ÇAMUR GÜREŞİ

İsmail SERT

ABD’de dünyaya ‘demokratlık göstergesi’ olarak pazarlanan bir siyaset geleneği var. 1976 yılından bu yana iki başkan adayı, seçimler öncesinde, televizyonun canlı yayınında kozlarını paylaşıyorlar.

5 Kasım 2024’deki seçim için Donald Trump ile Joe Biden geçtiğimiz cuma günü, sabaha karşı CNN ekranındaydılar. Bu tartışma, sadece sandığa gidecek ya da gitmeyecek Amerikalıları ilgilendirmiyordu. Doların ülkesi ABD’nin kirli eli dünyanın her yanını karıştırdığından herkes için önemliydi.

Kapışma başlıyor
Biden güven vermeyen adımlarla stüdyodaki yerini aldı ve konuşmasına gafla başladı. Döneminde “15 bin yeni istihdam oluşturduğunu” söyledi. Oysa doğrusu ‘bin’ değil ‘milyon’ olmalıydı. Gaflarının devam etmesine kimse şaşırmadı. Donuktu ve tutuktu. Trump'a “sende bir sokak kedisinin ahlakı var” dedi.

Suç dosyası kabarık Trump, Biden’ı “ABD'nin en başarısız başkanı” ilan etti. Dilinin dolanması, ne anlama geldiği belli olmayan cümleler kurması üzerine Biden’a “ne söylediğini gerçekten bilmiyorum. Bence o da bilmiyor” diyerek yüklendi.

Biden eskisi kadar sağlıklı olmadığının farkındaydı. Bir ara “genç değilim ama ne yapmam gerektiğini biliyorum” dedi.

Trump her zamanki pişkinliğindeydi. Bazı sorularla hiç ilgilenmedi. Yalanları birbirine eklemekten çekinmedi. Yanlış bilgiler vermekten, gerçekleri çarpıtmaktan geri durmadı. CNN moderatörleri uyarma gereği bile duymadılar. ‘ABD’yi nasıl olsa müesses nizam (establisment) yönetiyor’ düşüncesiyle rahat davranmış olabilirler.  

Biden Trump’dan “ezik” ve “mızmız” diyerek söz etti. Trump, Biden’ı 'felaket' olarak nitelendirdi.

Birbirlerini alçaltarak sürdürdükleri kapışmayı kanlı imzalarını atarak bitirdiler. Biden, “İsrail’in ihtiyacı olan bütün silahları verdim” diyerek övündü. Trump bunu daha da ileriye taşıdı. “İsrail’e başladıkları işi bitirmeleri için izin verilmesi gerekiyor” dedi. Her konuda tartışsalar da, işte burada anlaşmışlardı. Çocuk katili, soykırımcı İsrail’i desteklediklerini daha ne kadar açık ifade edebilirlerdi ki!

İstatistiğin söylediği
CNN’in yayın sonrasında yaptığı ankete katılanların yüzde 67'si Trump'ı, yüzde 33'ü Biden'ı başarılı bulduğunu dile getirdi. Önceki seçimin anketi hatırlandığında bunun net bir karşılığı var. 2020'deki seçimlerden önce yapılan ilk canlı yayın sonrasındaki ankette Biden tam tersi bir sonuçla başarılıydı. Seçim sonucu da bu doğrultuda çıkmış, Biden başkanlık koltuğuna oturmuştu. Buna göre, 5 Kasım’da kazanmaya yakın olan Trump.

Sonuçta Trump ilk raundu kazanmış, Biden net kaybetmişti. Demokratların umudu azaldı. İkinci kapışma 10 Eylül’de yapılacak. Şimdi Demokratlar Biden’dan bir ‘vatanseverlik’ yapıp adaylıktan çekilmesini bekliyorlar. Onun inadını ve gururunu bilenlerin tahminleri ise bu umudu desteklemiyor.

Ayıplı bir tartışma

Biri 81, diğeri 76 yaşında iki ABD başkan adayı, dünyanın izlediği yayında, hakaretlerle dolu bir tartışma yaptılar. İktidar yarışından bir adım geri atıp baktığımızda ise şunu görüyoruz. Olgunluk, bilgelik yaşına gelmiş iki ihtiyar, herkesin gözü önünde, rezillikte yarıştılar. Adeta küfürleştiler.

Biri, başka bir evrende yaşıyor hissi veren profesyonel bir yalancıydı. Diğeri kendisini küçük düşürdüğünü fark etmeyecek ya da bunu umursamayacak kadar boşluğa bakan bir adamdı.
Ayıplı ve yüz kızartıcı bir tartışmaydı. Güç gösterisi yapsalar da ikisi de zavallı görünüyorlardı. Ekrandaki 90 dakikalık kapışmaya “çamur güreşi” diyenler haklı sayılırlar. Stüdyodan ikisi de baştan ayağa çamurla çıktılar. Üstelik silinip kaybolacak türden değil. Yönetimlerine bulaşacak, oradan dünyaya yayılacak bir çamur.

Birbirinden kötü iki kovboyun mesajı açık: Kaba gücün hüküm sürdüğü, adaletsiz, vicdansız, merhametsiz ve güvenliksiz bir dünyada yaşamaya devam edeceğiz.