük bir fabrikası var. Dolayısıyla bunun yanında irili ufaklı gıdada başka şirketlerimiz de var. Hemen hemen her sektörde biz burada varğz.
* Türkler Romanya ekonomisinde söz sahibi diyebilir miyiz?
Tabi yine alışveriş merkezleri var. Hüsnü Özyeğin’in Bükreş'te iki büyük AVM’si bulunuyor. Bunlar bayağı büyük alışveriş merkezleri. Sonra perakende sektöründe çok etkiniz. Aklınıza gelebilecek Türkiye'deki perakendecilerin, özellikle hazır giyim üzerine hepsi burada. LC Waikiki 'nin 46 mağazası ve 130 milyon euroyu aşan cirosu var. Koton, Damat, Altınyıldız, Kiğılı, Penti var. Ev tekstilinde English Home'un magazaları bulunuyor.
Türkiye'deki firmaların yatırımları dışında, bir de ikinci grup var ki yıllar önce Türkiye'den buraya şahıs olarak gelmiş, burada büyümüş, burada kendi işletmesini kurmuş, belli bir noktaya gelmişve bugün Romanya'nın önemli firmalari olan çok yetenekli ve basarılı arkadaşlar var. Türk yatırımcısının olmadığı bir sektör burada yok.
* Peki bu yatırımcılarımıza burada en çok zorlayan konu nedir? Çalışan ücretlerinin yüksek olması mı, iş gücü azlığı mı? Nedir sizce.
Romanya'nın bir sürü avantajı var. Dezavantaj olarak Romanya'da. Bir tanesi bürokrasi nispeten yavaş işler. İkincisi iş gücü. Üçüncüsü de Romanya'da halen demiryolu ve otoyolunda altyapı eksikliği var. Bunlar şu an için güncel sıkıntılar. Ama geçmişte farklı sıkıntılar varmış, bugün çözülmüş. Kurallar ve kaideler işliyor. Zaten genel olarak baktığımızda suç oranının çok düşük olduğu bir ülke Romanya.
Sokakta dilenci pek göremezsiniz işte. Para isteyen, araba, camı silen sokak satıcısı pek göremezsiniz. Konudan konuya geçiyoruz ama 2012'den sonra çok ciddi değişiklikler oldu. Ben bunu yaşayarak şahit oldum. Ne zamanki Avrupa Birliği'ne girmek için aday ülke oldu, o zaman ciddi bir değişim yaşandı. Hızlı bir büyüme ve refah artış dönemi geldi. Geçen seneki milli gelir 290 milyar ureo. Kişi başı milli gelir de 16 bin euro civarında.
* Daha önce bahsettiginiz alanlar dışında Türk firmaları ve genel olarak hangi sektörler öne çıkıyor?
Alt yapının eksikliğinden bahsettim. Şu an ciddi bir altyapı seferberliği var Romanya'da. Şu an Türk firmalar yapıyor. Aklınıza gelen en büyük altyapı firmalarının hepsi burada çok büyük işler aldılar. Makyol, Nurol, Mapa, Cengiz, Alarko, Ozaltin ,Gülermak, Yapi Merkezi
Medyada da Aydın Doğan'ın burada sahibi olduğu, Kanal D televizyonu var. 2 ayrı kanalı var. Buranın ikinci büyük izlenmesine sahip. Rumence yayın yapıyor.
Bir de turizm tarafı var. Mesela 2022 sonunda 800 bin kişi Romanya'dan Türkiye'ye giden ziyaretçi var. 19 milyon nüfus içinde 800 bin çok iyi bir rakam.
Biz bu sene esasta 1 milyona ulaşmayı bekliyorduk ama maalesef ulaşamayacak. Çünkü Türkiye'de otel fiyatları falan çok arttı.
Enerjide Avrupa'daki en büyük yeterliliğe sahip ülkelerden birisi. Doğalgazda yüzde 80'lerde, petrolde yüzde 50'lerde bir yeterlilik var Romanya'nın. Bir de tabii Romanya tarım ülkesi. Ciddi bir tarım var. Çok büyük ölçekte tarım işletmeleri var. Burada öyle işletmeler var ki 50 bin hektar, 55 bin hektar, 20 bin hektar, 30 bin hektar üzerinde tarım yapıyorlar. Mısırda Avrupa'nın zaten en büyük üreticisi. Buğday, arpa, yulaf, kanola. Bu tarz ürünlerde bayağı ciddi bir potansiyel var.
Yüzde yetmişi çok iyi bir tarımsal alan. Yüzde otuzu da çok iyi bir orman. Dolayısıyla ciddi anlamda bir ağaç işleri sektörü de var. Avantajları konuşuyorduk esas temel avantaj bence burada üretilen ürün. Üretilen ürün Avrupa Birliği sınırları içerisinde üretilmiş oluyor. Göreceli olarak ücretler artmakla birlikte Almanya'ya, İngiltere'ye, Fransa'ya, büyük Avrupa ülkelerine göre daha ucuz. Bir de Rumen halkında ciddi bir yabancı dil isteği ve yeteneği var. abancı dil bilmeyen ben hiç kimse görmedim. İngilizce, Arapça, İngilizce, İtalyanca hatta İspanyolca’yı, Fransızca’yı birçok insan bilir.
