Bakan Soylu Kınık'tan seslendi: Türkiye'nin önüne geçemeyecekler
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İzmir programı kapsamında Kınık ilçesinde, 'Türkiye Yüzyılı'nda Muhtarlık Kurumunu Güçlendirme Çalıştayı'na katıldı. Çalıştayda İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, AK Parti İzmir milletvekilleri Ceyda Bölünmez Çankırı ve Cemal Bekle, AK Parti İl Başkanı Kerem Ali Sürekli, MHP İl Başkanı Veysel Şahin, İl Emniyet Müdürü Mehmet Şahne, Kınık Belediye Başkanı Sadık Doğruer ile muhtarlar yer aldı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, çalıştaydaki konuşmasında; muhtarların görevinin; devlet, millet, insanlık ve yetiştirildikleri coğrafyaya hizmetkarlık görevi olarak nitelendirildiğini belirterek, "Demokrasimizin mihenk taşı kıymetli muhtarlarımız ve dernek başkanları; sizlerle bir araya gelmekten duyduğum büyük gururu ifade etmek istiyorum. Muhtar denilince sadece yerel yönetimin en küçük hizmet birimi değil aynı zamanda merkezi idarenin de en güçlü birimlerinden birisi olan, her muhtarı kendi mesai arkadaşı olarak nitelendiren, hem meseleleri takip eden, hem talepleri anlayıp onları muhtarlarla çözme konusunda talimatlarını veren, iradesini ortaya koyan, Türkiye'de yepyeni bir anlayışı ve yepyeni bir hizmetkarlık modelini ortaya koyan, afetten uyuşturucuyla mücadeleye kadar, altyapıdan belediye başkanlarımızla mesai arkadaşlığına kadar çok önemli bir noktaya oturtan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın her birinize sevgileri, selamları var. Mübarek üç aylara girdik. Bu mübarek gece ve aylar hürmetine Cenab-ı Allah zorunuzu kolay etsin, bizi kötülüklerden de muhafaza etsin. Dünyadaki tabloyu hep beraber görüyoruz. Güçlünün güçsüzü ezdiği, Afganistan'dan Pakistan'a kadar Yemenden Lübnan'a kadar Orta Doğu'dan Orta Asya'ya kadar neredeyse bütün Müslüman coğrafyayı karmakarışık etmeye yemin etmiş, batının bütün sorunlarını doğuya yıkmaya çalışan bir anlayışla karşı karşıya olduğumuz apaçıktır. Allah'a hamdolsun ki bugün dünyada en çok insani yardım yağan ülke konumuna geldik. Dünyadaki birçok krizin çözülmesinde anahtar olan, Ukrayna-Rusya savaşı dahil olmak üzere bütün dünyanın gözünün içine baktığı, çözse de dünya bir dertten daha kurtulsa diye nitelendirdiği, Cumhurbaşkanı'mız önderliğinde Türkiye dünyadaki bu problemlere çare üreten tek ülke konumunda olmaktadır" dedi.
'KİMSEYE HAKSIZLIK YAPMADIK'
Dünyadaki 600 yıllık Osmanlı egemenliğine değinen Bakan Soylu, "Kimseye haksızlık yapmadık, sömürmedik. Hiçbir mazlumun ahını almadık. Gittiğimiz hiçbir noktada, 'Sizin atalarınız bize böyle bir şey yaptı' diye sitem eden, ecdadımızı kötüleyen bir söz duymadık. Bir insanımız dünyanın dört bir yanına gittiğinde, Türk olduğunu söylediğinde, ecdadımızın bize bıraktığı onurlu mirasının karşılığını görmektedir. Hem de bugün o onurlu mirası devam ettiren bir anlayışın mensubu olmanın karşılığını görmektedir. Bu önemli bir durumdur. Üzerimizdeki sorumluluk ve yükümlülük ağırdır. Büyük dağın büyük karı olur. Henüz daha yeni başladığımızı ifade etmek isterim. Ecdadımızın bize bıraktığı emaneti sürdürmek zorunda olduğumuzu ifade etmek isterim. Almanya'nın Mevlana'sı, Yunus Emre'si olsaydı İçişleri Bakanı böyle konuşabilirdi. Biz bir büyük milletin evlatlarıyız. Sorumluluğumuz büyüktür. Etrafımızdaki coğrafyayı ne kadar karıştırmak istediklerini biliyoruz. Onları bu ateş çemberinden çıkarmak da bizim sorumluluğumuzdur. Muhtarlarımız evlere filyasyonlara gittiler. Avrupa ve Amerika yaşlıları ölüme terk ederken, alışverişlerini hep beraber evlerine gidip yaparak, onlara 'Bu salgından etkilenip hastanelere düşmeyin' diye siz dediniz. Afetle karşı karşıya kaldığımızda ilk eli uzatan siz oldunuz. Almanya'da 1,5 yıl geçti hala selden etkilenen insanlara yardım gitmediğini takip ediyoruz. Bence onlardan daha zengin değiliz ama bütün dünya biliyor ki biz, onlardan daha insanız, daha çok insanı seviyoruz ve daha yardımseveriz. Siyasetin tanımlamadığı birçok görevi yapmayı kendi insanlık vazifemiz olarak görüyoruz" diye konuştu.
