Dikkat dikkat... Konkordato
Dedikoducular yine iş başında. Ortaya atılan balon hikayeler kulaktan kulağa yayılarak algı oluşturuyor. Korku korkuyu tetikliyor. Negatif algı tüm mal ve para piyasalarını olumsuz etkilemeye başlıyor. En sonunda siz ne kadar piyasalara doping yapar, ne kadar teşvik verirseniz verin piyasalarda kan kaybı başlıyor. Hiç ummadığınız atlardan, katlardan, gazete manşetlerinden inmeyen iş insanlarıkonkordato ilan etmeye başladılar. Peki konkordato süreci başladığında yaşam şekilleri değişiyor mu ? Hayır…İşte bu nedenle konkordato kurumu halk arasında yanlış anlaşılmalara, yorumlara yol açmaya başladı.
Konuyu Doçent Dr. Av Özge Ayan’a sordum ve sizler, bizler için çok önemli bilgiler edindim. Lütfen Doç. Dr. Av Özge Ayan’ın konu hakkındaki açıklamalarını sonuna kadar okuyun. Belki size, eşinize dostunuza faydası olacaktır;
BORCA BATIK ŞİRKETLER
Konkordato, hukuk sistemimizde uzun yıllardan beri var olan bir kurumdur. Ancak borca batık şirketlerin başvurduğu iflas ertelemelerinin ortadan kaldırılması ve 15.03.2018 tarihli 7101 sayılı kanunda getirilen konkordato başvurusunun ve tasdikinin daha kolaylaştırıcı ve çözüm almaya yönelik düzenlemeleri ile birlikte “konkordato başvuruları” çok daha yoğun olarak tekrar gündeme gelmiştir.
İflas öncesi bir çözüm yolu, adeta bir son şans olarak tanımlanabilecek konkordatonun sadece şirketlere değil, tacir olsun olmasın borçlarını ödeme güçlüğü çeken herkesin yararlanabilmesine sunulması kurumun etki alanının ve yararlanabilecek kişi sayısını artırmıştır.
PİYASAYI DARALTMAZ
İflas edilmesi halinde, özellikle teminatsız (ipoteksiz, rehinsiz) alacaklıların, alacağına kavuşamamaları veya çok çok az bir miktarına razı olmak zorunda kaldıkları bir gerçektir. Konkordato sayesinde anlaşma yapılması halinde bu alacaklılar, alacaklarının çok daha büyük bir oranına kavuşacaklardır. Yine iflas halinde olduğu gibi ticari işletmeler kapanmayacak, gerek işçiler gerek devlet bu işletmeden katkı değer elde etmeye devam edecektir. Bu süreçte kötü niyetli olan veya alacaklılarını ikna edemeyen kişiler se en azından tüm şanslarını denedikten sonra ticari hayattan çekileceklerdir. Birkaç kötü niyetli firma yüzünden konkordato kurumunun kötülenmesi, piyasayı daralttığının söylenmesi doğru değildir.
Bilindiği gibi yıkmak kolay yapmak zordur. Hatta Mehmet Akif Ersoy’un şiirinde söylediği gibi:
“Hadi gel yıkalım şu Süleymaniye’yi desen
İki kazma kürek, iki de ırgat gerek,
Ancak hadi gel yapalım geri şunu desen;
Bir Sinan gerek bir de Süleyman gerek.”
Bu nedenle mali bakımdan zor durumda olan, borçlarını ödeyemeyen şirket ve kişilere, tezgahlarının devamını sağlamak, ticaretlerini sürdürmeleri imkanını vermek ve alacaklılarıyla el sıkışma imkanı tanıyan bu kurumun desteklenmesi gerektiği kanaatindeyiz.
Kaynak: Ayşem Kalyoncu Blog