MASKE NE YANA DÜŞER USTA, SOSYAL MESAFE NE YANA!
Korona günlerinden koca bir gezegen olarak kurtulamıyoruz. Tüm değişkenler korona sabiti etrafında şekil almaya çalışıyor.
Normalleşmeye koşa koşa fakat temkinli başlamışken artan vaka sayıları ile yine eskiye mi döneceğiz soruları kafamızı bulandırmaya başladı bile. Artık çarşı pazara çıkalım, avm’leri turlayalım, sinemalara dönelim, sınav tarihleri değişmesin, tatil planlarımızı düşünelim istiyoruz. Kısacası, her şey eskiye dönsün istiyoruz. Fakat bu gidişle pek öyle olmayacak. Kafamızın bir yerinden gelen o iç ses bizlere; sürekli maske tak, sosyal mesafeyi koru, dezenfektan kullan şarkısını söyleyip duracak.
Çarşıda pazarda gezerken hala sokağa doğru hapşıran, öksüren insanlar görüyorum. Maskesi olmayan. Sorsak neden maskeniz yok diye… Eminim, şuracığa gidip gelicem gibi akıldan yoksun cevaplar duyarız. Bu yüzden maskesiz vatandaşları uyarmak ve ceza kesmek hatta maske vermek polisin görevi oldu çıktı.
Davranış şemalarımızı değiştiremiyoruz. Her gün açıklanan rakamlar caydırıcı olmuyor. Cezalar sanki havada uçuşup, yok oluyor.
Yol kenarlarında asker uğurlama kutlamaları görüyorum ya da asker harçlığı toplamak için ev ev- kapı kapı gezen gençler…
Başlarda birçok alışkanlığımız değişir diyordum ama yok vazgeçtim. Gelenek-görenek, örf ve adetlerimizden bizler kolay kolay vazgeçemeyiz. Yeni Normal’in yeni davranış kalıplarını öyle hemen kafalarımıza yerleştiremeyeceğiz.
Yine el öpmeye, misafirleşmeye, düğün-derneğe devam edeceğiz anlaşılan. Ta ki, toplumsal bağışıklığı kazanana dek…
Maske takmamanın artık medeni olmayan bir davranış olduğunu beyinlerimize kodlamamız gerekiyor. Bunu belki bizler geç öğreneceğiz ama çocuklarımız bizden daha kolay öğrenecek ve maalesef benimseyecekler ve belki de -el öpmek- tarihte kalan eski bir selamlaşma şekli olacak…Kim bilir?
Biz yine de iç seslerimizi dinleyelim. Maske takıp, sosyal mesafeyi korumaya çalışalım.
Kuşadası Belediyesi
Kuşadası, Aydın ilinin sevdiğim ve yaz-kış uğrayarak keyifli zaman geçirdiğim şirin bir ilçesidir. Efes ve benzeri birçok antik kente yakın olduğu için bu bölge turistlerin gözbebeğidir. Pandemiden dolayı ilçe oldukça sakin. Gelen gemi yok, dolayısıyla turist de yok.
Yabancı turist yok..yerli turistlerde yavaş yavaş kıpırdanıyor desek. Yani hiçbir şey eski sezonlara benzemiyor. Fakat tek bir şey var hala devam eden…
O da yol yenileme ve asfaltlama çalışmaları. Gelir giderim senelerdir bu yolların neden yaz mevsiminde yenilendiğini anlamam. Şu an sezon düşük yapılsın diyelim. Fakat sezonun çok yüksek olduğu, gemilerin gidip gidip geldiği günleri de bilirim. O günlerde de asfaltlama çalışmaları tam gaz yapılırdı. Üstelik bu sene ana yollar yetmezmiş gibi tam kalenin ve çarşının olduğu merkezde de yol çalışması var..ve yine ben soruyorum neden Kuşadası’nda yol çalışmaları her yaz yapılır ve insanlar tek şeritlik yollardan geçmek zorunda bırakılır?
Diğer sahil bölgelerinde yaz aylarında yapılan yol çalışmalarına hiç tanık olmadım. Ülke ekonomisi dar bir boğazdan geçerken oradaki esnafın ya da az da olsa gelmeye çalışan yerli turistin neden keyfi kaçırılır…Umarım mantıklı bir açıklaması vardır.