'HİÇBİR ŞEY SORMADAN HAREKET EDEBİLECEĞİMİZİ ERDOĞAN GÖSTERDİ'
Türkiye'nin dünyaya söyleyecek çok sözü olduğunu belirten Bakan Soylu, "21'inci yüzyılda bunu yapabileceğimizi hep beraber gördük. Biz burnumuzu Doğu Akdeniz'e sokacaktık da orada enerji arayacaktık. Türkiye'nin bir tek sondaj gemisini oraya yaklaştırmazlardı. Kıbrıs'ta kapalı barajı açık baraj haline getirecektik. Bütün dünyayı ayağa kaldırır, bizi oraya sokmamak için ellerinden gelen bütün fitneyi ortaya koyar, başka türlü saldırılarla bizi meşgul eder ve yapabileceklerimizi bize yaptırmazlardı. Azerbaycan'da kardeşlerimiz Karabağ hançerini göğsünden çıkarırken bizim onlara destek olmamızı engellerlerdi. Ayasofya'yı açarken, Ayasofya'yı açtırmamak için ellerinden gelen bütün fitneleri, ayak oyunlarını ortaya koyarlardı. Etrafımızdaki coğrafyada teröristler var. Yıllardan beri bu ülkenin büyümesini, gelişmesini, huzurunu, güvenini engellemeye çalışan bizzat Avrupa tarafından, Amerika tarafından desteklenen, orada bir devlet kurulması için her türlü oyunun, tezgahın düzenlendiği teröristler var. Biz onlardan izin almadan oraya girecek, orada kendi irademizi gösterecektik. Buna izin verirler miydi? Vermemek için gayret gösterdiler. Ambargo koydular. 'Tanklarınızı, uçaklarınızı sokamazsınız' dediler. Artık onlardan hiçbir şey sormadan hareket edebileceğimizi Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye onlara gösterdi. Resulayn'a kadar bütün terör örgütlerini temizleyiverdik. Eskiden olsa bize yapmadıklarını bırakmazlardı" dedi.
'AYAKLARIMIZIN ÜZERİNDE DURUYORUZ'
Bakan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Afrin'de hatırlıyorum. Ambargo koydular, 'Mühimmatımız bitecek ne yapacağız' diye düşünürken, bu ülkenin artık eski ülke olmadığını, artık ayaklarının üstünde durduğunu bir şekilde gösterebilecek bir değişmeyi biz, Türk'ün kendi mühendisleri, bizim evlatlarımız en iyi mühimmatları ürettiler, bizim Mehmetçiğimizi orada yalnız bırakmadılar. Allah'a şükür bugün ayaklarımızın üzerinde duruyoruz. Yolculuğumuz yeni başlamıştır. Yıllardır iki ülkenin hemen yanı başımızda otoritesi yok. Suriye'nin ve Irak'ın, bölgelerinde otoriteleri yok. Buna rağmen Türkiye huzur içerisinde. Türkiye'ye toplam 51,5 milyon turist geldi. Pandemiye başladığımızda istihdam 26 milyondu, bugün 32 milyon. Türkiye'nin ihracatı 150 milyar dolardan 254,2 milyar dolara çıktı. Artık üreten bir ülke var. Eksiklerimiz aksaklarımız yok mu? Elbette ki var. Eksiksiz Cenab-ı Allah'tır, bu kadar saldırılara rağmen. Ekonomik, siyasal saldırılara rağmen. Yurt dışında bir moda başladı. Sürekli birtakım dergilerde Türkiye, Cumhurbaşkanımız aleyhinde birileri tarafından fırından çıkarılmış yazılarla propaganda yapılmasına rağmen Türkiye ayaklarının üzerinde durmaktadır. Hepimiz faniyiz ama öyle bir dönemden geçiyoruz ki, nasıl bundan 100 yıl önce bizim ecdadımıza, namusumuzu, ezanımızı, Anadolu'nun güzel topraklarını bıraktığı için dua ediyorsak, 100 yıl sonra da diyecekler ki; 'Darbe gördüler, her türlü saldırıyı gördüler, ekonomik ambargoları gördüler, 15 Temmuz'u, Gezi olaylarını, 17-25 Aralık'ı gördüler, Amerika'nın ve Avrupa'nın terör örgütlerini nasıl beslediğini gördüler. Pes etmediler, bize güçlü bir Türkiye bıraktılar. Ürettiler, didindiler, çaba gösterdiler. Türkiye'yi bu coğrafyada ayakta tuttular ve güçlü bir ülke bıraktılar' diyecekler. Bu neslin insanlarına 'Allah razı olsun onlardan' diyebilecekleri bir tablo bırakacağız" diye konuştu.
