Yangında puan alma peşine düşenler
Sanayici-yazar Tahsin Güzel, Türkiye'yi yasa boğan, 7'den 70'e herkesin lanetlediği orman yangınlarıyla ilgili bazı siyasilerin kışkırtıcı tutumunu kaleme aldı. İşte o yazı:
YANGINDA PUAN ALMA PEŞİNE DÜŞENLERE YUH OLSUN
Ülkemiz üzerinde adı konmayan kirli oyunlar oynanıyor…
Devleti idare edenler umarım bu oyunların farkındadır.
Halkımız da uyanık olmalı, oyuna gelmemeli, kuru gürültülere de pabuç bırakmamalı.
Erken seçim tutmadı! Entrika ve tezgahları yutmadı, boş laflara bakmadı, ama oyun içinde oyunlara devam ediliyor.
40 ayrı yer ve 180 cephede yangınla mücadele ettik. Burdur, Aydın Çine, Bodrum’da ve bugün de İzmir Urla’da başlayan yangınlar sürüyor. Sürecek gibi de çünkü birileri düğmeye bastı…
Ciğerlerimiz yanarken dahi bazı CHP’liler ve sözde kanaat önderleri ’puan alma ve hükümeti kötüleme’ adına akıl izan dışı söylemlerde bulunuyor, bazı provokatörler de halkı tahrik etmeye çalışıyor.
Gezi olaylarında ülkeyi kaosa sürüklemek için eylem yapan ve destek veren sözde aydın, entel-dantel, ilim, bilim adamı ve sanatçıların da bu koroya katılarak sosyal medya aracılığıyla ateşe benzin dökmeye çalışmaları dikkatten kaçmıyor.
Halkın büyük bölümü bu oyuna gelmese de toplum içinde huzursuzluk yaratıyor.
Bu sözde vatan sevdalıları ve söz konusu siyasetçilerin; terör partisi HDP’nin sözcüsü Hasip Kaplan ve Sakık’ın “Ateşin Çocukları” dedikleri piçler ile ilgili attıkları tweet ve açıklamalarına sessiz kalmaları ülkeye en büyük kötülüktür.
Bu yapılan siyaset değil provokasyondur, rezilliktir.
“Dağda kimse kalmazsa şehirlerde evlerinizi kat, yat ve ormanlarınızı yakarız” diye mesaj veren şerefsizlere sessiz kalan bu zümrelerin dertlerinin yanan ormanlar filan olmadığı bir gerçektir.
Bunların derdi R. Tayip Erdoğan’dır, bunun başka bir izahı da yoktur.
40 ayrı yerde ve aynı anda yangın başlayacak, bu yangın mahalli idarelerin sınırları içinde olacak, imar düzenlemeleri belediye meclislerinde yapılacak, yanan yerlerin çoğunda CHP’li belediyeler iş başında olacak…
Yangına devlet tüm imkanlarını nefer edecek, hal böyleyken sadrazamlar çıkacak sosyal medya aracılığıyla ülke genelinde kaos yaratmak ve halkı kamplara bölmek adına olur olmaz beyanlarda bulunacak, utanmadan “hükümet rant için yangına müdahale etmiyor” diyecekler!
Ormanların bir çoğunu yakanlar; o her evden bir oy diyerek TBMM’ye taşıdıkları ve borazancılığını yaptıkları terör sözcüsü ve temsilcisi HDP’nin gençlik yapılanması dediği ‘ateşin piçleri’dir.
Hasip Kaplan ve soysuz Sakık’ın “Bodrum’da, Antalya’da katlarınızı, yatlarınızı, İzmir’de ormanlarınızı yakarız” tweetlerini görmezden gelip gıkları çıkmıyor!
Bugün hükümeti kötüleme adına canla başla çalışan kadroların şevkini kırıyorlar. Provokatörleri de yangın mahallerinde boy gösteriyor.
Bu çirkin olaylar, oyunun aktörü olan siyasetçileri -bırakın iktidar yapmayı- bir elli sene daha iktidar yapmaz..
Mesele Erdoğan değil yanan ciğerlerimiz, devletin itibarı ve orada canla başla mücadele eden kahramanlarımızın moral ve motivasyonları.
Türkiye’de nüfus artsa da yüz ölçümünde bir değişiklik mi oldu acaba? Bu ülke dün de 780 bin kilometrekare idi bugün de 780 bin kilometrekaredir.
