BEŞ KONU BEŞ YORUM

    Bahçeli'yle nerede kalmıştık... Millilerin selamının izahı... STK'lar ne yapsın? Fırsat kollayanlar... Derinden diplomasi

    BEŞ KONU BEŞ YORUM
    15 Ekim 2019 - 16:06

    İSMAİL SERT'İN YORUMUYLA

    Bahçeli: Nerede kalmıştık?

    Bahçeli 3 haftalık aradan sonra Genel Merkez’deki mesaisine başladı. ‘Genel Merkez’deki mesai’ ifadesi rastgele değil. Çünkü parti yetkilileri sürekli, evinde dinlenirken de çalıştığını dile getirdiler.

    İlk fotoğrafında biraz kilo vermiş, kırlaşmış sakalları yüzünün ifadesini biraz yumuşatmış, hatta afacan bir çocuk hali var. Ancak kurt işaretini ihmal etmemiş.

    Bu duruşuyla “nerede kalmıştık?” diye sorduğunu tahmin etmek zor değil.

    Ha bir de şu var: Üç hafta boyunca sosyal medyada türlü çeşitli yalan haber üretenler, yalanlara yeni yalanlar ekleyip dolaşıma sürenler, her defasında güvenilir kaynaklar(!)dan kesin bilgiler aktardıklarını iddia edenler biraz olsun utanmışlar mıdır acaba?


     

    Fırsat kollayanlar

    Birileri her sabah kalkıp medyayı tarıyorlar. Aradıkları, Esad’la görüşüleceğine dair bir haber, bir ima, bir işaret, bir his. Onu bir yakalasalar, birden ‘haklının da haklısı’ konuma yükselecekler ve büyük bir sandığın kapağını açıp içindekileri ortalığa saçacaklar:

    “Hani Esad’a neler demiştiniz?”, “Şimdi o söylediklerinizi yutuyor musunuz?”

    Ancak unutmasınlar. Dünyanın en zor coğrafyasında, en karmaşık ilişkiler ağında, kirli mücadelelerin içindeyiz. 911 kilometre sınır bizim. 4 milyona yakın Suriyeli bizde.

    “Bugün yarın görüşülür” demek istemiyorum.

    Bu kadar zor bir alanda isek, birlik olma gününde isek, her sabah yüzünü yıkadıktan sonra ilk iş olarak kusur aramaya başlamak, ‘esaslı bir kusur’ olsa gerek.


     

    Derinden diplomasi

    Amerikan güçleri güneye çekiliyorlar. PYD-YPG teröristleri de peşlerinden. Türk ordusunun kendisine verilen görevi sonuna kadar yapacağından eminiz.

    Ancak ya sonrası…?!

    Harekatın ilk günleri geçtikten sonra, sorular sorulmaya başlandı: Siyaseten yürütülecek mücadele ne durumda?, Diplomasi girişimleri yapılıyor mu? Ekonomide zarara uğramamak için görüşmeler yürütülüyor mu?

    Haklı olarak bu soruları sorarken, bir ayrımı görmezden gelmeyelim. Haber merkezlerinin kameraları doğal olarak askeri harekatın peşindeler. Gün be gün haber alıyor, görüntüleri izliyoruz. Diplomasi ise özü gereği derinden ve gizli yapılır. Açıktan yürütülmesi mümkün değildir.

    Askeri harekatın gerçekleri:

    - Harekatla elde edilecek güvenlik ve istikrar bütün dünyanın yararınadır.

    - DEAŞ batılı istihbaratların tezgahında üretilmiş tehlikeli bir aparat, YPG güya onunla mücadele etmek üzere dizayn edilmiş, palazlandırılmış bir başka terör örgütüdür. Özellikle DEAŞ’ın bertaraf edilmesi Batı’nın uykularını delik deşik eden kabusları sonlandıracaktır.

    - Türkiye, önünde başka seçenek kalmayınca ve uzun zaman sabrettikten sonra sınır ötesine askeri harekata başlamıştır.

    Argümanlarımız çok güçlü olduğuna göre, diplomasinin de derinden ilerlediğini kabul etmek durumundayız.


     

    Sivil toplumun görevi

    Toplumun her kesiminin hareketlendiği bir dönemdeyiz. Herkes tetikte. Medya hareketli. Ekranlarda daima ‘son dakika’ anonsları var.

    Bu arada, sivil toplum kuruluşları, kısaca STK’lar da kendilerini açıklama yapmak zorunda hissediyorlar.

    Peş peşe açıklamalar geliyor. Askeri harekatla ilişkisi çok uzak olan, hatta hiç olmayan kuruluşlar da açıklama yapıyorlar.

    Açıklamaların çoğu iç kamuoyuna yönelik ve sanki daha çok ‘halkla ilişkiler’ alanındaki terimler kullanılıyor. İnsan hakları konusundaki duyarlılıklar, insanların zarar görmemesine dair hassasiyetler vs.

    Bir kısım STK ise ellerine bayrak alıp yürüyüş düzenliyor, askerlerimizi desteklemek için gösteri yapıyorlar.

    Oysa bu sıcak aralıkta STK’ların görevleri en alttan en tepeye doğru iletişim kanallarını çalıştırmak ve en üst yapılarını devreye sokarak harekatı dünyaya anlatmak olmalıdır.

    Kendi kuruluşlarının yabancı ülkelerdeki muhataplarına duruşumuzu anlatmalıdırlar.

    Sendikalara, işveren örgütlerine, barolara, üniversitelere, vakıflara, derneklere ve diğerlerine düşen görev, Türkiye’nin tezlerini dünyaya ulaştırmaktır.


     

    Bu selam

    Zor maçtı. Son maçımızda Konya’da yenmiş olsak da son dünya şampiyonu Fransa ile maç istatistiklerimiz kötüydü. 7 maçın 5’inde yenilmiştik.

    Ancak dün şahane bir akşam yaşadık. Fransa’da 90 dakika boyunca futbol oynayan güçlü, diri, moralli bir milli takımımız vardı. Seyircilerimiz de tribünü ele geçirmişlerdi.

    Sahadaki gücümüzü herkese gösterdik. Maç sonunda da futbolcularımız tribünlere asker selamı çaktılar. Umarız bu defa UEFA yetkilileri bu selam için de inceleme başlatmazlar. İzahını şimdiden yapabiliriz: Bu, futbol aşkı ile vatan sevdasını buluşturan, yeşil sahalarda görülecek en güzel selamdır.


    YORUMLAR

    • 0 Yorum