'15 ŞEHİDİMİZİN AY YILDIZLI TABUTLARLA TAŞINDIĞI TÜRKİYE TABLOSUNU YAŞADIK'
Eskiden, vatandaşın, 'Emekli maaşımı alabilecek miyim' endişesiyle beklediği anlar olduğunu hatırlatan Bakan Soylu, "Bankalarda otururlardı. Yağmur, çamur, kış... 'Ay sonu acaba Türkiye'nin parası olacak mı? Emekli maaşımı alabilecek miyim' diye endişe içerisinde beklerlerdi. Her gün 15 şehidimizin ay yıldızlı tabutlarla taşındığı, 'Ne olacak bu mesele' diye herkesin kafasının karıncalandığı bir Türkiye tablosunu hep beraber yaşadık. Bu ülkede Amerika'dan, Avrupa'dan parmak sallayanları hep beraber gördük. Bu ülkenin başbakanlarına, cumhurbaşkanlarına nasıl hakaret edildiğini, nasıl aşağılandıklarını, iftiralarla karşı karşıya kaldıklarını hep beraber gördük. Özal'a yapmadıklarını bırakmadılar. Rahmetli Demirel'in ailesine, eşine saldırdılar. Kim halkın adına, milletin adına bir şey söylüyorlarsa onu yok etmek için aldıkları talimatı yerine getirmeye çalışıyorlardı. Türkiye, çok zor günlerden geçti. Esas Menderes'i idam etmediler, bu milletin iradesini, geleceğini idam etmeye çalıştılar. Biz neyle mücadele ettiğimizi bilmiyor muyuz? Türklüğümüzü, Müslümanlığımızı kıskaca almaya çalıştılar. On yıllardır bunu yapmaya çalıştılar. İlk kez bir fırsat yakaladık. İlk kez, Cumhuriyet'in ilanından sonra Türkiye kendi ayağını, kafasını kaldırmaya çalıştı. Fırsat vermediler. Çöktüler. İlk kez Avrupa'yı böyle yakaladık" ifadelerini kullandı.
