Avukat Unganer'den dini hakaretlere karşı hukuki hamle: Şüpheliler belirlendi

İzmirli avukat Murat Unganer, sosyal medyada İslam dinine, Kuran’a ve Hz. Muhammed’e hakaret eden bir içerik için hukuki süreci başlattı. Unganer, Facebook’ta dolaşırken “Yakutistan Türkleri” isimli bir sayfada, İslam'ı, Kuran'ı ve peygamberi hedef alan aşağılayıcı bir paylaşım fark etti. Paylaşımda, İslam’ın, Kuran’ın ve Hz. Muhammed’in varlığı reddedilerek, bu unsurların yok olduğu belirtilmişti. İlgili içerikte şu ifadeler yer aldı: “İSLAM TAMAMEN YALANDAN İBARETTİR. KELİME-İ ŞEHADET YOK. MEKKE MEDİNE YOK. MUHAMMED İSİMLİ PEYGAMBERİN İZİ YOK. KURAN YOK, ALLAH İSMİ YOK. VAHİY YOK, HİRA MAĞARASI YOK. AYŞE, ÖMER, HATİCE, ZEYNEP YOK, EBUBEKİR, ALİ YOK.”

Avukat Unganer, bu paylaşımın dini değerlere hakaret ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme suçlarını oluşturduğunu belirterek, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulundu. Şikayet dilekçesinde, söz konusu paylaşımın kamu güvenliği ve toplum huzuru açısından açık ve yakın bir tehlike oluşturduğunu ifade etti. Unganer, sosyal medyada yapılan bu tür içeriklerin sadece bireyleri değil, tüm toplumu hedef alabileceğini vurguladı.

Dilekçede, Türk Ceza Kanunu’nun 125. ve 216. maddeleri çerçevesinde hakaret ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçlarının işlendiğine dikkat çekildi. 125. madde, hakaret suçunu tanımlayarak, mağdurun onur ve şerefine saldıran fiillerin cezalandırılmasını öngörmektedir. Bu maddeye göre, hakaret suçunun kamu görevlisine, dini inançlara veya kutsal değerlere karşı işlenmesi durumunda cezanın artırılması söz konusudur. Ayrıca, 216. madde ise halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme suçunu düzenlemektedir ve bu suçun cezai sonuçları, fiilin açık ve yakın tehlike oluşturması durumunda uygulanmaktadır.

Unganer, sosyal medya paylaşımının, halkın bir kesimini diğer bir kesime karşı kin ve düşmanlığa tahrik edici nitelikte olduğunu ve bu tür içeriklerin toplumsal barışı tehdit ettiğini belirtti. Şikayet dilekçesinde, paylaşılan içeriklerin aleniyet ve tahrik unsurlarını içerdiği, bu nedenle suç teşkil ettiğini ve bu tür içeriklerin sosyal medya üzerinden hızla yayılarak geniş kitlelere ulaşabileceği vurgulandı.

Dilekçede ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ifadenin içeriği, bağlamı ve hedef aldığı kişilere yönelik etkisini dikkate alarak değerlendirilmesi gerektiğini belirttiği ifade edildi. Avukat Unganer, sosyal medya platformları üzerinde yapılan hakaret ve tahrik içeriklerinin cezalandırılmasının önemine vurgu yaparak, hukuki sürecin devam edeceğini ve şüphelilerin cezalandırılmasını talep etti.

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bu dava ile ilgili alacağı karar, toplumda hakaret ve tahrik içerikli paylaşımlara karşı nasıl bir hukuki yaklaşım sergileneceği açısından önem taşıyor. Unganer’in başlattığı bu hukuki süreç, sosyal medya üzerinde yapılan suç teşkil eden paylaşımların nasıl ele alınması gerektiği konusunda örnek teşkil edebilir.