SAĞLIKTA KOLTUK KAPMACA OYUNU!
14 Temmuz itibariyle İzmir sağlık camiasında tüm sözleşmeli personelin sözleşmeleri bitiyor.
Bir çok hastane başhekimi, başhekim yardımcısı, hastane müdürü, müdür yardımcısı, ilçe sağlık müdürleri değişecek.
Tabi il sağlık müdürlüğündeki başkan ve yardımcılarının da sözleşmesi yenilenecek.
Hastanelerde bu aralar işler yavaşladı.
Nedeni işte bu yüzden...
Herkes bir siyasetçi bulup başhekim, başhekim yardımcısı, müdür, müdür yardımcısı olmak için uğraş veriyor.
Tabi zor ve stresli bir süreç.
Bizim için değil, koltuk peşindekiler için stresli..
Çoğu hastane yöneticisi, hemi de makam sahibi kelli felli adamlar koltuğunu kaybetmemek için bu aralar siyasetçi peşinde koşuyor. (Koşmayanları ayrı tutuyorum. Zaten bu yazının konusu da onlar değil)
Edindiğim bilgiye göre İzmir genelinde 350 yönetici sözleşme yenileyecek.
Kimlerin kalıp kalmayacağına Sağlık Bakanlığı karar verecek vermesine ama, sonuçta siyasetçiler etkin olacak. Hal böyle olunca da yöneticiler bu aralar işlerini bırakarak siyasetçi bulma derdindeler.
Siyasetçiler aracılık etsin de 'koltuk benim olsun' istiyorlar.
İzmir sağlık açısından önemli bir şehir.. Bu nedenledir ki hak eden, liyakatlı, tecrübeli kişilerin koltuklara geçmesi önemli.
Ama işler çok da böyle olmuyor ne yazık ki..
Üzülerek görüyorum da..
Bu sadece bu dönem yaşanmıyor. Oldum olası böyle. Sistemin değişmesi şart.
Sağlıkta yöneticiler koltuğunu korumak isterken, bazıları da ayak kaydırıp koltuk kapmak niyetinde...
Aslında bu bir bayrak yarışı olmalı..
Kimse kalıcı da olmamalı.
Başarılıysa sorun yok, ama başarısızsa gitmeli.
Mevcut yöneticiler ya da yönetici olmak isteyenlerin aracı kılmak istediği siyasetçiler, 'ardında durmak istedikleri' kişilerin referanslarına bakıyor, "o şunun tanıdığı, o bunun tanıdığı" diyerek atamalarda rol oynuyor.
Sonuçta da hak eden, liyakatlı insanlar değil, kimin daha üst kademede siyasetçi tanımasına bağlı atamalar oluyor.
Makamlar işin ehline değil, siyaset ehline kalınca da çoğu hastane yöneticisi liyakat sahiplerinden oluşmuyor. Böylece sağlıkta memnuniyet düşüyor.
Hastanelerde işi bilen bir çok kişi varken, siyasetçi tanımasına bağlı atamalar olunca da maalesef sağlıkta başarı ve memnuniyet azalıyor.
Atanacak kişilerin sağlık soruşturması, liyakatı, iş deneyimleri iyi araştırılmalı. Ona göre seçim yapılmalı.
AK Parti iktidarda ve onun politikaları sağlık sistemine yön veriyor. Doğal olarak da hükümetin sağlık vizyonu öne çıkarılıyor. Bu uygulama her zaman böyledir, normaldir de...
Ancak koltuklara oturanlar, oturuncaya kadar hükümet taraftarı (yani AK Partili) olmaya özen! gösteriyor. Koltuğa oturunca hükümetin sağlık vizyonunu değil, kendi vizyonunu ortaya koyuyor.
Bazıları da Ak Parti'den referans alıp, tam tersi izlenimler veriyor.
Bunu ben söylemiyorum. Bizzat sağlık sisteminin içinde yer alanlar anlatıyor.
Mesela adam Gezi olaylarını desteklemiş, sonra bu paylaşımları silmiş ama hastane yöneticisi olmuş. Eğer liyakatı varsa sorun yok da ya liyakatı yoksa.. Adam bukalemun gibi şekilden şekile giriyor. Bu da doğal olarak tepki çekiyor.
Bana bu konuda çok ihbar, yazı, telefon geliyor.
Bir tanesini söyleyeyim:
Selçuk Devlet Hastanesi Başhekimi...
Dr. Murat Samsa için gelen iddia şu: AK Partili vekilleri araya sokuyor ama CHP'li Tunç Soyer hayranı.
Sosyal medya hesaplarından İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in paylaşımlarını beğendiği belirtiliyor.
Ben de diyorum ki ne var bunda...
Buna niye tepki gösteriyorsunuz ki... Görevini layıkıyla yapıyorsa var kimi beğenirse beğensin.
Koltuğunu korumak için siyasetçi bulmasından iyi değil mi?
Yorum sizin..