'İLK KEZ AVRUPA'YI BÖYLE YAKALADIK'
Türkiye'nin ilk kez Avrupa'yı gıda krizinde, tahıl krizinde 'Tayyip Erdoğan, Türkiye ne olursun bize yardım et' diye yalvardıkları bir dönemde yakaladığını söyleyen Bakan Soylu, "İlk kez yaşlılarını ölüme terk ederken yakaladık. İlk kez, 'Kışın nasıl ısınacağız' derken yakaladık. İlk kez bize hava atarken 'Biz 100 yıllık planlarımızı yapıyoruz' derken, bugün bir kışın planını yapamayacak kadar zafiyet içerisinde, aslında attıklarının hava olduğunu gördük. İlk kez demokrasinin beşiği olarak nitelendirilen İngiltere'nin, aslında demokrasinin beşiği olarak söylenmesinin büyük bir yalan olduğunu, 3 ayda 3 başbakanın demokrasiyle değiştirilmediğini, bu yalanların her birinin foyasının döküldüğü bir Avrupa'yı hep beraber gördük. Tayyip Erdoğan gibi sorunları çözme kabiliyeti olan bir liderle Türkiye, ilk kez dünyanın egemenlerini böyle yakaladı. Bir fırsat yakaladık. Bizden öncekilerden çok çalışmalıyız. Bizden sonrakinden de daha çok çalışmalı, daha fazla birlik olmalıyız. Birlik olanın Allah yanındadır. Birlikte rahmet vardır. Ondan sonra dünyadaki her şey bizim önümüzde açıktır. Birlik içinde, beraberlik içinde olmalıyız. Allah adildir, her şeyi görendir. Batıyı, Avrupa'yı ve dünyada kendini egemen hissedenleri ilk kez böyle yakaladık, altyapımız güçlü bir şekilde yakaladık. Bugün terör Gabar Dağı'ndan bir yandan temizlendi ama sadece temizlenmekle kalmadı. Bir yandan petrol çıkıyor. 100 milyon ton demir cevheri bulundu. 600 milyon dolarlık yatırım yapılıyor. Bir taraftan Orta Doğu'nun en büyük lojistik merkezi Diyarbakır'a kuruluyor. Diyarbakır'ın 3 sanayi sitesi var. Türkiye'deki bu gelişmeleri duyan Türkiye karşıtları, fitneciler, fesatçılar ne yapacaklarını şaşırıyorlar" dedi.
'TÜRKİYE, SÖYLEDİĞİ SÖZ ADALET HÜKMÜNDE OLAN BİR TÜRKİYE'DİR'
"Bizim büyüdüğümüz Türkiye böyle değildi" ifadesini kullanan Bakan Soylu, "Bizim büyüdüğümüz Türkiye, liderlerimizin alaşağı edildiği bir Türkiye'ydi. Acaba yarın ne olacak diye endişe ettiğimiz Türkiye vardı. Şimdi gelecek nesillerimize bırakacağımız Türkiye, ayakları üzerinde duran Türkiye'dir. Etrafındaki coğrafyaya umut olan Türkiye'dir. Söylediği söz adalet hükmünde olan Türkiye'dir. Anadolu insanının mayası sağlamdır. İyi bir istikamette gidiyoruz. Elbette ki bazı farklılıklarımız olabilir. Konulara bakış farklılıklarımız olabilir ama millete hizmet, vatanın müdafaası söz konusu olduğunda bizi bir araya gelmekten, konuşmaktan, üretmekten, gayret etmekten, gurur duymaktan hiçbir şeyin alıkoyabilmesi mümkün değildir. Yaratılmışların en şereflisi insandır. Ona hizmet etmek, onu yaratana hizmet etmek demektir. İnsana hizmet etmek de bir ibadettir. Bazen sitem ediyorlar, alıyorsunuz içinize atıyorsunuz. Bazen teşekkür ediyorlar. Bu sizi şımartmıyor. Tam tersi gayret ortaya koyuyorsunuz. Yaptığımız iş, Allah rızası bir iştir. Karşı karşıya kaldığımız olaylar çerçevesinde başka hiçbir ölçüsü yoktur. Bizler bu güzel Cumhuriyet'in kuruluşuna yetişemedik. O emeği veren insanların torunlarıyız. Onların anılarını, fedakarlıklarını dinleyerek büyüdük ama biz de Cumhuriyet'in 2'nci yüzyılına adım atıldığına şahitlik eden bir nesiliz. Onlardan aldığımız mirası geleceğe taşıyacak olan bir nesiliz" diye konuştu.
