Coşkun Sabah, Manşet Türkiye'ye konuştu
Ünlü sanatçı Coşkun Sabah'ın verdiği bir röportaj sırasında kızının instagramda paylaştığı bikinili fotoğraflar üzerine sarf ettiği iddia edilen sözler gündemi meşgul ediyor. Coşkun Sabah, mansetturkiye.com’a içini döktü: Ağzımdan çıkmayan sözleri yazmak adiliktir.
26 Aralık 2020 - 00:10 - Güncelleme: 26 Aralık 2020 - 01:22
Ünlü sanatçı Coşkun Sabah, kızının bikinili fotoğrafları üzerine sarf ettiği iddia edilen sözler üzerine açıklamalarda bulundu. mansetturkiye.com İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Hasan Çölmekçi’ye konuşan Sabah, "Benim ağzımdan çıkmayan sözler bir gazetedeki röportajda manşet yapıldı. 'Ben İzmirli gibi değilim, Diyarbakırlıyım' diye de bir söylemim olmadı. Bunu ispat edenlere 1 milyon dolar tazminat ödemeyi taahhüt ediyorum" dedi.
Coşkun Saban’ın olayla ilgili anlatımı şöyle:
Hakkımda savcılığa şikayet dilekçesi veren CHP’li Meclis Üyesi Taner Kazanoğlu çok mahçup olacak. Benim İzmir, Aydın, Manisa’yla ilgili kötü bir söylemim yok. Ağzımdan öyle bir şey çıkmadı. Peki o zaman ne olacak. O zaman ben gidip onu dava edeceğim. Benim ağzımdan çıkan laf başka, gazetede atılan başlık başka. Gazeteci, kızımın mayolu fotoğraflarını instagramdan neden kaldırtdığımı sordu. Ben de aynen şunları söyledim: Ben batıya saygı duyuyorum. Bir Aydınlı, İzmirli, Manisalı bunu gündeme getirmez, konuşmaz ama doğulu bir Diyarbakırlı, Urfalı, Antepli bunu konuşur, dillendirir. ‘Ben İzmirli, Aydınlı, Manisalı gibi değilim’ diye bir söz söylemedim. Bunu yazanlar için iki büyük dava açtım.
KİMSE RÖPORTAJ VERMEYECEK
Bakın benim ağzımdan çıkmayan bir sözü yazmak adiliktir. Yani bunlar magazinciliği de bitirdiler. Artık hiçbir şarkıcı, artist röportaj vermemeye karar verdi. Herkes halime çok acıyor, ‘vah vah’ diyorlar. Kendi ayaklarına sıktılar. Bazı sanatçı arkadaşlar aradılar. ‘Bu sana nasıl yapılır’ dediler. Kimse mana veremiyor. Ağzımdan çıkmayan bir söz yazılır mı ya..
YALVAR YAKAR ARADILAR
Yalvar yakar benden röportaj istiyorsun. Üç dört defa arıyorsun.. Biz öyle bir kere telefonla aramayla röportaj vermiyoruz ha! Yalvaracak, yakaracak, lütfen diyecek, rica ediyorum diyecek. Bu insanlığa sığmaz.
Meclis üyesi Kazanoğlu nasıl böyle bir gaf yapabilir, onu da anlamıyorum. Ben instagram hesabımdan yalan haber üzerine bir olay anlattım. 6-7 Eylül olayları, yalan haber yüzünden çıktı. 60 küsur ölü, büyük zaiyat oluyor.
BEN HİÇBİR ZAMAN MAKBUL BİR TARAF GÖSTERMEDİM
Allah aşkına Türkçe eksikliği bende mi var, yoksa başkalarında mı? Olayı tekrar söyleyeyim. Gazeteci “Feministler ayaklandı. Kızının bikinili fotoğrafını neden kaldırtıyorsun instagram hesabından” diye soruyor. Ben de diyorum ki: Türkiye’nin büyük resmine bakın. Ben bunu söylemek istiyorum. Makbul taraf olarak herhangibir hedef göstermemişken bazı kişilerin tavrını anlamış değilim. Bu olayda kesinlikle ne batıyı ne de doğuyu yargılamıyorum. Sadece büyük resme bakıp Türkiye'nin genel yapısını değerlendiriyorum.
ANLAYIŞINI SORGULARIM
Bu konuda doğudan akrabalarımız var. Onlar tepki gösterdi. Bu da baskı oldu. Böyle şey mi olur ya. Neden anlamıyorlar. Ben de beni dava edenleri dava edeceğim. Benim ne demek istediğimi anlamayanların anlayışını sorgularım. Üniversite bitiren böyle düşünür mü ya. Meclis üyesi olmak için tahsil önemli değil. Benim olayında konu başlıktır. Başlıkta çarpıcı lafı ben söylemedim. Dikkat çeksin diye yazı işleri benimle yapılan röportajın başlığını öyle atmış. Bütün olay bu..
CHP’Lİ MECLİS ÜYESİ DAVACI OLMUŞTU
CHP İzmir Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Av. Taner Kazanoğlu harekete geçti ve suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda Coşkun Sabah'ın, halkı birbirine kırdıracak derecede büyük bir provakasyona bilerek ve isteyerek imza attığı ve Türk Ceza Kanunu’na göre suç işlediği iddia edilerek, "Şüpheli, söz konusu beyanları ile Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları arasında ırkçılık hatta bölücülüğe varan bir ayrım yaparak, kendisinin gelenek ve göreneklerini olduğunu beyan ettikten sonra İzmir, Aydın, Manisa illerimizin ismini özellikle belirtip, bu illerde yaşayan vatandaşları açık açık ‘namuslu’ olmamakla itham etmiştir.
'MANİPÜLATİF BİR DİL'
Şüphelinin bu eylemi çok açık şekilde ülkenin huzur ve sükûnu ile kamu barışını bozmayı hedef alan topluma kin ve nifak sokmayı amaçlayan söylemlerdir. Şüpheli manipülatif bir dil kullanarak, soyut saygısızlığın ötesinde kin ve nefret duyguları ile düşmanca sözler sarf ederek kasıtlı olarak halkın bir kesimini hedef göstermiş, halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama suçunu işlemiştir." denildi.
'HALKI KİN VE DÜŞMANLIĞA SEVK EDİYOR'
Bilindiği üzere; Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunun maddi unsuru, halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek, halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılamak veya halkın bir kesiminin benimsediği dinî değerleri alenen aşağılamaktır.
'TAHRİK UNSURU'
Şüphelinin bu sözleri o denli tehlikelidir ki; bu ifadelerde yer alan “tahrik” unsuru halkın bir kesimine karşı düşmanca tavırlar gösterilmesini sağlamaya veya bu tür tavırları pekiştirmeye de son derece elverişlidir. Şüphelinin söz konusu röportajı sırasında kullandığı kamu barışını zedeleyen bu pervasız dil ve suç teşkil eden ifadeleri kamu vicdanını yaralamış ve kamuoyunda da büyük tepki görmüştür. Kaldı ki, tüm bu suçlar; sadece İzmir, Manisa, Aydın halkına karşı değil; tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına ve özellikle kadınlara karşı işlenmiştir.
YORUMLAR