ŞEKERLİ Mİ? ŞEKERSİZ Mİ?
Şeker bayramının hemen ardından şeker tadında ama şekersiz bir bayram geçirdiğinizi umarak hadi biraz şekeri ele alalım...
Yediden yetmişe herkesin sevdiği evrensel bir tat olan şeker vücudumuzun birincil enerji kaynağını olmasının yanında son dönem yapılan araştırmalar sonucu masum bir keyif olmaktan çıkan şeker uyuşturucu etkisi gösterebilen, bağımlılık yapma potansiyeli olan bir besine dönüşmüştür.
Şekere olan bağımlılık aslında psikolojik değil biyolojik sebeplerden kaynaklanır. Ağzımıza şeker attığımızda tat alma duyuları beyni uyarır, haz alma duygusundan sorumlu olan motivasyon kaynağı dopamin hormonu salgılanır. Bu hormonun salgılanması bize kendimizi iyi hissettirir.
Öte yandan hormon ve hücreler arası iletişimi sağlayan kimyasallar kanşekeri ve insülini yükseltip daha çok şeker istememize neden olup, şeker alışkanlığını kışkırtırlar. Metebolizma glikoz ve fruktoz olmak üzere iki moleküle ayrışan şekeri her ne kadar kontrol etmeye çalışsa da nişasta bazlı şeker sindirimin ilk aşamasında doğrudan kana karıştığı için metebolizmanın ayarlarını bozar.
VÜCUTTA ŞEKER.....
Kandaki şeker-glikoz vücudun temel şekeridir. Fruktoz ise vücudun enerji ihtiyacını karşılamak için kullandığı basit şekerdir. Sebze ve meyvelerde doğal olarak bulunur.
Glikoz ve fruktoz yan yana geldiğinde sakkoroz meydana gelir ki bu şeker pancarından ele edilen, içeceklerde, tatlılarda kullanılan beyaz şekerdir.
Bir de laboratuvar ortamında üretilen, fazla miktarda işlenmiş fruktoz içeren pek çok tüketilen gıdada kullanılan nişasta bazlı şuruplar vardır.
BEYAZ ZEHİR OLARAK ANILIYOR
Doğal şeker pancarı rafine edildiğinde kristalleşmiş; filtre edilmiş beyaz şeker üretilir.
Şeker pancarı pek çok vitamin, mineral içeren doğal bitkisel bir ürünken işlem görmüş beyaz şeker tüm değerlerden yoksun olmanın yanı sıra insan doğasıyla uyumlu olmadığı için hücrelerimiz ve organlarımız bu şekeri tanımaz. Beyaz şekerde bulunan saf sakaroz vücutta sindirilemez ve vücutta zehir etkisi yapar.
Hazır, işlenmiş gıda endüstrisinde çokça kullanılan, evde pasta kek yaparken tariflerin vazgeçilmezi şeker sindirimi sırasında yüksek asit atık bırakarak kansızlık, obezite, diyabet, kanser, kemik erimesi, kal hastalıkları gibi bir çok hastalığa zemin hazırlarken depresyon, uykusuzluk, halsizlik, sinirlilik hallerini de beraberinde getirir.
Bilinenin aksine beyaz şekerden kaçmak için yönelinen esmer şeker daha sağlıklı değil, hatta aynıdır. Az miktarda pekmez kaplanarak esmer hale getirilen beyaz şeker esmer olduğunda pekmez de içerdiği için asit oranı yükselir ve tabi ki yağa dönüşümü daha yüksektir.
TATLANDIRICILAR DA ŞEKERDİR.…
Tatlandırıcılar vücudumuz tarafından şeker olarak algılanır. Kanda şeker bulunduğunun sinyalini alan pankreas insülin hormonu salgılar. Salgılanan insülin hormonu kanda şeker bulamayınca kan şekeri düşer ve daha fazla yeme ihtiyacı ortaya çıkar. Daha fazla yemek hücrelerde insülin direnci oluşturur. İnsülin direnci vücuttaki asit oranını yükseltir.
Tatlandırıcılar metabolizmayı yavaşlatır daha az enerji harcatırlar. Bu özellikleriyle kilo vermede yardımcı olmak yerine kilo aldırarak diyeti zorlaştırıcı olurlar.