MUHALEFET NEREDE?
Yazının başlığına dair bir ipucu vererek başlayayım. ‘128 Milyar Dolar Nerede?’ sorusunu kurcalarken bu başlığa ulaştım.
Uzun sayılacak bir zamandan bu yana, Merkez Bankasının rezervlerini tartışıyoruz. Rezerv konusu, uzmanlar tarafından önemli kabul edilse de kamuoyunun pek aşina olmadığı bir başlık.
Çünkü çok ilgileniyor -tersi mümkün mü?- olsa da halkın ekonomiyi değerlendirmesi fena halde pratiktir.
Halkımız haklı olarak, bu çok boyutlu konunun kendisine dokunan yanına bakar. Yani cebinden, cüzdanından, çarşısından, pazarından, tenceresinden mutfağından gördükleriyle yetinir. Kendi adına net bir düşüncesi vardır. Makro istatistiklerin kafasını karıştırmasına asla izin vermez.
Bu anlamda geniş halk kesimleri Merkez Bankası rezervleriyle de elbette ilgilenirler.
Ancak bu göstergelere, yine ekonominin kendilerine dokunan halinin bir türevi olarak bakarlar.
Kendi durumlarının bir izahı, bir sebebi ya da kendi algılarının test edilmesi olarak değerlendirirler. Bir kulaklarıyla dinlerler, ancak kendi ‘öznel’ tespitlerinden vazgeçmezler.
Muhalefetin iddiası Merkez Bankası rezervlerinin eridiği, buharlaştığı yönünde. “İddiası” diyorum, çünkü tersini söyleyen, kalem kalem açıklayan uzmanlar da var.
Başlarda bu tartışma teknik bir konu olarak algılandı.
Öyle ya; ‘Merkez Bankası rezervi yerinde ise yerindedir, eksilmişse eksilmiştir. Saklanamaz, örtülemez bir rakamdır. Eninde, sonunda gerçek ortaya çıkar’.
Ancak öyle olmadığı anlaşıldı.
Halen konuyu iki uçta konuşanlar var. Üstelik mesleklerine, pozisyonlarına, tecrübelerine baktığımızda konunun uzmanı düzeyindeler.
Brüt rezerv-net rezerv ayrışmasından başlayarak konunun o kadar çok kavramı ve rakamı var ki; ve aralarındaki bağlantılar öylesine karmaşık ki; işin içinden çıkmak kolay değil. Hele kamuoyunun anlayacağı hale getirmek çok zor.
İktidar muhalefete “belgen nerede?” diye soruyor.
Cevap yok.
Muhalefet iktidara aynı soruyu sorduğunda, cevap olarak Merkez Bankasının bilançosuna bakmasını istiyor.
Baştan bu yana, Merkez Bankası’nın sitesinin uluslararası standartlara göre hazırlandığı, bilançosunun herkese açık olduğu hep söylendi. Ancak konuyu köpürtmek isteyenler bilançoyu görmezden geliyorlar. Ya da ‘bi şekilde’ güven duymuyorlar!
Ben bu yazıyı yazarken baktığımda, 2 Nisan tarihi itibariyle Merkez Bankası rezervlerinin 87 Milyar 570 Milyon Dolar olduğu yazıyordu.
CHP, iktidarı yıpratmak adına, eline büyük bir koz geçirdiğini düşündüğü için konuyu gündemden düşürmüyor. Hazırlattığı ‘128 Milyar Dolar Nerede?’ afişleriyle, billboardlarıyla iddiasını yurt sathına yaymaya çalışıyor.
Farklı illerden ve ilçelerden polisin söz konusu propaganda malzemelerini söktürdüğüne ilişkin haberler geliyor. Bu haberlerin yorumuna girip konuyu dağıtmayalım.
CHP çok sevdiği bu soruyu çok tekrar ederek, cevaba ulaşılamasa bile ilk etapta, ‘128 Milyar Doların kaybolduğu algısını kesinleştirmeyi’ amaçlıyor olabilir. Hatta amacına ulaşıyor da olabilir.
Ancak bu dolaylı hedefi bir yana bırakarak başka sorular soralım: Bu sorunun halk nezdindeki ‘özgül ağırlığı’ nedir? Keskin muhaliflerin dışında, cevabı tartışmalı bu sorunun peşine düşen var mıdır? Bu soru, halkımızın ekonomiyi kendi ölçütlerine göre tartmayı bırakması için bir sebep midir?
Yanlış anlaşılmasın; soruyu ve iddiayı önemsemiyor değilim. Sadece bir an için, ‘siyasal iletişim’ açısından bakmaya çalışıyorum.
Halkın adımlarını takip edemeyen, halkın baktığı yerden bakamayan bir muhalefet başarılı olabilir mi?
Muhalefet Merkez Bankası rezervlerini konuşarak başlasa bile, sözlerini halkın baktığı yerde hakla buluşarak bitirmesi gerekmiyor mu?
Cepten cüzdandan, çarşıdan pazardan, tencereden mutfaktan bir soru üretebilmesi beklenmiyor mu?
Kamuoyunun hayatında somutluk kazanacak bir formül bulması daha doğru değil mi?
Bütün bunların ötesinde CHP, asıl soruyu kendisine sormalı. Merkez Bankası rezervlerinden 128 Milyar Dolar buharlaşmışken(!), ekonomi dibe vurmuşken(!), halkın kitleler halinde ana muhalefet partisine akmasının önündeki engel nedir? CHP’nin, kamuoyu araştırmalarına bakmadan bile görünecek biçimde bir yükseliş içinde olması gerekmiyor mu?