KADIN: SÜRÜM 4.0
Kadınlar, pandemi ile birlikte toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda onlarca yıllık kazanımlarını yitirdi.
Pandemi öncesinde çalışan kadınlar, şimdi ellerinden her işin gelmesi beklenen süper kadınlara evrildi yani sürümleri bir üst modele güncellendi.
Günümüzde geleneksel yapıyı bir kenara bırakıp modern toplum yapısına geçmeyi başarmaya çalışan toplumlarda kadının sahip olduğu roller; eş, anne, iş kadını, ev hanımı olarak aldığı sorumluluklar toplumun diğer kurumları tarafından paylaşılmaktadır.
Paylaşılan görevlerle birlikte kadınlar, pandemi öncesinde daha sınırlı sorumluluklar üstlendikleri için iş yaşamlarını devam ettirirken toplumda başka insanlara ihtiyaç duydular.
Kendi kendine yeten geniş aileler, kadının çalışması ile birlikte oluşturdukları aile varlığını sürdürebilmek için market, fırıncı, öğretmen, polis, restoran, kuru temizleme, ütü evleri, gibi uzmanlaşmış hizmetlerle dayanışma içine girdiler ve kurulan işbirliği ile çekirdek ailedeki çalışan kadın modelini güçlenmesini sağladılar.
Daha sonrasında, kadının çocuk sahibi olması ile birlikte iş dünyasındaki istihdam rekabetinden geri kalmaması gerekiyordu.
Bu yüzden kadının hayatına çocuk bakımına destek olacak; okul öncesi anaokulları, kreşler, okullar, çeşitli bakım/temizlik/ev hizmetleri sağlayan yerler gibi işbirliğini sağlayan kurumlar dahil oldu ve kadının ayakta kalma sürecini hızlandırdı.
Kadının zaman içinde gelişen ekonomik ve sosyal yapısı bu kadar güçlenmiş ve uzun yollar almışken pandemi ile birden zayıfladı. Kadınlar, mali sıkıntılar ve stres sorunları yaşamaya başladılar.
Pandemi ile daralan ekonomiler kadının kariyerine; fırsat ve ücret eşitsizlikleri ve çocukların okul süreçlerinin kesintiye uğraması ile kan kaybettirdi.
Şanslı olanlar evden çalışma ile iş yaşamına devam etti.
Fakat çoğu ücretsiz izin, işten çıkarma, çocuk bakımı nedeni ile kendi rızasıyla kariyerini bırakma, ücretinde azalış gibi zor koşullarla karşı karşıya geldi. Üstelik ülkemizde bu zorlu süreç kadının çalıştığı özel sektör ve kamuda da farklı ve eşit olmayan uygulamalar ile hemcinsler arasında verilen haklar açısından üzücü farklılıklar yarattı.
OECD verilerine göre Türkiye’de kadın istihdamı, 1990 ile 2019 yılları oranları aynı yani yüzde 34. Bu yıllar arasında kadının istihdamında düşmeler olmuş. Fakat %34’ün üzerine de çıkılamamış.
Pandemi sürecinde kadını iş yaşamında tutabilmek ve daha da istihdam gerilemesine sebep olmamak adına devletlerin sadece erkek bazlı değil eşit koşullarda hatta kadın için pozitif ayrıştırıcı bir tutum sergilemesi bekleniyor.
Şu anda sağlanan kısa çalışma ödenekleri istihdamın hızlı düşüşe geçmesi bir nebze donduruluyor olsa da pandemi sonrasında daha derin bir geriye gidişi engellemek adına şimdiden yeni politikalar belirlemek gerekiyor.
Farklı ülkelerde devletin direk kurumları ile veya işverenler aracılığıyla sağladığı çözüm modelleri var.
Örneğin; esnek çalışma saatleri, işini kaybetmiş kadın çalışan başına maddi destek, işyerlerine kadının istihdamını azaltmamaları konusunda sübvansiyonlar, evde çocuk bakım hizmetlerine verilen teşvik amaçlı maddi destekler gibi.