IŞILAY SAYGIN'IN MİRASI PAYLAŞILDI
İzmir'in ablası Işılay Saygın'ın vefatının üzerinden 41 gün geçti.
Dün mevlidi vardı.. Ruhuna dualar gönderildi, fatihalar okundu.
Tekrar mekanı cennet olsun diyoruz.
Eski Devlet Bakanı, ilk kadın Turizm Bakanı, İzmir'in en genç ilçe belediye başkanlarından olan, diğer çoğu unvanlarını sıralayamadığım Işılay Saygın'ın mirasıyla ilgili 30 Temmuz'da yazı kaleme almış, 'ölüm hak, miras helal' demiştim.
O yazıda Işılay hanımın bir vasiyet bıraktığını yazmıştım.
Önce o yazının bir bölümünü burada hatırlattıktan sonra yeni, önemli ve şaşıracağınız gelişmeleri aktarayım. Demiştim ki:
“Türk Medeni Kanunu'na göre, Işılay hanımın yasal mirasçıları, çocuğu ve eşi olmadığı için kan bağı olan üç erkek kardeşi... Bu kardeşlerden biri vefat etti. Yasal olarak miras, iki kardeş ve vefat eden üçüncü kardeşin payı da 4 çocuğu tarafından paylaşılacak.
Ancak Işılay hanımın bıraktığı bir vasiyetname (miras bırakanın son istek ve arzuları ile mirasının paylaşım esaslarını belirleyen yazılı belge) var.
Bu vasiyet mektubunun en başında Buca'daki evi geliyor. Saygın; eski Rum evi olan köşkün, -yakınlarına da dillendirdiği üzere- anı evi-müze yapılmasını istiyor. İçinde kendi özel eşyaları, mektupları, yazışmaları, plaketleri, fotoğrafları bulunan bu ev, vasiyeti üzere Işılay Saygın Anı Evi olacak..
Saygın'ın bunun yanı sıra İzmir, Bodrum, Çeşme, Kuşadası'nda evleri, çeşitli arsaları, bankada parası olduğu biliniyor.
Henüz vasiyetname açılmadı ama, bunların bir kısmını hayır kurumlarına bağışlayacağını en yakınındaki kişilere de söyledi.
Özellikle Yüksek Danışma Kurulu üyesi olduğu Darüşşafaka Cemiyeti'nin Urla'daki Darüşşafaka Rezidansları'ndan daire alarak 200 bin dolar (2 milyon lira olduğunu yeni öğrendim) bağış yapan Işılay Saygın, zaten sağlığında da bir emelini yerine getirmiş oldu. Bu ev doğal olarak alan kişi vefat ettikten sonra kuruma kalıyor ve başka bir bağışçıya satılıyor.
Elde edilen parayla da Darüşşafaka, 1863’ten beri babası veya annesi hayatta olmayan, maddi olanakları yetersiz, yetenekli çocuklarımızın yaşamını eğitimle değiştirmesine olanak tanıyor.”
Evet 30 Temmuz'da yazdıklarım bunlar..
Şimdi gelelim gelişmelere...
O günden bugüne geçen sürede Işılay hanımın bankadaki tahminen 24 milyon lira olarak öğrendiğim parası; hayattaki iki kardeşi Işık ve Metin ile ölen kardeşi Namık'ın 4 çocuğu arasında paylaşıldı.
Işık ve Metin Saygın 8'er milyon lira, merhum Namık Saygın'ın her bir çocuğu da 2'şer milyon lira aldı.
Şimdi kalan gayrımenkuller (öğrenebildiğim Çeşme, Bodrum’da yazlıklar, arsalar, Alsancak’ta bir daire ve Buca'daki değeri 3 milyon lirayı aşan bir ev) de paylaşılacak.
Peki bıraktığı vasiyetnameye ne oldu?
O vasiyetname açıldı mı? Açılmadıysa bankadaki nakitler nasıl pay edildi?
Anlatayım..
Işılay Saygın'ın bir bankanın kasasında olduğu belirtilen vasiyetnamesi maalesef açılmadı.
Çünkü yasalarımıza göre, mirasçıların tamamı anlaşırsa banka kasasını açtırmayabiliyor.
Saygın'ın mirasçıları da o kasayı açtırmadı. Bu nedenle, “o kasada vasiyetname var' diyen Işılay hanımın en yakınındaki kişiler, “kasa açılıp vasiyetname okunsaydı, hayır kurumlarına da miras bırakılmış olduğu görülecekti” iddiasında bulundu.
Bir konu daha var...
Işılay hanımın Buca'daki köşkü... Müze yapılmasını istiyordu.
Kendisi de bu yüzden Darüşşafaka'nın Urla'daki dairelerinden aldı. Kendisi orada oturacak, müze yapılacak evini kontrol için gelip gidecekti.
O evin akıbeti meçhul..
Satılacak mı? Paylaşılacak mı? Yoksa hem Işılay Saygın, hem de Buca halkının istediği gibi müze mi yapılacak?
Bucalılar, mektup kutusuna isteklerini, önerilerini ilettikleri, mabet gibi gördükleri o evin müze yapılmasını istiyor.
Biz de buradan, meslektaşımız olan Işılay Saygın'ın kardeşi, TRT eski Bölge Müdürü Işık Saygın'a bu isteği iletelim.