'AMERİKA VE AVRUPA UYUŞTURUCUYA TESLİM OLMUŞ'
Pandemi sürecine değinen Bakan Soylu, "Her meselenin parayla çözülmediğini salgın sürecinde gördük. Türkiye olmasaydı tahıl krizi çözülemiyordu. Göç meselesinde gördük. İngiltere 30 bin göçmeni geri göndermedi. Biz yalnız geçen yıl 125 bin kaçak göçmeni uçaklarla kendi ülkelerine gönderdik. 2016'dan bugüne kadar 425 bin kaçak göçmeni sınır dışı ettik. Ne Libya meselesini çözebildiler, ne Karabağlar'daki zulmü giderebildiler. Buraya saat 06.00'da geldim. Yaklaşık 1472 kahraman polis ve jandarmamız, İzmir'de bir uyuşturucu operasyonu nedeniyle 'Allah ayağınıza taş değdirmesin' diyerek 225 uyuşturucu satıcısını yakalayıp, adalete teslim etti. Amerika ve Avrupa uyuşturucuya teslim olmuşlardır. Amerika'da yılda 110 bin kişi uyuşturucudan ölüyor. Milyonda 324. Avrupa'da milyonda 29. Bizde milyonda 4,5. Amerika'nın 90'da biri. Avrupa'nın 7'de biri. Biz bu mücadeleyi yapıyoruz. Avrupa, eroine bedava şırınga vermeye başladı. Uyuşturucu kullanmak serbest, dağıtmak serbest. Sigara satan yerler gibi 'narko-shoplar' açmışlar. Her kafeteryada uyuşturucu kokusundan içeriye girilmiyor. Teslim olmuşlar. Şimdi biz iflahlarını kestik. Eroinin rotası değişti. Türkiye'ye artık çoğunlukla giremiyor, başka rotalardan gitmek durumunda kalıyorlar. Bütün ilçelerimizi risklere göre ölçüyoruz" dedi.
'TÜRKİYE'NİN ÖNÜNE GEÇEMEYECEKLER'
Uyuşturucu nedeniyle yakalananlarla ilgili konuşan Bakan Soylu, "Her yakaladığımızla anket yapıyoruz. Dünyada böyle bir şey söz konusu değil. Adım adım takip ediyoruz. Bundan 5-6 yıl önce Cumhurbaşkanımızla beraber terörle mücadelede yeni bir konsepte geçince, 'İnlerine gireceğiz' dediğimiz zaman 'Terör örgütünü yerinde bitireceğiz' dediğimiz zaman kimse inanmamıştı. Cudi Dağı'nı temizledik. Elinizi atıyorsunuz, toprağın üzerinde kömür var. Yıllarca bizi bunlardan yoksun bıraktılar. Şimdi çıldırıyorlar. Niye? Türkiye, kendi arabasını yapıyor, kendi gazını çıkarıyor. Daha fazla çıldıracaklar. Bir değil, bin tane derdi de olsa Türkiye'nin önüne geçemeyecekler. Karadeniz'de terörist vardı. İnsanlar yaylaya çıkamıyordu. Bir tek terörist kalmadı. Hiç merak etmeyin Türkiye'de 105 civarında terörist kaldı. 29 Ekim 2023 tarihinde Cumhuriyetimizin 100'üncü yılında bu ülkenin dağlarında PKK'lı bir tek terörist kalmayacak. Biz ne yaptığımızı biliyoruz. Onlar İHA'ların SİHA'ların, Mehmetçiğimizin neler yapacağını göremediler. Sadece ocak ayı içinde 120 barınak ve sığınağı tarumar ettik. Kar, yağmur eksi 50 derece, eksi 40 derece hiçbir önem taşımıyor. Bambaşka bir noktaya geldik. Hep beraber sağladık bunu. 2023 yılında uyuşturucuyla mücadelenin de kökünü kurutacağız" diye konuştu.
'BATI YEDİĞİNİN DİYETİNİ ÖDEMEYE BAŞLADI'
Bakan Soylu, 2017'de yaptığı konuşmayı hatırlatarak, "Okullarımızın önünde eğer uyuşturucu satıcılarını, polislerimiz görürse ayaklarını kırsınlar' dedim. İçişleri Bakanı böyle bir söz söyler mi? Söyler. Niçin söyler? Bir ana gelip, eğer 'Oğlum beni dövüyor. Allah'ını seversen beni kurtar derse' söyler. Ben ana evladı değil miyim? Kararlılığımı nasıl ifade edeceğim? Kim ne söylerse söylesin. 225 uyuşturucu satıcısı yakalandı. Tam 5 aylık projeli operasyon. Bu İzmir'de ilk yapacağımız operasyon değil. İzmir'e buradan söylüyorum. Enselerinde olacağız. Bu yıl burada kökünü kurutana kadar devam edeceğiz. Yüz kere gelmem gerekiyorsa yüz kere geleceğim. İpin ucunu yakaladık. İpin ucunu yakalamadan konuşmam. İlk kez rakamlar yukarıdan aşağıya düşmeye başladı. İlk kez bütün rakamlarda çok büyük kırılmalar yaşanıyor. Bu ülkede 124 bin metruk bina var. Bunun 90 bin küsurunu yıktık. 14 bin küsurunu rehabilite ettik. Yaptığımız araştırmaların tamamında yüzde 30 metruk binalarda kullanım çıktı. Yıktığımız için yüzde 20'ye geriledi. Duran arabalara operasyon yapmaya başladık. Terazinin kefelerinin yer değiştireceği zamana geldik. Batı yediğinin diyetini ödemeye başladı. Bugün Türkiye dünya mazlumlarına ümit olabilmektedir. Türkiye Yüzyılı inşallah hem kendimiz hem de dünya için refah, mutluluk ve istikrar ürettiğimiz bir yıl olacaktır" dedi.