* TİAD olarak neler yapıyorsunuz?
Bir kere işadamlarımızın pratikte karşılaştıkları sorunlarla ilgili çalışma grupları kuruyoruz, çözüm üretiyoruz. Gerekirse Rumen makamları nezdinde lobi çalışması yapıyoruz, dile getiriyoruz. Bizim orada dikkat ettiğimiz üyemizin konusunda haklı olması, yaptığı işin etik ve yasalara uygun olması. Orada bir haksızlık varsa veya çözülmesi gereken bir şey varsa biz liderlik ediyoruz. Türkiye'den gelen yeni yatırımcılara danışmanlık yapıyoruz. Hem onların iletişim kurmaları gereken noktalarda gerekli desteği veriyoruz. Yine işadamlarımıza yönelik eğitici faaliyetlerimiz oluyor. Yeni çıkan yönerge veya karmaşık bir şey varsa onlarla ilgili toplantılar düzenliyoruz, bilgi veriyoruz. Ekonomiyle ilgili zaman zaman toplantılar, paneller yapıyoruz.
Türk toplumunun lideri bir derneğiz. Her sene 29 Ekim'i büyük bir coşkuyla kutlarız. Bu sene de yaptık. Çok büyük bir gala yaptık. Bütün milli bayramlarımıza da biz öncülük ederiz. Türk toplumunun ihtiyaçları olursa onlara yönelik çalışmalarımız olur. Buradaki Türk hanımlara yönelik bir girişimcilik kursu açtık. Dil kursları açıyoruz.
Mustafa Kemal Koleji var. Rumen-Türk devletinin ortak projesi bir lise. Onun bütün ihtiyaçlarına yönelik çalışmalar yaptık. Böyle sosyal sorumluluk projelerimiz de var.
* Yani anladığım kadarıyla çok kurumsal bir yapıya sahipsiniz. Hem iki devlette ağırlığı olan bunun yanında da Türk toplumunun lideri pozisyonunda bir dernek burası.
Evet evet aynen ve tamamen apolitik. Bu işleri yaparken de belli prensiplerimiz var. Biz diyoruz ki biz apolitik bir kurumuz. Hiçbir siyasi angajmanımız yok olamaz da. Çünkü üyelerimiz her düşünceden insanlar. Bizim hiçbir ayrımcılığımız yok. Bu bölgesel olabilir, etnik olabilir. Dolayısıyla biz Türk vatandaşı olan herkese eşit bakan, eşit kıymet veren, prensipleri de bu olan bir yapıyız. Ana hassasiyetimiz Türkiye'nin kurucu değerlerine saygı. Biz hiçbir zaman radikal yapılara nereden olursa olsun kapılarımızı açmayız, içimizde barındırmayız.
Bu prensipleri her zaman koruyacağız. Yani Türk devletinin kurucu yapısına sadakat, apolitik olma, ayrımcılık yapmama. Bunlar bizim her zaman prensiplerimiz olacak. Günün koşulları, o günün dinamikleri, yeni çalışma biçimleri gerektiriyorsa tabii ki ona da uyacağız. Amacımız burada Türk yatırımcısının sıkıntılarını hafifletmek, onlara yol göstermek, karşılıklı ticaretin artmasına katkıdır.
* Benim gözlemlediğim şu 12.5 yıldır buradasınız ve bu toplumu benimsemişsiniz. Tabii ki onlar da sizi. Ekonomiyi, finansı bilen birisiniz. Yani iki toplum ilişkilerini kolaylaştıracak bir yönetici. Bu da bir şans olabilir.
Çok da iyi bir ekibimiz var. Hem çok değerli profesyonel arkadaşlarımız var, hem de Türkiye’nin her bölgesinden değerli iş adamlarımız var. İşadamlarımızın yanı sıra profesyonel yöneticilerimiz var. Böyle bir yapı.
* Bir de kitap yazmışsınız. Rumence kitabınız Romanya’da gezilecek görülecek istisnai bölgeleri kapsıyor gibi. Nereden aklınıza geldi böyle fotoğraflarla süslü bir kitap yazmak?
Bu kitap benim şahsi bir hobim. 5 sene oluyor yazalı. Bu size verdiğim ikinci baskısı. Bulunduğum, yaşadığım çevreye bir katma değer yaratayım istedim. Kalıcı bir şey olsun istedim. Bütün fotoğrafları ben çektim. Bu kitabın şöyle değerli tarafı var. Bu Romanya'da, Romanya'nın turizm potansiyeli ile ilgili bir yabancı tarafından yazılmış ilk kitap. Tabii kitabı hazırlarken özellikle şuna dikkat ettim. Romanya'da çok bilinen turistik yerler var. Bilinen popüler yerleri değil de az bilinen ve hak ettigi ilgiyi görmeyen yerleri tanıtmak istedim. Bunda da başarılı oldum. Ülkenin her bölgesinden görülmesi gereken 15 çok güzel yere kitabımda yer verdim ve okuyucuya tanıtmaya çalıştım. Özellikle bilinen yerleri, isteyerek kitaba dahil etmedim. Daha çok rehberlerin bile az bildiği, tanıtılması gereken yerlere ağırlık verdim. Bir de kitap üç ayrı dilde yayınlandı: Türkçe, Rumence ve İngilizce.