CHP'NİN ÇANKAYASI

İsmail SERT

Çankaya, Ankara’da Cumhuriyetle kurulan, özellikle ilk yıllarda cumhuriyet elitlerinin yerleşik olduğu semtin adıdır. Yeni kurulan Cumhuriyetin yönetim merkezi de 864 rakımlı tepedeki ‘Çankaya Köşkü’dür. Atatürk’ün iki atından birinin adı Çankaya’dır. Atatürk’ün gazetecisi Falih Rıfkı Atay’ın Çankaya’sı, öncesi ve sonrasıyla ilk elden bilgilerle cumhuriyetin anlatıldığı, hatıralarla örülü bir biyografi ve tarih kitabıdır. Biraz dağınık olsa da önemli bir metindir. Atatürk’ü, Cumhuriyeti ve Kemalizm’i anlamak için temel kitaplar listesi yapılsa, mutlaka ilk beşe yazılması gerekir.
Çankaya’nın cumhuriyet için anlamı büyük, sembolik değeri yüksektir. CHP’liler Çankaya’yı öylesine sahip çıkarlar ki; çoğunun zihninde denklem çok nettir: Çankaya CHP demektir.

Çankaya Belediyesi
Çankaya, CHP için seçim sonucu baştan belli olan yerleşimlerden. Açıkçası; Çankaya Belediyesi de CHP’nindir. Çankaya’nın bu ‘elde bir’ olma hali, 14 Mayıs 2023’deki genel seçimde test edildi. O seçimde CHP’li seçmenlerden görünürde CHP’ye, ancak gerçekte eski AK Partili Sadullah Ergin’e oy vermeleri istendi. Çankayalılar bu zor sınavı geçtiler. Biraz utanarak, sıkılarak, arada yutkunarak, bilmezden gelerek Sadullah Ergin’i kendilerine vekil seçtiler. Böylece Çankaya=CHP formülünün sağlamlığı test edilmiş, onaylanmış oldu.
Alper Taşdelen Çankaya’da 10 yıldır Belediye Başkanı. Babası Doğan Taşdelen de aynı koltukta 10 yıl oturmuştu. Kılıçdaroğlu’nun prensi olduğu biliniyor. Kılıçdaroğlu kurultayda kaybetmeseydi, yeniden aday olması garantiydi. Dahası da var: Gemiyi salimen limana ulaştırabilseydi, Genel Başkanlığı ona bırakacağı iddia ediliyordu. Plan tutmadı. O da Kılıçdaroğlu ile birlikte kaybetti ve Çankaya Belediye Başkanlığı için heveslenenlerin sayısı arttı.  

Yeni Seçim
Yerel seçim yaklaşırken Çankaya’da olağanüstü bir hareketlilik var. Caddeler, parklar, yol kenarları aday adayı afişleriyle süslü. 20 yıldır Çankaya’da ikamet eden biri olarak, seçim heyecanının yüksekliğini hissedebiliyorum.  
CHP’nin Çankaya Belediye Başkan adayı olmak üzere 25 aday adayı resmi başvuru yapmış. Her aday sahnenin önünde ‘demokratik yarış’tan söz ediyor, “iyi olan kazansın”, “Çankaya kazanacak” diyor.
Biz bunları izlerken, meğer içerde kazan kaynıyormuş. Adaylık başvurusu yapan 25 kişi kendi aralarında slogan yarıştırırken, Genel Merkez yöneticilerinden birinin aday olması kesinleşmiş. İş sadece duyurunun yapılmasına kalmış.

İsyan Dilekçesi
Bunları 22 aday adayının birlik olup CHP Genel başkanlığına yazdıkları 28 Ocak tarihli isyan dilekçesinden öğrendik.
Aday adayları diyorlar ki; parti yönetiminin önünde çok zengin bir aday yelpazesi var. Hakim denetiminde yapılmış ön seçim başarısı olan kişiler, kitle örgütleri yöneticileri, belediyecilik deneyimi olanlar, akademisyenler, çok farklı meslek gruplarından kadın, erkek, deneyimli ve genç olmak üzere 25 kişi. 
Ve kendi aralarındaki centilmenliklerini anlatıyorlar. Tam olması gerektiği gibi:  
“Partimizin kültürüne ve geleneklerine uygun ve örnek oluşturacak biçimde; Partimizin başarısını önceleyen en üst düzeyde dikkat ve özenle barışık, dayanışmacı, koruyucu yoldaşça bir aday adaylığı süreci yaşanmıştır.”
Devam ediyorlar: “İçimizden seçilecek adayın arkasında durmaya ve onunla birlikte partimizin oylarını artırmak için var gücümüzle çalışmaya söz veriyoruz”.
Sonunda kırmızı çizgilerini çiziyorlar: “25 adayın dışında bir aday kabul edilemez. Bu adil değildir. Demokratik de değildir”.
“Çünkü” diyorlar, bu aday;
- Aday olma iradesi göstermemiştir.
- Belirlenen adaylık ödentisini dahi ödememiştir.
- Saha çalışması ve tanıtım faaliyetinde bulunmamıştır
- Bedeni, ekonomik ve psikolojik olarak yük taşımamıştır.
Aksi kararın bedellerini de sıralamışlar:
- 25 aday adayını itibarsızlaştırmış olursunuz.
- Seçmenlerimiz arasında partimize yönelik güven sorunu doğar.
- Partimizdeki anayasa ve hukuka sahip çıkma duyarlılığını tahrip edersiniz.
- Kurultaydaki değişim iddiasına uymamış olursunuz.

Çankaya Tablosu
CHP’nin Çankaya’sında kriz var. Üstelik bu kriz Eskişehir’de Büyükerşen’in direnişine, İstanbul Ataşehir’de Battal İlgezdi’nin maraza çıkarmasına, İzmir’de Tunç Soyer’in mızıldanmasına benzemiyor. Daha derin, daha ilkesel ve daha sarsıcı.
Cumhuriyetin kalbi Çankaya bu haliyle, ne CHP’nin yolunu açar, ne de demokrasinin yerleşip kökleşmesine hizmet eder.
Tablo vahim. Ufuk kararıyor.