'MUHTARLARLA İLETİŞİMİMİZLE PEK ÇOK MESELEYE HIZLICA MÜDAHALE ETTİK'
Hükümetin yönetim anlayışının milleti merkeze almak olduğunu ifade eden Bakan Soylu, "Son 15 gün içinde birkaç kez Şırnak'a gittim. Şırnaklılar şimdi Şırnak'ın petrol şehri olduğunu söyledi. Bu da başlangıç. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, önümüzdeki günlerde şehit jandarma Esma Çevik kızımızın isminin verildiği o bölgede çok önemli müjdeleri daha bizlerle paylaşırlar. Muhtarlarla bu kadar bir araya gelmemizi anlamayanlar, hatta alay edenler oldu. İşin özü muhtarlarla kurduğumuz iletişim sayesinde pek çok meseleye hızlıca müdahale ettik. Verimliliği arttırdık. Bu süreci planlı bir strateji dahilinde sürdürdük. 19 Ekim'i kıymetli Cumhurbaşkanımız 'Muhtarlar Günü' ilan etti. Valiliklerimizde bir vali yardımcısının, belediyelerde bir başkan yardımcısının muhtar taleplerinden sorumlu olmasını sağladık. Muhtarlarımız seçildi, 1 ay içinde muhtarlarımıza tek tip kartlar iletilmiş oldu. MUBİS olan 'Muhtar Bilgi Sistemi'mizi hizmete aldık. Yapılan başvuru 155 bine ulaştı. Maaşlarda iyileştirmeler oldu. Asgari ücretle denkleştirdik. Her meselede muhtarlarımızla el birliği içinde çalışıyoruz. Muhtarlarımızdan silah harcı alınmaması için bir yasal düzenleme yaptık. Cumhurbaşkanımız bir talimat daha verdi. Muhtarlık hizmet binalarını biz yapacağız. İlk 100'ünün temelini attık" diye konuştu.
'MUHTARLARIMIZA NE KADAR TEŞEKKÜR ETSEK AZDIR'
İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger ise konuşmasında, "Kamu hizmetlerinin vatandaşlarımızla buluşturulmasında çok önemli bir vazife üstlenen kıymetli muhtarlarımızla bir araya gelmekten memnuniyet duyuyorum. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın muhtarlık kurumuna verdiği önemi, binlerce muhtarımızla bir araya gelmesinden, çözüm bekleyen meselelere çözüm sağlamasından açıkça anlıyoruz. Allah gayretlerini boşa çıkarmasın. Muhtarlar toplantılarımızda tüm ilçelerimizde görevli muhtarlarla bir araya geliyor, sorunlarına çözüm arıyoruz" ifadelerini kullandı.
AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı da "İzmir'de 1090 muhtarımızla hizmet etmekteyiz. Kıymetli muhtarlarımız sizler bizim mahallelerdeki gözümüz, kulağımızsınız" dedi.
'ÇOK BÜYÜK BİR CAMİAYIZ'
Türkiye Muhtarlar Konfederasyon Başkanı Genel Sekreteri Osman Aydemir ise "Konfederasyonumuz olarak çatımızı kurduğumuz andan itibaren bütün bölgelerde yapılarımızı güçlendirdik ve toplantılar Sayın Bakanımız nezdinde gerçekleştirildi. Kendi kendimize yetebilme, kırsal kalkınma, hayvancılık, doğru tüketim, sıfır atık, toplumsal şiddet ve daha birçok konuda mahallelerimizle, köylerimizle iş birliği yaparak, iş birliklerini sağlamaya daha bilinçli hareket kabiliyetiyle ortaya koyacağız. Biz çok büyük bir camiayız. Bu çatının ayrıştırılmasına müsaade etmeyeceğiz" dedi.
YORUMLAR