SARAYDAN HAYAT KAÇIRMA

İsmail SERT

Başımızda bu kadar sorun, önümüzde bu kadar konu varken, İngiltere’de, Prens Harry’nin sarayın dışında kendisine hayat kurma girişimi, bizi ne kadar ilgilendirir?
Doğrusu; bu soruya kendimce ve kendime mahsus karşılık bulabiliyorum. İtiraf edeyim ki; herkese karşı ileri sürebileceğim bir cevabım yok.
Ancak biliyoruz ki; Saraylarda olup bitenler, sarayın dışındakiler, hatta uzağındakiler tarafından merak edilir. Hele o haberler biraz olumsuzluk içeriyorsa, daha bir kulak kabartılır. “Bak, onlar da bizim gibiler. Ne çok sorunları var!” diyerek teselli bulunur. O yüzden saray dramaları her zaman iş yapar.
İngiltere kraliyet ailesi dışarıya ve medyaya her zaman malzeme vermiştir. Tarihte yaşananları geçelim. Günümüzde de bu gelenek devam ediyor.
Saray tartışılan ağır masrafıyla, kraliçe şapkalarıyla, kurallarıyla ve dirayetiyle, iç güveysi portresi çizen eşi Prens Philip komiklikleriyle, taht sırası bekleyen Prens Charles hemen her yaptığıyla, eski eşi Diana aşklarıyla, Camilla Prens Charles üzerindeki etkisiyle, Williams ve Harry evlilikleriyle hep eğlencelik ve turistik bir ilginin odağı oldular.

Şimdilerde ‘asi çocuk’ Prens Harry ve eşi Meghan Markle saraydan taşınma hazırlığı
yapıyorlar. En ciddi iki delil, kraliyet ailesinin Whatsapp grubundan çıkmış olmaları ve
köpeklerini tatil için gittikleri Kanada’da bırakmaları!
Geçen yıl “Oğlumuzu akvaryumda yetiştirmek istemiyoruz” diyerek, sarayla mesafeyi
açacaklarının ilk işaretini zaten vermişlerdi. Sarayın kurallarına uyum sağlayamadıkları
her hallerinden belliydi. Bu nedenle aldıkları karar kimse için sürpriz olmadı.
Haber etrafındaki gelişmeler, dedikodular günlerdir konuşuluyor. İngiliz medyasında
“Harry şirketten istifa etti.” biçiminde de yorumlar yapılıyor. ‘Şirket’ terimini aileyi tarif
etmek üzere ilk kez Harry'nin annesi Prenses Diana kullanmıştı. Sıkı bir gözlem, sağlam
bir eleştiri idi.
Diana ki; sarayda ağır kostümlerle ve makyajla oynanan ‘oyun’dan sıkılmıştı da sahici
bir hayat yaşayabilmek için ‘çıkış kapısı’ aramaya başlamıştı. Aşkın ve mutluluğun
peşinden gitmek isterken, derin mutsuzluklara yakalanmış ve çok yara almıştı. Hikayesi
hüzünlü ve sert bir sonla noktalandı.
Harry sanki annesinin bıraktığı yerden devam ediyor gibi. Ancak annesi ile
karşılaştırılmayacak kadar yüzeysel ve duygusuz… Sadece sarayın simetrisinde durmayı
başarabiliyor.
Harry ve Megan çifti hemen sıradan birinin hayatına da geçmeyecekler. ‘Kraliyet
ailesinin yarı zamanlı üyesi’ olarak yaşamaya başlayacaklar. Devletten aldıkları maaşı
elbette artık alamayacaklar. Ancak Kraliyet Hibesi adı verilen ödenekten para almayı
sürdürecekler. Prens Harry’nin 34 milyon sterlinlik serveti olduğu biliniyor. 10 yıl
boyunca orduya hizmet ettiği için 450 bin sterlin tutarında bir maaşı da var. Dünyanın
her yerinden, istedikleri markalarla milyon dolarlık ticari anlaşmalar yapabilecekler.
Ayrıca babaları Veliaht Prens Charles’tan aldıkları bir maaş da olacak. Halen kaldıkları
Frogmore Cottage’deki evde Kraliçe’nin izniyle kalmayı da sürdürecekler. Kısacası genç
çift sarayın dışında, saray kurallarından uzakta, ‘saray konforu’ içinde yaşayacaklar.
Çiftin aldığı bu karara, bir kraliyet mensubunun özgürlük denemesi olarak bakabiliriz.
İnsanlık için umutlu olmak adına, Harry’nin samimiyetle, saray dışındaki gerçek hayatı
denemek istediğine dair bir pay bırakabiliriz.
Ancak ‘saray oyunlarına dahil bir varyasyon’, ‘oyun içinde oyun’ olma ihtimali de yüksek.
Pekala, sarayın değişen dünyaya ayak uydurarak, hayatını sürdürme çabası olarak
değerlendirilebilir.

Prens Harry kendisinden hem yaşça büyük, hem daha önce evlenip boşanmış, hem
melez bir annenin kızı ve üstelik gösteri dünyasından Megan’la evlenirken yeni gelinin
sarayın mazbut bir üyesi olacağı elbette beklenmiyordu. Üstelik kendisinin de saraya
uymayan bunca halleri varken.
Gelinen aşamada; Harry çizgi dışına taşacak, kraliçe kızacak, baba Charles kuralları
hatırlatacak, abi iyi çocuğu oynayacak. Harry sarayın arka kapısını kullanacak, adabı
bozsa da oyundan tamamen çıkmasına izin verilmeyecek. Hatta sarayın içinde mi, yoksa
dışında mı olduğu tam anlaşılmayacak.
Ve bütün bu süreçte, kenardaki Harry ‘sarayın son numarası ya da yeni markası’ olarak
reklam yapma görevini sürdürecek.
Sarayın kontrollü biçimde hayata karışmış yeni sürümü olarak sarayı belki de asıl o
temsil edecek. Böylece içten içe küflenen saray zaman kazanacak ve ailenin dağılışı, yeni
nesillerin ömründen yıllar çalacak kadar uzun sürecek.