VİVAMAYR DİYETİ NE KADAR ZOR OLABİLİR Ki?
Özellikle ilk gün gerçekten zor. Akşam çok acıkıyorsunuz, başınıza ağrılar giriyor. Uyumakta oldukça zorlanıyorsunuz.
İkinci gün sinirleriniz bozulmaya başlıyor. Hani ‘açken ben, ben değilim’ durumları ortaya çıkıyor.
3. günün sabahı ise biraz halsiz ama rahat bir mide ile daha erken uyandım.
4. günden itibaren ise vücudum duruma ve az yemeğe adapte olduğundan hiç sıkıntı çekmedim.
Kendimi sürekli yorgun ve halsiz hissederken 5. günümde son derece enerjik uyanmaya başladım. Midemde ki her türlü şişkinlik, rahatsızlık ve gaz sıkıntıları kendini büyük bir dinginliğe bıraktı.
Defalarca diyetisyen kapılarını aşındırmama rağmen bir türlü veremediğim 5 kilonun dönüşte kaç kilosu gidecek ben de merak ediyorum.
Anlayacağınız daha sağlıklı, ince ve enerjik bir insan olma yolunda ilk adımımı buraya gelip kendimi şımartarak atmış oldum.
VivaMayr felsefesine göre, bağırsaklarınızı temiz ve sağlıklı tuttuğunuz, karaciğerinizi, böbreğinizi yormadığınız sürece hem kilo almıyor, hem de yaşam kalitenizi yükseltiyorsunuz.
VIVAMAYR KÜRÜ
İlk gün yapılan kan, idrar ve kas testinden çıkan sonuçlara dayanarak doktorunuzun size özel hazırladığı, bağırsakları, karaciğeri ve böbreği temizlemek, sağlığına kavuşturmak adına hazırlanan meşhur Mayr kürüne başlıyorsunuz.
Günlük ritmi sizlere şöyle özetleyeyim.
Sabahın ilk ışıklarıyla Alp Dağları’ndan gelen Epsom tuzlu suyu içiyorsunuz. Bu suyu her akşam odanıza çekilirken sabah gözünüzü açar açmaz içmeniz için toplu oturma alanındaki masanın üzerinde hazır ediyorlar.
İçtikten birkaç dakika geçmeden kendinizi tuvalette buluyorsunuz. Ardından ismi “Base Powder” olan, klinik tarafından hazırlanmış magnezyum sülfat karışımı tozu bir bardak suya karıştırarak içiyorsunuz.
Test sonuçlarınıza göre verilen farklı takviyeleri de içtikten sonra, yarım saat ara veriyor ve kahvaltınızı yapıyorsunuz. Kahvaltıda kesinlikle çay, kahve beklemeyin, hatta su bile içilmiyor.
Yine de çok şükür ki bu detoks merkezinde en sağlam öğün kahvaltı. Öğlen ve akşam yemekleri çok daha hafif .
Akşam hissedilen açlığa ve halsizliğe rağmen, aslında göbeğiniz sandığınız bölgenin her gün incelmeye başladığını görünce daha da gaza geliyorsunuz.
Birkaç gün sonra ise enerji seviyeniz yükseliyor. Ve de gelsin mutluluk!
Doğru besinleri, doğru saatlerde alır, her lokmanızı en az 40 kere çiğner, küçük küçük lokmalar ağzımıza atarsanız, midenizin size farklı lisanda yanıt verdiğini açıkça görebiliyorsunuz.
Örneğin çiğ yediğim besinlerin midemi ne kadar yorduğunu, hayatımdan bir süreliğine de olsa uzak tutmam gerektiğini burada öğrenmiş oldum. Özellikle de akşamları.
Ayrıca ,bundan böyle diyetimi uyguladığım üç ay boyunca içinde maya ve glüten olan her şeyi unutmam gerekiyor. Türkiye’ye döner dönmez bütün ekmekleri rafa kaldırıyorum. Burada özel olarak yapılan soyalı, kara buğdaylı ekmeklerden yanıma alabildiğim kadar alıp, bittiğinde de glütensiz veya karabuğday unlarından satın alarak evde kendi ekmeğimi kendim yapacağım.
Ayrıca her türlü meyve, tatlı ve alkole de üç aylığına veda…
ÖNEMLİ BİLGİLER
Zeytinyağı, tereyağı, Hindistan cevizi yağı, bir Hint ürünü olan ve Ayurvedik diyetlerde bolca kullanılan ghee yağı, keten tohumu yağı, yemeklerle salatalarınızda pişmiş veya çiğ olarak kullanabileceğiniz sağlıklı yağ grubundalarmış. (Bu yağların tümünü Türkiye’de bulabilirsiniz.)
Alkali beslenme, vücudun asit oranını düşürmeye çalışmak çok önemli.
Bol bol sebze, meyve, balık, az miktarda da kırmızı et odaklı beslenin.
Asitli içecekleri zehir olarak kabul edin. Mümkünse tamamen terk edin, hayatınızdan çıkarın.
Mutlaka duymuşsunuzdur; ‘Kahvaltınızı kral, öğlen yemeğinizi prens, akşam yemeğinizi fakir gibi tüketin’ sözlerini sakın aklınızdan çıkarmayın.
Akşam yatağa karnınız aç giderseniz, sabah tartıda daha hafif çıkmanız garanti. Olabildiğince “organik” sebze, meyve ve et tüketin. Her gün 3 litre alkali su için. Suyu alkali yapmak için içine limon sıkabilir veya karbonat katabilirsiniz.
Kahve ve çayı azaltın.
Karbonhidratlar enerji kaynağı olduğundan tamamen kesmek doğru değil. Azaltmanız yeterli. Ayrıca tam tahıllı ürünlerin tercih edilmesi öneriliyor. Yağ tüketiminde doymuş yağlardan uzak durmak gerekiyor. Almanız gereken Omega 3, 6, 9 türü yağlar fındık, zeytin, ayçiçeği, keten tohumu ve kenevir gibi ürünlerde bulunmaktaymış.
Özellikle Omega 3 türü, vücuttaki yağların yakılmasına da yardımcı olmaktaymış..
Karaciğer ve böbrek gibi vücudu temizleyen organlar için gerekli proteinlerin mutlaka yeterli miktarlarda alınması gerekiyor. Bu sebeple en az iki günde bir balık, peynir veya et gibi hayvansal ürünler tüketin. Ancak protein ihtiyacının baklagillerden karşılanması vücut sağlığı için daha yararlı.
(Devam edecek)