Dün her tür araç gereç vardı da bugün mü yok oldu?
Dün kırk yerde aynı anda yangın çıkmıyordu ve bu kadar da hain yoktu.
Terör temsilci ve sözcüleri devletin şah damarına kadar girdi.
Bugün eksiklerimiz olsa da geçmişle kıyas edilmeyecek kadar ekipman vardır. 180 cephede yangına müdahale ediliyor.
THK, ağaların paşaların saltanat sürdürdüğü arpalıktı.. Yönetimi ele geçiren yedi sülalesiyle idare ediyordu.. O güzel kurumu yediler, bitirdiler tefecinin eline düşmüş tüccar konumuna getirdiler.
Yediler ama yenilemediler.
Bu konuda hükümetin eksiklerini eleştirelim, THK’yi bu hale getirenlere hesabını soralım.. Ama bu zaman o zaman değil.
Uyanık olmalı, halk olarak kenetlenmeli, kirli oyunlar bozulmalı.
İktidar kim olursa olsun bugün yaşadığımız felaketten ders çıkarmalı.
Öncelikle yapılması gereken her ilde orman bölge müdürlüğü ve belediyelerin işbirliğiyle yangın söndürme ekip ve ekipmanları ortaklaşa oluşturulmalı, uçak ve helikopter filoları genişletilmelidir.
Politikacıların işi; yaşanan felaketlerden ders çıkartmak, eksikleri gidermek, gerekli tedbirleri almaktır, Şov yapmak, sosyal medya aracılığıyla artistlik yapmak değildir.
Yaşadığımız bu felakette gördüğüm CHP’liler sadece Tayip Erdoğan’a değil devlete düşmanlık yapmaktadır.
Dervişin fikri neyse zikri o olurmuş derler ya.. Örnek mi? Antalya Belediye Başkanı Muhittin Böcek, sahne arkasında hükümetle iş birliği yapıp teşekkür ederken, sahne önünde başka dil kullanması… Bu zihniyetlerin amaçları üzüm yemek değil, bağcıyı dövmektir.
Bir başka örnek de söz konusu beyzadeler bayram tatilinde denizlerde keyif çatarken 68 yaşındaki sayın Cumhurbaşkanı, 43 derece sıcakta takım elbiseyle Kıbrıs’ta cesaretle adım attı.
Dünyaya verdiği mesajı göz ardı edilerek, yorgunluktan olacak ki bayram mesajı esnasında bir saniyelik yaşadığı olaydan dolayı puan almaya çalışmışlardır.
Aslında dediğim gibi mesele Erdoğan değil, Türkiye…
Sözde o BM, Kıbrıs’ta Türkler yok edilirken, Bosna Hersek ve Karabağ’da katliam yapılırken de vardı. Akdeniz, Yunan gölü haline getirilirken, Ege adaları silahla donatılırken neden sesi çıkmıyordu.
Bu ülkenin kaderini değiştirecek mekanizma siyaset kurumudur.
Siyasilerin bağnaz tutumunun faturasını millet ve devlet ödemektedir.
Yıllarca iktidar ve muhalefet kavgasından toplumun psikolojisi bozulmuştur.
Milli konularda bari aynı dili konuşun.
Geçmişte Kaddafi uçak lastiği ve benzin vermese Kıbrıs’a müdahale imkanı dahi yoktu. En küçük doğal afette tuz-şeker kuyruğu oluşurdu.
Bugün devlet yaşlısına, hastasına para veriyor.
Devlet mağdurlara yardım ediyor.
Dün en küçük bir felakette, memurlara dahi maaş ödeneyemiyordu.
“Z kuşak-B kuşak” bunu bilmese de 40 yaşın üstünde olan sağduyu sahibi insanlar biliyor.
Bir zamanlar hükümet, 1 milyon dolar borç bulunca kokteyller veriyordu.. Tefecinin eline düşmüş müflis tüccar konumunda idi.
Bugün devlet 7 cephede mücadele ediyor, savaşıyor.
İktidar ve muhalefetin işi, daha iyisini daha güzelini yapmak için çalışmak, milli konularda aynı dili konuşmaktır.
Kayıkçı kavgası yapmak, halkı kışkırtmak, kamplara bölmek, provokatörleri sokaklara salmak değildir.