KENTSEL DÖNÜŞÜM ŞAMPİYONU (!) CHP VE İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ
İzmir’i, yaklaşık 25 yıldır CHP’li belediye başkanları yönetiyor. Kentsel dönüşüm ülke gündemine oturduğundan bu yana bütün belediye başkanları ve CHP’nin özellikle eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kentsel dönüşüm adına gerek seçim atmosferinde ve gerekse temel atma törenlerindeki ibretlik içeren o cilalı sözlerine rağmen bugün kooperatiflerde vuku bulan olaylar farklı yönde bir ibretlik ve rezillik...
Kentsel dönüşüm ve yapı kooperatifi?
Daha düne kadar bu iki kavramı yan yana okusam, ne alaka derdim. Oysa öyle bir düzenek kurulmuş ki, adeta Yılmaz Erdoğan’ın Sazan Sarmalı filmine taş çıkartır nitelikte…
Kırk gün kırk gece düğün yapma misali CHP Genel başkanı nam-ı diğer ‘Gandi Kemal’ ve ekâbir takımı dahil olmak üzere İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin muhtelif zaman ve yerlerde kentsel dönüşüm adına temel atma törenlerini ülke sathına yaydıklarını herhalde unutmamışınızdır. Hafızalarda yer yapan yaldızlı yıldızlı sözler, sinevizyon ve barkovizyon gösterileri yanında İzmir halkını coşturmak için milyonlar ödenerek getirilen sanatçılar, katılımcılara yapılan izzet-i ikramlar çok ihtişamlıydı...
Bu ihtişamlı törende arada sırada da Kemal nerede biz oradayız diye atılan sloganlar ve Tunç Soyer’in oturduğu yerden Kılıçdaroğlu baktığı zaman elini kalbinin üstüne götürüp gülücükler atması Gandi abime mahsun mahsun bakmasıydı hafızalarda kalan...
Kentseli rantsala dönüştürenler, buna alet olup binlerce insanın umudunu yok edip mağdur edenler!
Bu dünya kimseye kalmaz, yapanın yaptığı yanına kar kalmaz, yazdıklarımdan rahatsız olup da kartondan kabadayılık yapanlar bilmiyorlarsa öğrensinler: Tahsin Güzel kuru gürültülere pabuç bırakmaz! Allahtan başka kimseden korkmaz! Ben o filmleri çok izledim, geçmişte kamuyu zarara uğratanları yazdığım için benzeri birçok olayla karşılaştım, konu Devlet ve milletse hodri meydan diyorum o karton kabadayıya ve azmettiricisine...
Burada hukuksuzluk var, zimmet var, organize bir şebeke eliyle kamu kurumlarının verdiği güveni kötüye kullanma var… Bunun içinde kamu görevlisi Belediye başkanı, parti genel başkanı ve ekâbir takımı da var, kim olursa olsun hesabını vermeli yanlıştan dönmeli yanlış yapanlara hesap sorulmalı.
Vatandaş ne yapsın? Sistemin göbeğinde Ana muhalefet partisinin sorumluluğunda Büyükşehir Belediyesinin organize ettiği ve garantör olduğu bir oluşumun verdiği güven var, ayrıca her temel atma töreninde boy gösteren sivil toplum örgütü olan iş dünyasının üyesi olduğu sanayi derneklerinin yönetici ve başkanları var, bunların başında ve yönetiminde bulunduğu paravan A ya da B sıfatlı sanayici müteahhit kooperatifler var, bunlara güvenmeyip de ne yapsın vatandaş?
Kamu iştirakli kuruluşlar, ekonominin lokomotifi koca koca iş adamları ve sanayi dernekleri, başını sokmak için ev sahibi olma umuduyla haydi çocuklar okula misali bırakın İzmir halkını muhtelif şehirlerden dahi arabasını, tarlasını, tasını tenceresini satarak başını sokacak bir ev umuduyla koşmuş, kooperatife girmek için yarış yapmış. Organize ekibin bir kısım uyanık yandaş bağdaşları üye sayısı doldu, devir eden olursa bildiririz diyerek üç yüz beş yüz farkla onlarca ikinci el hisse satışı yapılmış.
Yapı kooperatiflerinin bazılarının önünde S.S. yazar. Eğer bunun açılımı anasözleşmede ‘Sınırlı Sorumlu’ ise bu kooperatif borçlarından dolayı sadece kooperatif mal varlığının sorumlu olacağını ifade eder. Yani kooperatif borçlarından kooperatif sorumlu olur, alacaklılar alacağını kooperatifin mal varlığından alır, ortaklar ise payı nispetinde borçlardan sorumlu olur.
Ben onu bunu anlamam arkadaş! İzmir’de vuku bulan ve Kentsel Dönüşüm eliyle mağdur edilen vatandaşlardan CHP’nin eski ve yeni genel başkanları, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve top yekûn ekâbir takımı ve kooperatif yöneticileri birinci derecede üstelik herhangi bir sınır olmaksızın sorumludurlar.
Devlette devamlılık esastır. Tunç Soyer gitti, yeni beyzade geldi sözleşmeyi iptal etti diye bir şey olmaz! Zat-ı muhterem de en az söz konusu kişiler kadar sorumludur. Topu taca atmakla bu maç bitmez, iki kulağını açıp vatandaşı dinleyecek ve çözüm yollarını arayacak ve bulacak İzmir Büyükşehir Belediyesi beyefendinin babasının çiftliği değil, CHP’nin de şirketi değil, bu işin partisi olmaz. Partiler teferruattır önemli olan halk ve içerisinde mağdur olan vatandaştır...