HAİNLER ÜLKEYİ YIKMAK İÇİN CİRİT ATIYOR, MUHALEFET SIRITIYOR
Hukuk devleti olan ülkemizde siyasi parti kurmanın kural ve kaideleri kanunla belirlenmiştir.
Din, ırk, mezhep kökenli ve belirli bir bölge adına bir parti kurulamayacağı da açık açık belirlenmiştir.
Kurulan partinin fiili bir parti olması için bir bölge ve ırkın değil Türkiye’nin partisi olması gerekir.
Türk, Kürt, Laz, Çerkez milliyetçiliği normal görülse de ırkçı ve bölge partisi olamaz.
Bunun tersini yapanlar, coğrafyamızın da bir gereği olarak emperyalistlerin oyuncağı ve içimizdeki müstemlekeleri olmaktan kaçamazlar…
Ülkemiz demokrasisi o kadar verimli ve müsait ki, emperyalistlerin uşakları kanun çerçevesinde parti kurabiliyor, kanunun sağladığı her imkanı kullanarak dokunulmazlık zırhına bürünüyor, partileri de hazine yardımlarını alabiliyor.
TBMM’de oturup, bu imkanı sağlayan devletin temeline dinamit koyanlarla kol kola olacak; ağa babalarının emir ve komutalarını yerine getirecek, böyle bir rezalete müsamaha gösterilecek başka bir ülke var mı?
Ülkesine ihanet eden bir parti ve temsilcilerine dünyada hangi bir devlet demokrasi maskesiyle bakabilir, soruyorum siyasetçilere!
ABD’de El-Kaide destekli bir parti kurulacak öyle mi?
Ama ABD bizim ülkemizde PKK destekli HDP’yi alenen ve fütursuzca destekleyebiliyor, cumhuriyeti kurmakla övünen CHP’nin lideri Kılıçdaroğlu da bu ateşe odun taşıyor…
Sözde bu partinin kurucusu ve ilk başkanı olan güruh çıkacak 40 bin insanımızın katili şerefsizi ve o şerefsiz katilin heykelini dikecek olan kravatlı hainin cezaevinden çıkması için bu devletin imkanlarını silah olarak devlete kullanacak, meydan okuyacak.
Sözde meşru olan muhafazakar ve milliyetçi olduğunu iddia eden bazı siyasi partiler de sessiz kalmayı bırakın bu durumu içlerine sindirip alkışlayacak öyle mi!
Bu devlet için ömrünün baharında şahadete kavuşan şehitlerin hakları hepinize haram olsun.
Devletin birliğine ve bölünmez bütünlüğüne göz diken ve temeline dinamit koymaya çalışan şerefsiz PKK köpeklerinin sözcülüğünü yapan Ahmet Türk, HDPKK nın mevcut eş başkanları ve bazı yetkililerine on paralık oy için gösterilen bu müsamaha nedeniyle, bu hainler “köpeksiz köy bulup değneksiz” geziyorlar.
Siyasi partilerin kuruluş amaçları kanunla belirlendiği halde, kanunları hiçe sayarak devlete aba altından sopa göstermeye devam ediyorlar… Hangi hukuk devletinde hainlik yapan siyasetçi ve partisi, devlet imkanlarından yararlanır ve bunlar gibi korunur?
“Vatan Millet Sakarya” diyen ey siyasi parti temsilcileri size sesleniyorum! Ahmet Türk denilen söz konusu şahıs ne Türk, ne de Kürt. Bu şahıs olsa olsa Emperyalist güçlerin uşağı ve sesidir.
Türk- Kürt vatandaşları çatıştıramayan bu zat Diyarbakır konuşmasında HDPKK’ya oy verenleri, PKK temsilcisi bu partiye oy vermeyen Kürt kökenli vatandaşlara karşı kışkırtıyor. Dahası sağ duyu sahibi Kürt kardeşlerimizi hain ilan edebiliyor.
Bugüne kadar bir bütünün parçası olan Türk ve Kürt’ü çatıştıramadılar bugün ise Kürt vatandaşları birbirleriyle çatıştırmak için algı operasyonu yapıyorlar.
Bu da yetmiyor… HDPKK’nın eski eş başkanı Sezai Temelli denilen densiz, Almanya’ da yaptığı bir konuşmada devletimizi bırakın eleştiri ve hakareti, Türkler’den intikam alacağından söz ediyor.
Bir başka olay ise bu partiye mensup Sırrı Süreyya Önder denilen şovmen, İzmir Cumhuriyet meydanında bebek katiline selam gönderiyor ve Atatürk’ün mirası olan İzmir İktisat Kongresi’nde konuşuyor.
Gardırop ve tabela Atatürkçüsü olan CHP kadroları bu şovmeni kürsüye davet ediyorlar. Mikrofonu alan bu zat Atatürk’ün partisi olan CHP’nin etkinliğinde Atatürk’e hakaretler yağdırıyor, Atatürk’ü yalancılıkla suçluyor ve Türk halkını kandırdığını söylüyor.
Kongreye katılan Kılıçdaroğlu, partinin ağır topları, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu, Temel Karamollaoğlu, Gültekin Uysal ve CHP li ev sahibi “çavbella dans ustası” Tunç Soyer bırakın bu şovmene tepki göstermeyi bir de sırıtarak alkışlıyorlar…
Sırrı Sakık denilen bir başka HDPKK’lı da, "Biz bu sistemi değiştireceğiz. Biz masada oturup bir bakanlık, bir milletvekili veya cumhurbaşkanlığı yardımcılığı değil. Biz yüz yıllık Cumhuriyet'i değiştireceğiz. Önümüzdeki dönem özgürlük yılı olacak. Bu özgürlüğü birlikte inşa edeceğiz. Kimlerle inşa edebileceksek onlarla da oturup konuşacağız " diyor.
Kılıçdaroğlu da “bu ülkede demokrasiyi taçlandıracağız” diye atıp tutuyor.
Bundan ala demokrasi mi olur Bay Kemal?
Adam Atatürk’ün kurduğu cumhuriyeti böleceğini söylüyor sen de elin kolun bağlanmış gibi izliyorsun.
Ne yazık ki politika adına ülkemizde at izi it izine karışmıştır. Şahsi ve siyasi ikballer uğruna devletin omurgalarıyla oynanıyor, kırmızı çizgileri çiğneniyor, hırsları siyasetçilerin gözlerini kör etmiş temel taşlarımızla oynanmasına çanak tutuyorlar.
Çiçek böcekle ülkemizde gündem yaratan basın ile Meral Akşener üç maymunu oynuyor.. Kendilerinden yaşanan bu rezilliklerle ilgili bir cümle ses ve haber yok!